1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Bir ‘öpücük’ ve daha fazlası
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Bir ‘öpücük’ ve daha fazlası

A+A-

 

Çok fazla zaman kalmadı.
Nisan, gün geçtikçe yanaşıyor.
Seçim tarihi yaklaştıkça yavaş yavaş taşlar da yerinden oynuyor.
En büyük oynama DP'de…
Yerel, genel, Cumhurbaşkanlığı…
Son girdiği tüm seçimlerde oylarını 'emanet' olarak başka partilere kaptırdı DP.
Kimi seçimde bilerek, kimisinde elinde olmayan sebeplerle.
Ancak kendi oyları hep başkasına yar oldu, kendine yaramadı, yarayamadı.
2010’da başladı emanet oy vermeler!
Ve devam etti…
Derviş Eroğlu’nun “elini bükemediğini” ilan eden Serdar Denktaş “el öpmeyi” yeğledi.
Sonrası da geldi zaten…
Öyle bir öpücük kondurdu ki Eroğlu’nun 'sağ' eline, sağını-solunu şaşırttı.
Dedim ya, gerisi geldi o meşhur öpücükten sonra.
Önce beraber “UBP adayı” Cemal Bulutoğluları'nı öptüler.
Cemal başkan da Lefkoşa'yı öpmenin ötesine taşıdı, sağ olsun (!)
Karşılıklı 'öpüşme' zamanla 'DP' denen tabanı dağıtmaya başladı.
Serdar Denktaş 'kendi oylarını'  pazarlamaya başladığı gün, tabanı da dağıtmaya başlamıştı.
Ama farkında değildi.
Böyle bir geçmişin ardından 2013 genel seçimlerine geldi süreç.
UBP'nin iç meselesi yüzünden sorun yaşayan bir kanat 'UG' şemsiyesi altında DP'ye sığındı bu kez…
Bu sığınma basit bir sığınma değildi, yavaş yavaş azalan-eksilen DP tabanını tamamen temizleme operasyonuydu.
Ama Serdar Denktaş yine farkında değildi.
2014 yerel seçimlerinde ‘sıfıra’ vuran partisinden gelen sinyalleri okumamış, 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimi için hala 'DP oylarını' pazarlama telaşındaydı.
Olmayan-bitmiş, tükenmiş DP oylarını…
DP'ye balıklama dalan, önce 'üyesi', sonra 'genel sekreteri' en son da 'bakanı' olan Hasan Taçoy'un “DP desteklemese de ben 2015'te Eroğlu'nu destekleyeceğim” sözü ‘büyük finalin’ ilanıydı aslında…
Taçoy basit bir söz söylemiyordu, “Ben üyesi olduğum partinin kararlarına uymayacağım” diyordu.
Yani “DP kendi adayını çıkarsa bile ben uymam” demeye getiriyordu.
Serdar Denktaş'ın pazarlayacak oyunun tükendiğini de ilan ediyordu bir anlamda.
Bu manzara artık her seçimde ona, şuna destek veren, sağa sola kayan 'DP oylarının' Derviş Eroğlu'nun eline geçtiğini gösteriyordu.
Çok parçalı UBP'nin bir kısmını, liderlikten yoksun, parti disiplini kalmamış DP'nin büyük bir kısmını elinde tutan Eroğlu çok rahattır artık.
Çünkü ortada ne gerçek UBP, ne de gerçek DP var…
Çok parçalı, bir biriyle kavgalı UBP.
Bir de 'koalisyon' gibi duran DP.
Bu durum kime yarar sağlar diye sorduğunuzu duyar gibiyim!
Kimseye faydası olmaz!..
Siyasetin küçük hesapları sadece günün geçmesine hizmet eder.
Derviş Bey ve adamları koalisyonlarda küçük ortak olur, 'küçük' hesapların peşine düşer-faydalanır belki.
Ancak memleketin geneline hiçbir artısı olmaz bu durumun.
Olan, umutlanarak bu adamlara oy veren gariban seçmene olur.
“KKTC” diye diye peşlerinde koşan zavallı sağcı seçmene olur.
'Sağdan' çıkan bu 'yara' döner dolaşır memleketi esir alır, bu yaranın da adına 'Derviş Eroğlu' denir.
Kendi partisi UBP'yi bile parçalayan, DP'yi darmadağın eden Derviş Eroğlu.
Kanayan her yarada izi olan Derviş Eroğlu… 

------------------------------------------------
Keşke...

28 Ekim’de Rumlar, 29 Ekim’de de Türkler bayrak asarmış 74’ten önce... Bir birlerine ‘inat’ olsun diye bu iki gün bayraklar üzerinden fantezi yaparmış Kıbrıslılar... Ahh ahh... Hep beraber ‘ortak geleceğimizin’ inadını yapsaydınız keşke... Bugün her şey başka olurdu, bir başka...

-----------------------------------------------

SORU

Yasalarımıza göre “hayvanlara eziyet etmenin” suç olduğunu biliyorum... Ancak bazı evcil hayvan satan mağazaların köpekler için “elektro şok” etkisi yapan tasma sattığını da görüyorum... Bu yerleri denetleyen biri yok mu?
Hayvana elektrik vermek ‘işkence’ değil mi?

Bu yazı toplam 1857 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar