1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Bir kez daha düşünün!
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Bir kez daha düşünün!

A+A-

 

Seçimler artık son haftasına girdi.
Adaylar propagandalarının son çalışmalarını yapıyorlar.
Pazar günün akşamı artık belediyelerde, muhtarlıklarda kazananlar, kaybedenler belli olacak.
Tabii bir de unutmamak gerekiyor ki aynı gün anayasa değişikliği de oylanacak.
Benim oyum bu değişikliklere ‘evet’ olacak.
Çünkü 80 darbesi sonrası Türkiye’de yapılan anayasanın ardından KKTC de ilan ediliyor ve ardından da anayasa yapılıyordu. Bu anayasa darbe anayasasının kopyası gibiydi ve halen yürürlükte…
Ne gariptir ki Türkiye darbe anayasasını defalarca değiştirirken, bizde 29 yıl sonra ancak değişikliği oylayabiliyoruz.
Elbette ki yapılan değişikliklerle çok mükemmel bir anayasa ortaya çıkmış değil, daha yapılacak çok değişiklik var ama mecliste varolan aritmetik ancak oylamaya gideceğimiz değişiklikler üzerinde uzlaşı sağlayabildi.
Ancak uzlaşı bu kadardır diye, daha yapılması gereken değişiklikler var diye ‘anayasaya hayır’ kampanyası başlatılmasının da doğru olmadığını düşünüyorum.
Bu kampanyayı yürütenlerin yapılan değişikliklere karşı olduklarını söylemek zor. “Daha yapılacak değişiklikler var” diye ‘hayır’ kampanyası yürütülüyor.
O zaman şimdiki anayasanın aynen kalması için yürütülen bir kampanya olmaktan başka bir amacı olabilir mi bu sürecin!..
“85 Anayasası’nın tümden değişmesi gerekir ki biz de oy verelim” demek, her zaman ‘hayır’ demekle eşdeğer bir söylemdir bana göre…
“Bütün yapılması gereken değişiklikler bunlardır, şimdi tamam” şeklindeki kararı kim verecek? Bu uzlaşının tam olması için nasıl bir meclis aritmetiği gereklidir. Bu aritmetiğin sağlanması mümkün müdür? Mümkünse bu ne zamandır ve o zaman gelene kadar şimdiki anayasadan yani darbe anayasasından memnun olmayanlar o anayasaya sahip mi çıkacaklar?
Anlaşılması güç ve garip bir tutum içindeki arkadaşlar umarım Pazar gününe kadar bir kez daha, hatta defalarca bu tutumlarını gözden geçirebilirler… 
   
--------------------------------------------------------------

Yaşamı zorlaştıran uygulama

Daha önce de yazdım diye hatırlıyorum;
Güney’e geçişlerde getirilen çok yeni olmasa da ‘yeni’ uygulama.
Yani 18 yaşından küçük çocukların güneye geçerken anne babasının da mutlaka yanında olması…
Veya anne-babadan biri yoksa olmayandan muhtarca onaylanmış bir yazının olması gibi vatandaşı zora sokan bir uygulama çok da şık olmadı diye düşünüyorum.
Tamam, anne veya babadan birinin haberi olmadan 18 yaşından küçük çocuğun biri veya ikisi tarafından güneye kaçırılması bir önlem almaya itmiş olabilir yetkilileri ama bu önlemin farklı bir yöntem olmasında fayda var.
Dün yine bir iş için güneye geçerken böyle bir olay vardı yanımda… Oğluyla birlikte güneye geçmek isteyen baba, anneden onaylı bir yazı istendiğini öğrenince ofladı, pufladı ama fayda etmedi.
Polis memuru kadın, “yasa böyle” dedi.
Adam, oğluyla birlikte geri dönmek zorunda kaldı.
Kimbilir nereden geliyordu, kimbilir belki de işinden bugün için izin almıştı, işlerini bugün için ayarlamıştı belki de ama beklediği olmadı.
O an belki anneye bir telefon açılabilir, kimliği belirleyecek iki soruyla onayı alınabilir ve vatandaşın perişanlığı giderilebilirdi.
Devletler, yönetimler, yasalar, kurallar vatandaşın yaşamını kolaylaştırmak için vardır, zorlaştırmak, eziyet çektirmek için değil.

Bu yazı toplam 1740 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar