1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Ben Nereye Geldim?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Ben Nereye Geldim?

A+A-

Yeni Ercan Havaalanı’ndan hiç uçmadım.

Üzgünüm ama şimdiki ortamda gidebileceğim “güvenli” bir liman yok..

Uçmadım ama uğurlamaya, karşılamaya gittim.
Hem dostlarımı, hem yakınlarımı…
Bu toplumun parasına içim acıdı!

Hele içine girdiğinizde tam bir “yalnızlık” duygusu çörekleniyor yüreğinize.

***
"Dünyada birçok havalimanında bulundum. Yeni olmasına rağmen Ercan bence hiç tartışmasız en kötüsü” diyor Mete Feridun hocam. Haklı…

Elbette daha kötüsü vardır.
Çok daha köhnesi, çok daha vasatı…
Ama burada söylenen kötülük başka!

Bir kere ülkenin kültürünü hiç yansıtmıyor. Ruhsuz, ürkütücü, kasvetli bir bina. Her taraf özensizce yerleştirilmiş kumarhane reklamlarıyla dolu. Çıkışta takım elbiseli kumarcı karşılayıcıları… Yabancı olsanız, doğal güzellikleri olan bir ülkeye değil, karanlık işlerin döndüğü bir yere geldiğiniz izlenimine kapılırsınız.”

***
İşin aslı, “izlenim”e gerek yok.
Ada yarısı gerçekten de “karanlık işlerin” döndüğü bir yer.

Üstelik kimileri bu karanlığı bir üstünlük sayıyor, korsanlığı kutsuyor.

“İki devletli çözüm” diye ambalajladıkları çözümsüzlük, tam anlamıyla bu karanlığı anlatıyor aslında.

Çünkü uluslararası toplumdan, standarttan, denetimden kaçmayı “siyaset” diye sunmak başlı başına karanlığın ta kendisi.

Yolsuzluğa, liyakatsizliğe, haramiliğe açık kapıdır, dünyaya kapıları kapatmak...

***
Yeni Meclis’e de gitmedim hiç.
Daha doğru tanımla "Külliye”ye…

Gazeteci olarak elbette yolum düşecek, yok sayamam.

Ama orası Ercan’dan beter!
Ne ada mimarisinden iz var, ne kültüründen…
Sadece gereksiz bir beton yığını.
Projenin bütünü zaten dayatma!

Bu ülkenin yalnız demokrasisine değil, mimarisine de saygısızlık...

***
Aslında mesele yalnız Ercan ya da Külliye değil…Kuzeyin bütününde büyüyen bir çirkinlik var.
Tam bir estetik yoksunluğu!
Akdeniz dokusundan uzaklaşma, başkalaşma, yabancılaşma…

İskele tanınmaz halde.
Girne’nin o meşhur Ciklos inişi mide bulantısına dönüştü.
Ne bir bütünsellik, ne bir uyum…

Turizm Bakanı hâlâ diyebiliyor ki, "Yunan adalarına değil, kuzey Kıbrıs’a geliniz.

Geliniz de kusunuz!

***

Neredeyse tümüyle yok edildi bu ülkenin dokusu. Oysa ada ülkelerinin bir karakteri olur; bir bütünlüğü, mimari uyumu, özgünlüğü…

Şimdi insan nereye gitse, nereye baksa aynı soruyu soruyor: Ben nereye geldim?

En büyük kaybımız da işte bu aidiyet duygusu…

Bu yazı toplam 1613 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar