1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Ailelerin Özel Okul Açmazı
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Ailelerin Özel Okul Açmazı

A+A-

KKTC’de okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde toplam 59 bin 132 öğrenci örgün eğitim alıyor. Bu öğrencilerin 46 bin 277’si (%78) kamu, 12 bin 855’i ise özel okullarda okuyor.

Ülkemiz okullarında görev yapan öğretmen sayısı ise 6 bin 384. Bunların 4 bin 849’u (%76) kamu, bin 535’i (%24) ise özel okullarda görev yapıyor. 

Ülkemizde nüfus politikası olmadığı gerçeğinden hareketle önümüzdeki yıl bu sayıların kontrolsüz bir şekilde artacağı söylemek yanlış olmaz. Yani kamusal eğitimdeki en büyük sorunlardan birisi olan tıklım tıkış sınıflar, bahçesinde oyun oynamaya yer kalmayan kalabalık okullar sorunu daha da derinleşecektir

Kamu okullarının alternatifi olan özel okullarda ise okul fiyatları uçmuş durumda. Önümüzdeki yıl çocuğunu özel okula göndermek isteyen aileler yıllık 330 bin ile 480 bin TL arasında ödeme yapmak zorunda kalacaklar.

  • Verilen eğitim kalitesi ve standartlarının yüksek olması
  • Belirgin biçimde yabancı dil eğitimin daha iyi olması,
  • Teknolojik sistemlerin kullanılması,
  • Kapıdan alıp, kapıya getiren, hemen her unsuru düşünülmüş yan hizmetler,
  • Öğrencinin ilgi, istek ve yeteneğine uygun farklı aktiviteler,
  • Tam gün eğitim.

Yukarıda okuduklarınız, yüksek ücretlere rağmen ailelerin özel okulları tercih etme sebeplerinden sadece bazıları. Aslında bütün bunların altında yatan bambaşka nedenler de var. Gelin kamu ve özel okullara biraz daha yakından bakalım.

Kamu Okulu: Halk arasındaki adıyla “Devlet okulları” doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olan, her türlü gideri devlet bütçesinden karşılanan okullardır.

Özel Okul: Milli Eğitim Bakanlığı’nın gözetim ve denetimi altında görev yapsalar da “Özel Okullar, Dershaneler ve Kurs Yerleri Tüzüğü” hükümlerine göre gerçek veya tüzel kişilerce açılmış ve ücret karşılığında hizmet veren okullardır.

  • Devlet okullarının bütçesi, devletin vatandaşlardan topladığı vergilerle karşılanır. Özel okulların bütçeleri ise okulun sahibi olan kişi veya kişiler tarafından karşılanır. Özel okul sahipleri de bu giderleri ve nihayetinde kurumlarını bir işletme olarak gördükleri için kâr paylarını da ekleyerek öğrenci velilerinden aldıkları ücretlerle karşılarlar.
  • Kamu okullarında okuyan öğrenciler eğitim görmesi gereken vatandaşlar olarak algılanırken, özel okullarda okuyan öğrenciler daha çok müşteri olarak algılanmaktadır. Özel okulda okuyan öğrencinin velisi, çocuğunun eğitimi için para vermeyi bir gereklilik olarak görürken, kamu okulunda okuyan öğrencinin velisi okul için istenen küçük miktardaki paralar için bile tepki koyabilmektedir.
  • Kamu okullarında görev yapan öğretmenlerin maaş ve özlük hakları için mücadele eden güçlü öğretmen sendikaları varken, özel okullarda patronun (okul yöneticisinin) söylediği her şeyi yapmak zorunda olan hatta çoğu zaman emeğinin karşılığını alamayan öğretmenler görev yapmaktadır.
  • Buna karşın özel okulda çalışan öğretmenler, kamu okulunda çalışan öğretmenlere oranla öğrencilerin sorunlarıyla daha çok ilgilenmektedirler. Bunda özel okuldaki öğretmen başına düşen öğrenci sayısının kamu okulundakinden daha düşük olmasının da etkisi vardır. Devlet okulundaki öğrenci sayısı çok fazla olduğu için öğretmenlerin her öğrenciyle yeteri kadar ilgilenmesi mümkün değildir.
  • Özel okullarda sınıflardaki öğrenci sayılarının azlığının yanında özel okullardaki toplam öğrenci sayıları da okul binası uygun düzeydedir denilebilir. Başka bir ifadeyle Özel okullardaki öğrenci sayısı fazla değişmez, fakat kamu okullarındaki öğrenci sayısı sürekli artar. Öğrenci sayısı çok fazla artınca okul bahçesindeki eski okul binanın yanına yeni derslikler inşa edilir ve bu da bahçenin, koridorların, atölyelerin, laboratuvarların, çocukların serbest zaman geçirecekleri alanların daha da yetersiz hale gelmesine yol açar.
  • Özel okuldaki etkin yabancı dil öğretiminin yanında zengin sportif ve sanatsal faaliyetler daha fazla ve farklıdır. Kamu okullarında ise bunlar çok sınırlı ve durağandır.

 

  • Ve en önemlisi; Özel okulları, kamu okullarından ayıran en büyük farklarından biri de öğrenci seçebilme hakkıdır. Özel okullar kendi öğrencisini kendisinin seçme hakkı vardır. Bu da özel okulu aniden bir ticari yapıya dönüştürmektedir. Özel okul bir yandan hazır bulunuş düzeyi yüksek öğrenciyi seçmek isterken diğer yandan da okulun ücretlerini eksiksiz karşılayabilecek ekonomik durumu yüksek aile çocuklarını okullarına katmak isterler. Bu nedenle acımasız bir rekabet, okul içinde statü farkı kendiliğinden oluşuverir.

Oysa kamu okulları, en liberal ülkelerde bile varlığını devam ettiren, kamu kaynakları tarafından desteklenen ve günden güne artmaya devam eden kurumlardır. Hiçbir çocuğun ayırt edilmediği bu nedenle de öğrenci seçme özgürlüğünün olmadığı okullardırlar. Ülkedeki her vatandaşın eğitim hakkından eşit şekilde ayrım yapılmaksızın faydalanabilmesi sadece kamu okulları ile mümkündür. Devlet okullarında öğrencilerin alım gücü ya da maddi imkanlarına bakılmaksızın en iyi şekilde ve en kaliteli eğitim alması temel koşuldur. Bu nedenle de yapılması gereken en temel şey kamu okullarına daha fazla yatırırım yapmaktır.

Sözün özü: ciddi planlamalar yapıp kamusal eğitimi güçlü ve kaliteli yaparsanız özel okula yönelen talebi de minimumda tutarsınız. Aksi halde aileleri özel okula mahkum etmekten kurtaramazsınız.

Aileler özel okullara verdikleri büyük paraların eğitimsel karşılığının alamadıklarının farkındalar ancak kamu okulları ile özel okullar arasındaki farkın katlanarak artıyor olması karşısında çaresiz kalıyorlar.

Anne-babalar tam bir ikilem, en değerli varlıkları olan çocukları için tam bir açmaz yaşıyorlar.

egitim.jpeg


Anlayana Gülmece

Yalaka Çavuş

Padişah bir saray yaptıracak. Yalaka çavuş durur mu? Hemen talip olmuş saray inşaatına. Tez elden bitirmiş işleri. Teslim edecek. Padişah almış vezirini sarayı gezmektedir. Yalaka çavuşla çok iyi anlaşamayan vezir, sarayın tuvaletinin olmadığını fark eder ve bu durumu padişaha hissettirmeye uğraşır.  Hemen söze başlar.

  • Hünkarım! Sayın ki çişiniz geldi. Nasıl gidereceksiniz? Nereye edeceksiniz?
     

Yalaka çavuş fırsat verir mi? hemen atılmış söze. Vezire dönerek;

  • Sana ne… Koskoca padişah! Sana mı soracak nereye edeceğini? Nereye isterse oraya eder!

Okumuş muydunuz?

Eğer bir ülkede cücelerin gölgeleri uzamaya başlamışsa güneş batıyor demektir.

Çin Atasözü

Bu yazı toplam 721 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar