21 Yıl Geçti Hala Çözüm Yok
Dün 24 Nisan referandumunun 21 inci yıldönümü idi. 21 Yıl önce Kıbrıs’ın her iki tarafında yaşayan Kıbrıslılar çözüm için oy kullandı, ama çözümü sağlayamadı.
Kıbrıslı Türkler % 65 Evet oyu ile çözüme onay verdi. Ancak Kıbrıslı Rumlar %76 Hayır oyu ile çözümü reddetti.
Bu sonuç iki tarafta da çok tartışıldı. Hala da tartışılıyor. O günlerde CTP MYK üyesi olarak görev yapıyordum. Referandumun ertesi günü partide yaptığımız değerlendirmede bu sonucun halkımızda yarattığı büyük hayal kırıklığını görmüş ve bunun ancak hem kuzeyde, hem güneyde çalışmakla aşılabileceğini tespit etmiştik.
İlk etapta güneydeki en büyük siyasi partiler AKEL ve DİSİ ile görüşerek referandumda oylanan çözüm planını nasıl iyileştireceğimizi ve Kıbrıslı Türklerin evet oyunu bozmadan, Kıbrıslı Rumların hayır oyunu, evet’e dönüştürebileceğimiz yönünde çalışma başlatmıştık.
Yaptığımız bu çalışmalarda Rum partilerinden gelen istekler daha çok Annan planındaki sürelerin uzun olduğu ve bu sürelerin kısaltılmasının Rumları evet’e yönlendireceği yönünde idi.
Hatırlanacağı üzere Annan planındaki süreler çözümle birlikte atılacak bazı adımları 1 yıl, 3 yıl, 10 yıl gibi sürelere bağlıyordu. Rumlar bu sürelerin çok uzun olduğunu, halbuki anlaşma imzalandığı gün bizim Kıbrıs’ın yönetimine hemen ortak olacağımızı söyleyerek bunundan dolayı Rumları hayır dediğini anlatıyorlardı.
O gün bu süreler çok uzun olduğu için hayır diyenler, bugün aradan 21 yıl geçtikten sonra geriye dönüp baktıklarında acaba ne düşünüyorlar diye merak ediyorum.
Benim anladığım Rumların o gün Hayır demelerinin ana nedeni bir yıl önce, Nisan 2003’de Kıbrıs’ın AB üyeliği için resmi imzayı atarak üyeliği ceplerine indirmeleriydi.
O dönemde Kıbrıs Türk toplumunu yöneten Denktaş-UBP-DP ortaklığının bu gelişmeyi görememesi, bu süreci iyi okuyamaması ve aldıkları yanlış kararlarla Rumların bütün Kıbrıs adına AB üyeliğini sağlamalarıydı.
Rumlar eğer bir yıl önceden AB üyeliğini ceplerine koymasalardı, bu referandumda bu kadar rahat Hayır diyemezlerdi.
***
Referandumun üzerinden 21 yıl geçti. Kıbrıs sorunu hala çözüm bekliyor. Kıbrıslı Türkler ve Rumlar hala nasıl bir çözüm konusunda bir uzlaşıya varamadı.
Eskiden en azından “federal çözüm” konusunda anlaştıklarını söylüyorlardı.
Ama bir taraf federal çözüm derken, aslında konfederal çözüm istiyordu. Öteki taraf da federal çözüm diyerek, aslında üniter devlet istiyordu
Bu durumda da herhangi bir uzlaşma sağlanamadı. Bugün de durum çok farklı değil. AB üyeliği resmen gerçekleşen ve fiilen uygulamaya giren Rum tarafı hayatından memnun olduğundan Kıbrıs sorununun çözümü konusunda hiç acelesi olmadığını her aşamada gösteriyor.
Kıbrıs Türk tarafı ise atanmış yöneticilerin elinde ne yaptığını bilmez hale geldiğinden ve çözüm yerine, koltuk derdine düştüğünden çözümü düşünmüyorlar.
***
Referandumun 21 inci yılında Kıbrıslılar hala çözüm bekliyorlar. Ama iki taraf da ortak bir çözüm bulmaya çalışmak yerine, kendi istediği çözümü karşı tarafa dayatmak peşindedir.
Bu da çözümün gecikmesini ve giderek ortak bir zeminde buluşmayı zorlaştırıyor.
Rum lider bugün çözüm müzakerelerine Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmek istediğini söylüyor, ama içerde attığı adımlar durumun hiç de böyle olmadığını gösteriyor.
Kıbrıslı Türk lider ise seçtirildiği günden bu yana “egemen eşitliğe dayalı, iki devletli çözüm” nakaratını tekrarlamaktan başka bir şey yapmıyor.
Rum liderin bu kadar rahat olmasının temel nedeni de Tatar’ın bu nakaratı tekrarlamaya devam etmesidir.
Kıbrıs çözüm istiyor.
Kıbrıslılar çözüm istiyor.
Kıbrıs’ta yaşayan herkes bir an önce çözüm talep ediyor.
Liderlere düşen görev de bu taleplere yanıt bulmaktır. Çabalarını bu doğrultuda artırmak ve sonuca ulaşmak için gerekli esnekliği göstermektir.