1. YAZARLAR

  2. Erkan Okandan

  3. 2026 BÜTÇE AÇIKLARINA TC HİBE ve KREDİLERİ ÇARE OLUR MU?
Erkan Okandan

Erkan Okandan

EKONOMİ YAZILARI

2026 BÜTÇE AÇIKLARINA TC HİBE ve KREDİLERİ ÇARE OLUR MU?

A+A-

Sn. Başbakan geçtiğimiz günlerde TC. ile her yıl rutine dönen İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Şubat 2026'da imzalanacağını açıkladı. Hayırlı olsun. 19 Aralık tarihi itibariyle 2026 yılı bütçemizde kazasız belasız mecliste onaylandı.

Geçti geçmesine de 2025 yılı bütçe açığının 10 Milyar TL civarında gerçekleşeceğini açıklayan Maliye Bakanlığının 2026 yılına yönelik bütçe açık öngörüsü ise 25 MİLYAR 690 MİLYON TL'lik devasa bir açıktır.

Bu arada yeri gelmişken belirtmemiz gereken çok önemli bir nokta ise her ne kadar Maliye Bakanlığı tarafından 2025 yılı bütçe açığının 10 MİLYAR TL civarında gerçekleşeceği açıklaması iktisadi olarak doğru bir tespit değildir.

Çünkü Maliye bakanlığı 2025 yılı finansman ihtiyacı için kısa vadeli DİBS ihaleleriyle bugünkü Merkez Bankası Efektif satış kuru rakamlarıyla geri ödemesini 2026 yılının ilk 4 ayına aktardığı kısa vadeli borcun ki bu borcun %35,45'i TL geri kalan %64,55'i ise yabancı para cinsinden olan borcun toplamı,

FAİZLERİ HARİÇ 11 MİLYAR 902 MİLYON 294 BİN 815 TL OLUP, GERİ ÖDEMESİ YAPILINCAYA KADAR KUR ARTIŞI ve FAİZİYLE BİRLİKTE 14 MİLYAR TL'yi BULACAKTIR.

Dolayısıyla gerçek 2025 yılı bütçe açığı muhtemelen Şubat içinde açıklanacak 12 aylık bütçe gerçekleşme rakamlarındaki bütçe açığı rakamlarına yukarıda yazdığım geri ödemesi 2026 yılında olacak olan borçlarda eklenmelidir.

ÇÜNKÜ BORÇ ALINAN BU RAKAMLAR 2025 YILININ FİNANSMANI İÇİN KULLANILDI.

Bu rakamlara göre 190 MİLYAR 634 MİLYON 850 BİN TL'lik bütçenin %13,48 gibi bir açığı bulunmaktadır.

2024 ve 2025 yılında ama özellikle 2025 yılında artık rutine dönen ve her ay yapılan hatta bazı aylarda birden fazla çıkılan DİBS ihaleleri (Kısa vadeli iç borçlanma) yanında KKTC'nin içeride Kooperatif Merkez Bankası, İhtiyat Sandığına da borcu bulunmaktadır.

Bunun dışında TC. tarafından kamu maliyesine destek altında verilen ABD Doları kredilerde mevcuttur. Her ne kadar geri ödemesi bugüne kadar yapılmasa bile kamu maliyesine alınan bu borçlar kur artışları ve faizleri nedeniyle sürekli olarak artmaktadır.

Bu yazının ana konusu başlıktan görüleceği gibi KKTC'nin 2026 bütçe açıklarına TC. Hibe ve Kredileri çare olur mu noktasıdır.

Kanaatimce diyeceğim ama daha net konuşmak gerekirse aşağıda paylaştığım 2023 - 2025 ve 2018 - 2024 yıllarında İktisadi ve Mali İşbirliği anlaşmaları çerçevesinde bütçe kalemlerine göre yıllık ve konsolide edilmiş rakamlardan görüldüğü üzere, ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR. BUNU BEN SÖYLEMİYORUM...

Tablolardan görüldüğü üzere kamu maliyesine protokoller çerçevesinde 2018 - 2024 döneminde verilmesi taahhüt edilen kredi miktarı 11 MİLYAR 410 MİLYON TL iken gerçekleşme rakamı 3 MİLYAR 571 MİLYON 448 BİN 883 TL OLDU. Gerçekleşme oranı %31,30 yani üçte biri bile değil.

Yakın geçmişe baktığımız zaman yani 2023 - 2025 dönemine bakıldığında ise protokoller çerçevesinde verilmesi taahhüt edilen toplam rakam (2025 yılı 11 aylık) 11 MİLYAR 500 MİLYON iken gerçekleşme rakamı 2 MİLYAR 19 MİLYON 200 BİN 266 TL OLDU. Gerçekleşme oranı %17,56 oldu.

Görüldüğü üzere son 3 yılda toplamda kredi olarak verilmesi taahhüt edilen toplam rakamın sadece %17,56'sı gerçekleşti.

TAAHÜT EDİLEN 11 MİLYAR 500 MİLYON TL 2026 BÜTÇE AÇIĞININ YARISI KADAR BİLE DEĞİLDİR.

Diğer taraftan son 3 yılda nominal olarak kamu maliyesine verilen rakam 2 MİLYAR 19 MİLYON 200 BİN 266 TL iken 31 EKİM tarihinde Maliye Bakanlığı tarafından meclise sevk edilen 2026 bütçesi bugün itibariyle TL'nin Dolara karşı değer kaybından dolayı,

56 GÜNDE 3 YILDA AKTARILAN KREDİNİN 2 KATINA YAKIN MİKTARDA 3 MİLYAR 931 MİLYON 190 BİN 491 TL ERİDİ.

Aşağıdaki TABLO 1'de 2023, 2024 ve 2025 yıllarında Sn. Başbakanı'nda altında imzası bulunan KKTC-TC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmalarında imza altına alınıp ilgili yılın KKTC BÜTÇE YASASINA yansıması ve fiili gerçekleşme rakamlarını yıl bazında ve 2023, 2024 ve 2025 yılı 11 ay itibariyle gerçekleşme rakamlarını incelediğimizde,

***Son 3 yılda imzalanan protokollerdeki imza altına alınan ve gerçekleşme rakamlarına göre en kötü performans bütçe açıkları için kamu maliyesine verilmesi öngörülen (KREDİ) ama verilmeyen bütçe kaleminde oldu.

Gerçekleşme oranları sırasıyla 2023 yılında %39,67, 2024 yılında %5,83, 2025 yılı 11 aylık verilere göre %18,39 ve 3 yılın kümülatif toplam gerçekleşme oranı ise %17,56 oldu.

Bu rakamlardan görüldüğü üzere Türkiye kamu maliyesine bütçe açıkları için kredi bile olsa para vermek istemiyor/veremiyor. Vermek zorunda da değildir. Esasen yapılması gereken KKTC'nin TL kullanımından dolayı ortaya çıkan sıkıntıları (İTHAL ENFLASYON) giderecek iktisadi anlaşmaların imzalanmasıdır. Bu çerçevede SENYORAJ konusu da mutlaka gündeme alınmalıdır.

 

*** Son 3 yılda imzalanan protokollerdeki imza altına alınan ve gerçekleşme rakamlarına göre en iyi performans SAVUNMA kalemi altında verilen hibelerin olduğu görülmektedir.

Gerçekleşme oranları sırasıyla 2023 yılında %120,13, 2024 yılında %120,0, 2025 yılı 11 aylık verilere göre %112,85 ve 3 yılın kümülatif toplam gerçekleşme oranı ise %116,62 oldu.

Taahhüt edilenin ötesinde kaynak aktarılması ve tablodan görüldüğü üzere 2025 yılının henüz 11. ayında tüm yıl için öngörülen rakamın üzerine çıkılmasının ana nedeni ne yazık ki yüksek enflasyondur.

Hangi enflasyon? İçeride yapılan yanlış icraatlar ta etken olmakla birlikte ağırlıklı olarak TL. kullanımından dolayı İTHAL ETTİĞİMİZ ENFLASYON...

Çünkü savunma başlığı altında gönderilen kaynağın büyük kısmı bu alanda görev yapanların maaş ödemeleri için kullanılmaktadır. Yılın tamamlanması için henüz ödenmeyen Aralık ve 13. Maaş ödemeleri olmasına rağmen bütçeye konulan ödenek yetmedi. Bu rakamlarda ilave edilince diğer 2 yılda olduğu gibi yine gerçekleşme oranında %120'nin üzerine çıkılacaktır.

Benzer durum kamu maliyesinin maaş nitelikli transfer giderleri içinde geçerlidir. Bu yazının ana konusu olmamakla birlikte yüksek enflasyonun ana nedeninin TL'den kaynaklı İTHAL ENFLASYON olduğunu belirtmek zorundayım

 

*** İmzalanan protokollerde en büyük miktarı tutan TC. Kaynaklı yatırımlara baktığımız zaman her ne kadar devam eden yatırımlar olmakla birlikte orada da imza altına alınan rakamlarla fiili gerçekleşme rakamlarında eksiklikler göze çarpmaktadır.

Gerçekleşme oranları sırasıyla 2023 yılında %48,30, 2024 yılında %138,50, 2025 yılı 11 aylık verilere göre %78,50 ve 3 yılın kümülatif toplam gerçekleşme oranı ise %88,70 oldu.

Aktarılan kaynağın ağırlıklı olarak maaş nitelikli giderlere gittiği savunma kaleminde olduğu gibi burada da YATIRIM kalemi olarak aktarılan kaynaklar YÜKSEK ENFLASYON nedeniyle başlangıçta öngörülen rakamların çok üzerine çıkabilmektedir.

Buna rağmen son 3 yılda taahhüt edilen rakamın üzerine sadece 2024 yılında çıkıldığı 3 yıllık kümülatif oranın ise %88,70 olduğu görülmektedir.

Özellikle 2024 ve 2025 yılında aktarılan kaynağın büyük bir kısmının basında çıkan rakamlardan (6.5 MİLYAR TL) Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi ve yeni meclis binası için harcandığı herkesin malumudur.

Bu noktada görüşüm Türkiye Cumhuriyeti her türlü siyasi, ekonomik sıkıntılarına rağmen KKTC'ye yardım yapıp yatırımlar yapacaksa aktarılacak kaynakların Kıbrıs Türkü'nün öncelikli ihtiyaçlarına yönelik olması gerektiği kanaatinde olduğumu belirtirim.

Özetle yapılacak yatırımlar toplumun tümünün hissedeceği alt yapıya yönelik (Okul, hastane, Enerji üretim ve iletim hatları gibi) yatırımlar olmalıdır.

 

*** Son 3 yılda imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmalarında imza altına alınan HİBE+KREDİ toplam rakamlarının bütçe yasası ve gerçekleşme rakamları tablomuzdan görüldüğü üzere sırasıyla 2023 yılında %65,36, 2024 yılında %87,45, 2025 yılı (11 Aylık) 78,94 ve 3 yılın kümülatif toplam gerçekleşme oranının %79,20 oranında kaldığı görülmektedir.

Savunma kaleminde tüm yıllarda öngörülenin üzerinde kaynak aktarılmasına rağmen bu oran gerçekleşti. Savunma hariç 3 yıllık fiili gerçekleşme konsolide oranını hesapladığımız zaman ise oran %62,30 seviyesinde kalıyor.

SON SÖZ: Türkiye Cumhuriyeti siyasi ve ekonomik olarak çok zor bir dönemden geçmektedir. Hal böyle iken KKTC'ye kaynak aktarma noktasında sıkıntılar yaşayabilir, egemen bir devlet olarak doğru veya yanlış para politikası uygulayabilir buna karar verici olanlar KKTC'li yetkililer değildir.

Ancak nasıl ki Türkiye kendi para politikasını kendi doğruları çerçevesinde belirliyor, kendi politikaları çerçevesinde KKTC'ye aktardığı hibe ve kredileri kalemlerine göre şekillendirme hakkına sahiptir. KKTC olarak bizimde TL kullanımından kaynaklı ki bunun adını İTHAL ENFLASYON olarak koyarsak bunun üstesinden gelebilmek içinde KKTC olarak adımlar atabilmemiz gerekmektedir.

Özetlemek gerekirse zaten hali hazırda hibe olarak verilen savunma 2 ülke arasında savunma işbirliği anlaşması olarak şekillendirilip, TC. tarafından finanse edilen yatırımlar ise yine 2 ülke arasında ama KKTC'nin ihtiyaç ve önceliklerine göre şekillendirilip hayat bulmalıdır.

Sonuç olarak son 3 yılı gösteren 2023 - 2025 (TABLO 1) ve daha geniş bir dönemi 2018 - 2024 (TABLO 2) gösteren tablomuzdan görüldüğü üzere kamu maliyesine ABD Doları olarak verilen krediler yıllar itibariyle gerileyerek çok cüzi rakamlar olmuştur. Yani özetle son yıllardaki borçlanmalarla da olsa KKTC cari giderlerini kendi yerel gelirleriyle karşılamaktadır.

Mevcut bütçe açıkları ve kısa vadeli borçlanmaları dikkate aldığımız zaman ülke olarak önlemler almamız gerekliliği aşikardır. Ancak alınması gereken önlemler tek taraflı yani sadece giderler bacağında değil gelirler bacağında da adımlar atılmalıdır. Giderler bacağında yapılacak ciddi düzenlemeler vardır. Ancak bu önlemler tedricen ve genel ekonomiyi daraltıcı adımlar atılmadan alınmalıdır.

606016995-10237850451653125-4934231421867930043-n.jpg

Bu yazı toplam 320 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar