Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Yine sağlık

A+A-

 

Bir hekim elinde neşter insan canıyla didişirken, aydan ayda maaşını almak için bankaya uğrayan müşavirin ancak yarısı kadar kazanıyorsa elbette isyan eder!

Yeni yasa, beyaz önlüğünü bir ergen ömrü kadar eğitim ve emekle giyen hekimlere böylesi acımasız davranmıştır.

Bu ‘iltihap’ kurutulmalıdır!

***

Tabii ‘yeni hekimler’in maaşı üzerinden sanki tüm doktorlar ‘eş’ durumda algısı yaratmak da basit bir illüzyondur.

***

Doktorlar dün ‘grev’le uyardı.

Ne dediler ilanlarında: “Hastalar sağlık hizmeti alamadığı için grevdeyiz.”

Evet, acil servisler ve ameliyathaneler bakımsızdır, eksiktir; personel yetersizdir, yasalar geçmemiştir, özlük hakları geridir.

İsyan haklı ama ‘yüzleşme’ saklanmıştır.

Bu ‘sözün bittiği yer’ olan ‘hastalıklı yapı’ nasıl olur da ‘kamu hastaneleri’ni çökertirken, klinikleri sarsmamaktadır?
Aynı siyaset, aynı hekim, aynı hastayla!

Yurttaş öğle saatinde hastaneye gittiği zaman “doktor hanım kliniğinde” denirse, “doktor bey” hastanede geçirdiği zamandan fazlasını özel işinde geçirirse şu sorulur:
“Neredesiniz ?!”

Velhasıl, bu grevin en önemli sebebi “bir ayağı içeride, bir ayağı dışarıda” kaosudur.

Üstelik “tam gün” ya da “tam mesai” tanımı dahi bu “defo”yu anlatmaya yetmez.
Çünkü mesele hükümetlerin ‘ikinci iş yasağı’nı uygulamak karşısındaki acizliği, paydaşların “kamuda tam mesai statü, yarı zamanlı çalışma”yı içselleştirmesidir.

***

“Kamu” ya da “özel”de çalışmak kişiye kalmış bir tercihtir...
“İkisi bir arada” sütlü kahvede olur!
İş yaşamında “KKTC”ye döner tadı.

“İkinci iş” kaosu karşısında zümre çıkarcılığına yenilen siyaset, hep tali yollara saparak duvara toslamıştır.
“Kamu görevi” en tepeden tabana bir “ideal”i de içermelidir.

“Kamu kaynakları ile topluma hizmet etmek, yurttaşın hayatını kolaylaştırmak” idealidir bu.
Oysa bizdeki algısı “bireyin kendini garantiye alması, rahat etmesi ve kendi önünü açması” yönündedir.
Bireysel öncelik, toplumsal kaygıyı yener.
Sosyal devleti çürüten ciddi bir yaradır bu.

İşte bu nedenle sağlıkta statükoyu legalleştirme girişimlerinin bedelini hem toplum hem de hekimler ödemiştir.

Tüm bu sorunları aşmak için “acil teknik komite oluşturulması” çağrısı önemlidir.

***

Kimi hekim dostlar, farklı görüşlerim nedeniyle bana öfkelidir, biliyorum.

‘Gerçeğin’ kendisine kızamayanlar, genelde bunu söyleyenlere kızar, doğaldır.

“Düşüncelerine katılmıyorum ama bunları özgürce paylaşman için canımı bile feda edebilirim” dese de Voltaire, yaşam bu kadar ‘romantik’ değildir.

Hadi geliniz İngiliz edebiyatının ‘aykırı’sı Chesterton’un sözüyle noktayı koyalım.

“Kimi zaman sorun çözümü görmemeleri değil; sorun, sorunu görmemeleridir.”

 

 

Bu yazı toplam 2610 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar