Yalanın atölyesi
Teknoloji ve bilim, hayallerimizin dahi ötesinde bir dünyaya taşıyor insanlığı.
Dijital çağın sayısız imkânı var; ama bir yenilgisi de ortada duruyor.
Bir insanın yüzünün ardına gizlediği niyetleri göstermiyor bize.
Hani deriz ya, “gerçek yüzünü”…
Masallar çok daha özeldir bu anlamda...
***
İtalyan gazeteci-yazar Carlo Collodi, insanın ruhsal ikilemine ayna tutan Pinokyo masalını 144 yıl önce yazmış; itaat ile özgürlük arasındaki gerilimi, yalanın bir yönetim aracına dönüşmesini anlatmıştı.
Hani yalan söyledikçe burnu uzuyordu ya Pinokyo'nun...
Keşke gerçek hayat da böyle olabilseydi!
O zaman, "yapay zeka"dan çok daha etkili bir faydaya kavuşurdu insanlık tarihi.
Pinokyo yalan söylediğinde burnu uzar. Bu, masalın en bilinen ayrıntısıdır. Ama asıl mesele uzayan burun değil; saklanamayan yalandır.
Yalan, insanın içinde kalamaz. Taşar!
Dengeyi bozar!
Her yalanla birlikte, varoluşu biraz daha "kuklalaşan" siyasi figürlerin gölgesi, kirletiyor hayatlarımızı...
Öfkelenmekten de yorulduk.
Ama hâlâ ordalar!
Gerçeği eğip bükmeye, hâlâ yalan söylemeye devam ediyorlar.
***
Yeni sene, her sabah yaklaşık 69 milyon TL’lik bir bütçe açığıyla uyanacağız.
Her sabah... Her sabah... Her sabah...
Takvim yaprağı her düştüğünde içimizde 69 milyon Türk Lirası bir boşluk...
Ödeyeceğiz bu bedeli...
Yoklukla ödeyeceğiz, yoksunlukla...
Onlar "İyiyiz" diyorlar.
"Refah yükseliyor..."
"Kalkınıyoruz..."
***
Pinokyo’nun kuklasını yapan kişi Geppetto’dur.
Bir marangoz, bir usta...
Geppetto’nun atölyesi, aslında bir ülke gibidir.
Masal bu ya, Pinokyo insana dönüşür...
Kukla, özgür olduğunu sanır.
Söz verir, tutmaz.
Söz söyler, gerçeği anlatmaz.
"Burası güvenli bir ülkedir kardeşim" diyen adam, hemen ardından, "Üç yılda 573 sivile tabanca izni verildi" diyor.
Kim bu insanlar?
Böylesine güvenliyse ülke, bunca silah niye?
Üstüne üstlük bir de 681 kişiye yurttaşlık verilmiş, sadece bir yılda, hiçbir kriter olmadan, tamamen keyfi...
Yetmedi...
İki yıl arayla tahmini nüfus arasında 200 bin gibi bir fark var.
Bir ülke nüfusunu değil sadece yurttaş sayısını da gizliyor inatla...
Korkuyor ki ifşa olacak "demografik mühendislik."
Kokuyor, korktukça...
***
Yalan söyleyen siyasetçi, Pinokyo’nun büyümüş ve sevimsiz hâlidir.
Fark şu: Burnu uzamaz.
En azından görünürde...
Onların burnu uzamasa da bizim hayatlarımız kısalır.
Bir düşünsenize, gerçek olsa masallar, insanların yalanları görünür olsa...
İşte o zaman...
Böylesine rahatlıkla söylenemezdi sanırım yalanlar...
Çok daha sahici, samimi, güzel bir yer olurdu dünya...
Son not: "Ben Cübbeli Ahmet ile görüştüğümü hiç hatırlamıyorum..."
En büyük dert de bu ya!







