1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. VAROLUŞ KİMLİK,  BİLİNÇLİLİK DE KİMLİKLENDİRMEDİR...
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

VAROLUŞ KİMLİK,  BİLİNÇLİLİK DE KİMLİKLENDİRMEDİR...

A+A-

29 Ağustos 2012 tarihli Yenidüzen gazetesinde yayımlanan makalem


KIBRIS TÜRK TOPLUMUNA DAYATILAN ÜRETİM BİÇİMİ

Marks, insanlık tarihini maddi kaynaklar üzerindeki mücadele olarak görür. Ona göre, insanlık tarihini güç farlılıkları ve mücadelesi doldurmuştur.

Güç seviyesinin en uç farkılaşması ise kapitalist toplumlar içerisinde yaşanır. Daha fazla maddi kaynağa sahip olan, ötekileri kontrol hakkına sahiptir! her şey paraya indirgenir çünkü; paranın bir kağıt parçası olduğunu bilseniz bile, onun kurduğu düzenden çıkamazsınız...

Kapitalist üretim biçiminde mülkiyet, başkasına devredilebilir ve özelleştirilebilir niteliktedir. Kurumsal bazda, mal biriktirilmesi için gerekli olan imkânlar da sınırsızdır... İşte, popüler kültür'ün iddiasız mesajları arasında, Kıbrıs Türk Toplumu'nun sürüklenmek istendiği üretim biçimi budur.

 

"YEŞİL KAPİTALİZM"

Yaşamla başa çıkma gücünün asıl temsilcisinin kapitalizm olması; Kıbrıs Türk Toplumu'nun tarihinde bir ilktir. Bu çabalar, Kıbrıs Türk Kültürü'nü paraya indirgeyip, maddi kaynaklarla boğma teşebbüsüdür. Bu teşebbüslerin kaynağı ise, son yıllarda büyüyen ve adına "yeşil sermaye" denen bir büyük sermaye ile bu ülkenin yeşil sermaye ile birlikte büyümeye çalışan zayıf burjuvazisinin perspektif ve hedeflerine dönük bir işbirliği antlaşmasıdır. İşte bu antlaşma, işbirliği ve teşebbüsler kelimenin tam anlamı ile "yeşil kapitalizm"dir.

 

"YENİ ATİLLÂCILIK"

Son dönemlerde hazırlanan paket programların zemini bu ülke koşullarını yeterince doğru analiz edip içeren ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma zemini değil, bir öncellikler ve eksenler istişaresidir. Yeşil kapitalizm dediğimiz şey ise, "Yeni Atillâcılık" diye adlandırılabilecek bir felsefi hareketin manifestosu görünümündedir...

 

FELSEFE VE DEĞERLER BÜTÜNÜ

Buna "dur!" diyebilmek için, toplumun dokusuna ve ihtiyaçlarına uygun alternatif program ve projeler ortaya koymak esastır. 

Birinin, bir şeye karşı çıkması için, sağlam bir ilkeler bütününe yani felsefeye, ve bir referans düzlemine, yani değerler sistemine ihtiyacı vardır.

 

Kıbrıs Türk Halkının geleceğini düşünen tüm siyasal örgütlenmelerin ve bireylerin görevi, bu kültürel akışın etkisinde pasifçe sürüklenmek değil, aksine, tarihsel ve toplumsal görev, alternatifler ortaya koyup, "değer" kavramını mümkün kılmaktır.

Çünkü, alternatifin olmadığı bir yerde, hiçbir "değer" söz konusu olamaz...

 

"YÜKSEK KÜLTÜR" İDDİASIZ KALAMAZ

Toplumumuzun genelinde ve birçok kurumsal yapı içerisinde var olan, toplumsal ve evrensel değerler taşıyan potansiyel bireysel "yüksek kültür", maalesef şu an durgun ve temsilsizdir, diğer bir deyişle yeterince hareketli değil ve yeterince temsil edilememektedir!

"Yüksek kültür"ü bir arada toplamak, harekete geçirmek ve çeşitli kanallarla akıyı sağlayıp halkla buluşturmak, özellikle 47 yıllık bir kurumsal geçmişe sahip olan CTP için de yeni bir başlangıç, yeni bir mıtivasyonel misyon noktasıdır. CTP bu misyon yürüyüşüne ve toplumsal projeler üretme projesine adamakıllı girişmiştir, çünkü "yüksek kültür" bir değerdir ve iddiasız kalamaz.  Yaşamla başa çıkma gücünün asıl temsilcisini, yani üretimi ortaya koyar ve akıllı bir şekilde bu düzene Kıbrıs Türk Halkı adına meydan okur.

NEYİ ELE ALIRSANIZ ALIN;
VAROLUŞ KİMLİKTİR...
BİLİNÇLİLİK DE KİMLİKLENDİRMEDİR.

Bu yazı toplam 1683 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar