1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Uykusuz bir geceydi.
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Uykusuz bir geceydi.

A+A-

Yatağa hapsedilmektense kalkmayı yeğledin.

Biraz sendeledin önceleri ama sendelemenin o kadar da sorun olmadığını -en azından diğerleri yanında- hemen anladın.
Banyoya yürüdün.
Saat sabahın dört buçuğu olduğundan gökyüzü pek aydınlanmamıştı henüz.
Işığı yaktın, korkunç bir ağrı yendien gözbebeklerinden içeriye daldı.
Matkap ucunun sivriliği kadar sivri, dönüşü kadar hızlı, delişi kadar acıtıcıydı.
Kirpiklerinin arasından lavabonun aynasına bir göz attın.
Palmiye yapraklarının arasından güneşi görmeye çalışan biri gibi, sen de kendi yüzünü görmeye çalıştın kirpiklerinin arasından.
İlk gözüne çarpan gözlerinin durumu oldu.
Şiş biçimdeydi, yarı kapalıydı.

Göz altlarının gözlerinle uyum içerisinde olmak gibi bir derdi varmışcasına onlar da şiş idi.
“Ayna ayna güzel ayna, söyle bana benden güzeli var mı bu dünyada” diye sormadın aynaya bakarak.
Sadece gittikçe canlanan ve aralandıkça daha bir netleşen yüzüne baktın.

Ayna seslendi; “üç sorunun var senin” diye ve devam etti; “sorun değil beraberliklerindir ölene kadar”.
“Neymiş bu sorunlarım” diye aklınla konuşarak ilettin aynaya sorunu, dudaklarından sözcüklerin dökülmesini istemediğindedi.
Hani, sesinin titreşimlerine bile katlanamazdın o anda.

Cevap verdi sana; “mikren ağrılarınla patlatılan ve ölene kadar patlatılacak olan bir kafa, uykusuzluk, durmaksızın konudan konuya atlayan, uyanır uyanmaz hemen devreye giren ve seni rahat bırakmayan kendinle konuşmaların”.
Bunları zaten biliyordun.
Biliyordun ama işin gerçeği; tüm bu üç olayın, senin artık “vazgeçilmezlerinden” olduğunu görmek istemeyişindi.

Onlardan kaçarak onlar yokmuş gibi davranmayı seçmiştin yıllardır.
Tıpkı çevresindekilere “yokmuşlar, olmamışlar” gibi davranan insanlar gibi.
Görmezden, duymazdan, konuşmazdan gelerek herşeyin bir uyum içerisinde yolculuk ettiğini düşlemeyi yeğledin.

Gerçeklerin bir baş ağrısından daha beter olacağını sandın ama yanıldın.
Gerçekler; bazen bir baş ağrısı kadar acıtsa da, gerçeği bilmenin huzuruyla en azından yüreğinin ağrılarını dindirebilirdin.

Bu yazı toplam 2486 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar