1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Türkiye Karşı Tarafın Elini Görmeden Kendi Elini Açmaz
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Türkiye Karşı Tarafın Elini Görmeden Kendi Elini Açmaz

A+A-

Kıbrıs zirvesi önümüzdeki Pazartesi akşamı Cenevre’de akşam yemeği ile başlayacak.

BM Genel Sekreteri Guterres’in davetiyle gerçekleşecek zirveye Kıbrıs’ın her iki tarafından kalabalık bir katılım olacak.

Liderler, müzakere heyetleri, dışişleri bakanları ve onların heyetleri ile siyasi parti liderleri ve temsilcileri, ayrıca her iki taraftan kalabalık bir gazeteci grubu 17-18 Mart tarihlerinde Cenevre’de olacaklar.

Bunun dışında garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere temsilcileri ile bu ülkelerden basın camiası da Cenevre’de olacak.

Genel Sekreter zirvenin 5+1 olacağını duyurdu. Yani Kıbrıs’tan 2 tarafı temsilen liderler, 3 garantör ülkeden birer temsilci ve +1 olarak da BM masada olacak.

Ancak Kıbrıs Haber Ajansı (KHA) dün yayınladığı haberde, Avrupa Komisyonu sözcüsü Maciej Berestecki’nin “Avrupa Birliği'nin 17-18 Mart tarihlerinde Cenevre'de Kıbrıs sorunuyla ilgili yapılacak gayri resmî beşli konferansta temsil edileceğini doğruladı” deniliyor.

Bu durumda Kıbrıs ile ilgili tüm taraflar bu gayrı resmi zirvede temsil edilecek.

Bu gayrı resmi zirvenin asıl amacı ise müzakerelerin yeniden başlamasının sağlanmasıdır.

BM bu amaçla taraflar arasında ortak bir zemin arayışı içindedir. 2017 Crans Montana zirvesinin ardından Türk tarafı BM zeminini terk etmişti. Federal çözüm yerine iki devletli çözüm tezini masaya getirmiş ve masayı deviren Rum tarafının elini güçlendirmişti.

Türk tarafı hala yeni siyaset dediği bu eski siyaseti tekrar ediyor. Ama dünyada hiç kimseden destek almayan ve almayacağı net olan bu siyasette ısrar etmek Türk tarafını suçlu sandalyesine oturtmaktan başka hiçbir işe yaramaz.

Türkiye bu siyaseti nereye kadar sürdürecek?

Asıl cevap bulmamız gereken soru budur. Çünkü bu siyaseti KKTC tarafı değil, Türkiye geliştirdi.

Bu konuda federal çözüm yanlısı Akıncı ile uzlaşamayınca, 2020 KKTC cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale ederek Tatar’ın seçilmesini sağladı.

Ersin Tatar 4 yıldır aynı nakaratı tekrarlayıp duruyor. Ama bir milim ileri gidemedi. Türkiye dışında hiçbir ülke Tatar’ın yeni dediği siyasete destek vermedi.

Bırakın KKTC’yi tanımayı, Azerbaycan dahil hiçbir ülke KKTC’yi desteklemek için somut en küçük bir adım atmadı.

Türkiye son günlerde sıklıkla çeşitli nedenlerle kesintiye uğrayan AB üyelik müzakerelerine yeniden başlamak istediğini söylüyor.

Trump’ın göreve başlamasından sonra ABD ile ilişkilerde sıkıntı yaşayan AB de Türkiye’ye yeşil ışık yakıyor. Ama bunun bazı koşulları vardır.

İçerde demokratikleşme, ki bunu “Terörsüz Türkiye” hedefiyle paralel olarak başarabileceğini düşünüyor. Dışarda da Kıbrıs sorununun çözümü.

İşte bu noktada Türkiye hem Kıbrıs Rum tarafından, hem Yunanistan’dan, hem de bu iki ülkenin de üyesi olduğu Avrupa Birliği’nden ellerini açmasını bekliyor.

Türkiye öncelikle Doğu Akdeniz’de bulunan petrol ve doğal gaz yataklarından nasıl faydalanacağını görmek istiyor.

İkinci olarak AB üyelik müzakerelerinin başlamasını ve yeni başlıkların müzakereye açılmasını görmek istiyor.

Türkiye bu konulardaki açılımları görmeden Tatar bu nakaratı söylemeyi bırakamaz.

O nedenle eğer geri planda başka görüşmeler henüz yapılmadıysa Cenevre zirvesinden bir şey beklemek abesle iştigaldir diye düşünüyorum.

Bu yazı toplam 992 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar