Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Tırnak

A+A-

"Avrupa Birliği, Kıbrıs’ın kuzeyindeki kendi kendini ilan eden devleti ve sözde yargı sistemini tanımamaktadır."

Sanki bunu ilk kez işitmiş gibi pek çok insan söz söylüyor şimdi....a

Birleşmiş Milletler için de geçerli bu...
Hatta Türkiye için de!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Kıbrıs'la ilgili davaların muhatabı da Türkiye değil mi?

Üstelik Türkiye bu davalara taraf oluyor.
Kabul ediyor durumu...
Kimi zaman mahkum oluyor, kimi zaman çözüme kadar kendini korumaya alıyor.

Avrupa Konseyi üyesi olan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi yükümlülüklerini üstlenmiş olan devlet Türkiye’dir.

Mahkeme, kuzey Kıbrıs üzerindeki “etkin denetimin” Türkiye’de olduğuna hükmetmiştir. Bu nedenle kuzeydeki ihlallerden sorumlu muhatap olarak Türkiye kabul edilir.

Evet, "Taşınmaz Mal Komisyonu"nu tanıyor ama devleti değil... Komisyon sadece bireysel başvurular için geçici bir çözüm mekanizmasıdır.

Bununla ilgili ifade de açık: Mülkiyet konusunun çözümü, kapsamlı çözüm sürecinin temel unsurlarından birini oluşturmaktadır.

O çözüm için de Birleşmiş Milletler zemini işaret ediliyor zaten..

Niye bir anda yadırganıyor bu?

Türkiye; tüm uluslararası temasları Kıbrıs Cumhuriyeti ile yapmıyor mu?

Apoel'le maç yapıyor, Anortosis'le...
Çetinkaya ya da Doğan Türk Birliği'yle değil...

Türkiye'de düzenlenen her uluslararası organizasyonda Kıbrıs Cumhuriyeti var, "KKTC" değil...

Türkiye, “KKTCnin tanınmayacağının garantörü” olarak KKTC’nin tanınmasını istiyor (!)

***

Evet, adanın kuzeyinde bir toplum var, bir devlet denemesi de...
"Devlet olmayan devlet..."

Devlet gibi görünen, devlet gibi eyleyen fakat hukuken devlet olamayan, uluslararası tanınmadan mahrum…

Bir hayat var pek tabii...
Kendi kurumları var buradaki halkın...
Yasaması var, yürütmesi var, yargısı var.

Ama ağır, ama aksak...
Yine de "yok" değil...

İradeye, demokrasiye, yönetime müdahale ayan beyan şimdilerde... Talimat talimat üstüne...

Kimileri inatla ve ısrarla "Türkiye'nin alt yönetimi" olduğumuzu göstermek için ne gerekirse yapıyorlar; yeterki kendi avantalarına dokunulmasın, kendi koltukları elden gitmesin yeterki...

Tamam da bu yapıyı hiçbir uluslararası kuruluş tanımıyor.
Gerçek bu!

İstediğiniz kadar güçlü propaganda yapınız, topluma sevdiriniz bu düzeni, inandırınız, "ayrı devlet" diye diye ezberletiniz istediğiniz kadar...
Hatta kabul de görebilir bu...
Ne fark eder? 

Dünya için "Kıbrıs’ın kuzeyindeki kendi kendini ilan eden devlet"dir tanımı...

Avrupa'da "Kıbrıslı Türk toplumu" olarak görünürsün, "devlet" değil...

Ha bunu değiştirmek mi istiyorsun?
O zaman ortak devlete katılırsın, Kıbrıs'ta...
 

Ayrılmayacaksın!
O "kurucu" rolünü birleştireceksin.

Öyle olmazsa hep "tırnak içinde" devletsin!
O tırnak batar sana!

Bu yazı toplam 1388 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar