“Sürgün yaşatılan bir sanatçı sürgünde kalmalıdır”
Müziğine, sesine, şarkılarına bayıldığım merhum ses sanatçısı Ahmet Kaya’nın eşi ile tanışmak, benim için büyük bir şerefti…
Önce bunu belirterek yazıya veya söyleşimize geçmek istedim…
Gülten Kaya… Şair, aktivist, şarkı sözü yazarı… Şair Yusuf Hayaloğlu'nun kız kardeşi, Ses Sanatçısı Ahmet Kaya'nın eşi ve aynı zamanda “hastası olduğum”, “Ağladıkça” adlı şarkının sözlerinin yazarı…
-*-*-
Gönyeli’de Le Chateau Romance’ta geçtiğimiz Cumartesi akşamı eşi adına yapılan bir anma gecesine katılmak için ülkemizdeydi…
-*-*-
Kendisiyle Lefkoşa’da Concorde Hotel’de kısa bir söyleşi yaptık…
-*-*-
Gülten Kaya’ya, “Ahmet Kaya’nın mezarının Paris’ten Türkiye’ye getirilmesi konuşuluyor... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bundan söz etti yanılmıyorsam... Var mı öyle bir durum?” sorusunu sorduk...
-*-*-
Yanıtı şöyle:
“Bunu bir kaç defa iyi niyetle ve muhtemelen bir vefa duygusuyla bir kaç defa dillendirdiler... Fakat ben öyle düşünmüyorum... aile olarak öyle düşünmüyoruz... Çünkü bu türkiye yakın tarihinde bir saptamadır, bir noktadır, bir hafızadır... Bir insanın ana dilinde şarkı söylemek isteyip sonra bir linçle kuşatılması Türkiye’deki inkar tarihinin bir parçasıdır ve bir gerçekliktir... Ben bu tarihi gerçekliği silmek istemem... Bu benim haddim de değil zaten... O’nun, benim eşim olması bana bu haddi vermez... Eşim olma duygusundan azade bakarım bu konuya... O azadelik de dediğim gibi bu tarihsel gidişatı ve bu gerçekliği değiştirmemektir... Bir sorumluluk olarak da görüyorum bunu... Sürgün yaşatılan bir sanatçı sürgünde kalmalıdır...”
-*-*-
Ve “Çok sevilen bir sanatçı, hala çok seviliyor... Nasıl bir duygudur bu sizler için?” diye ekledik...
-*-*-
Gülten Kaya’nın yanıtı şöyle:
“Çok sevilmek iki şeye yol açıyor. Bir, O’na olan saygım her geçen gün yenileniyor ve artıyor... Ve her geçen gün iyi bir sanatın kendini nasıl bir geleceğe taşıdığına tanıklık ediyorum... Ama asıl sevenleri, milyonlar, bu geleceğe taşımaya aracılık ediyorlar... Nasıl geleceğe taşındığını görüp büyük saygıyla bakıyorum sanatına ve duruşuna... İkincisi benim kişisel durumum... Tabii ki ve yine büyük bir saygıyla ve çok özleyerek kendimi şanslı hissediyorum bu kadar değerli bir sanatçıyla yıllarımı geçirdiğim için. Tabii ki bir tarafı da erken kaybettiğim için şansızlıktır...
-*-*-
Gülten Kaya’ya, “Ahmet Kaya adına bir vakıf var mı? Öyle bir konu düşünüldü mü?” sorusunu da sorduk ve şu yanıtı aldık:
-*-*-
“Vakıf kurmayı hiç düşünmedim... Çünkü Türkiye’de vakıf kavramının içini doldurmak çok zor... Ahmet Kaya adına bir vakıf kurulacaksa, bunun işlevsel olmasını isterim... Ama bunun koşulları yok Türkiye’de... Mesela ben O’nun anısına bir vakfın, başarılı Kürt öğrencileri müzik okutmasını, sanat okutmasını çok isterim... Ama kurulacak bir vakfın gücü buna yeterli olur mu olmaz mı bilemem, altında kalmak istemem tabii ki... Dolayısıyla bunu hiç düşünmedim ama GAM Müzik ve GAM Prodüksiyon olarak, buna dair her şeyi – yani filmden, belgeselden, eserlerinden, plaklarına kadar hakkında yazılan her şeyi, doktora tezlerine kadar; yapılan her çalışmayı destekliyoruz, yürütüyoruz...
-*-*-
Ve elbette Kürt sorunu... Gülten Kaya’ya, “Şu anda bir süreç var... Kürt sorununun yumuşaması veya barış süreci yaşanıyor... Bunda Ahmet Kaya’nın ve şarkılarının da katkısı olduğunu düşünüyorum... Siz ne düşünüyorsunuz?”
-*-*-
İşte yanıtı:
“Ahmet Kaya, kendi kültürel kimliğine sahip çıkan, kültürel kimliğini vurgulayan, kültürel kimliğine ait ana dil ve diğer demokratik haklara sürekli vurgu yapan bir sanatçı olduğu için, bu toplumun iki tarafında da yani Kürt veya Türk tarafında elbette kendi çağında bir aydınlanmaya sebep olmuştur... Ve yine savaşın yıkıcı etkilerine karşılık, şarkılarının iyileştirici gücü mutlaka olmuştur diye düşünüyorum... Ama yeni süreç nasıl gelişecek, açıkçası ona dair fikir yürütmek için çok erken... Çünkü o tarihten gelen hafızaya tekrar dönmek ve onunla ilk başta yüzleşmek gerekiyor... 100 yıldan fazla süredir yok sayılan bir halkı, o halkın kimliğini, kültürünü, ana dilini var etmek ve yapılan hatalarla yüzleşmek gerekiyor... Birinci öncelik bence budur...”
Özgün müzik öncülerinden Ahmet Kaya'nın Eşi Gülten Hayaloğlu Kaya kimdir?
Gülten Kaya, şair, aktivist ve şarkı sözü yazarıdır.
Şair Yusuf Hayaloğlu'nun kız kardeşi, Ahmet Kaya'nın eşidir…
Tunceli Ovacık’ta doğdu. İlkokul ve lise yılları Elazığ’da geçti. Lise bitince İstanbul’daki ağabeyi Yusuf Hayaloğlu ile yaşamaya başladı. 12 Eylül döneminde siyasi eylemlerde yer aldığı gerekçesiyle 1981’de üniversite sınavına girdiği gün gözaltına alındı.
Bir metreye bir buçuk metrelik sorgu hücresinde on üç kadın arkadaşıyla aynı hücreyi paylaştı. Eylemleri hücrede de devam etti.
Önce Selimiye Kışlası’na, oradan da tutuklanıp Metris Askeri Cezaevi’ne gönderildi… Metris Askeri Cezaevi kadınlar bloğunda 1985 yılına kadar tutuklu kalan Gülten Kaya 1985'te tahliye oldu…
Gülten Kaya, Ahmet Kaya ile 1980'li yılların ortalarında tanıştı. Dönemin siyasi atmosferi, sanat çevreleri ve benzer toplumsal duyarlılıklar, ikilinin yollarının kesişmesine vesile oldu. Ahmet Kaya, Gülten Kaya'yı hayatının en büyük aşkı olarak tanımlamış ve birçok şarkısında ona ithaflar yapmıştır.
Ahmet Kaya'nın 16 Kasım 2000 tarihinde Paris’teki sürgün hayatı sırasında hayatını kaybetmesinin ardından Gülten Kaya büyük bir sorumluluk üstlendi. Eşinin tüm albümlerini dijitalleştirdi, Ahmet Kaya’nın Paris’teki mezarının korunması için girişimlerde bulundu ve onun adına birçok anma etkinliği düzenledi. Ahmet Kaya’nın ölümünden sonra yayımlanan albümler ve belgesellerin yapımında da doğrudan görev aldı.
Gülten Kaya'nın Ahmet Kaya’dan Melis Kaya adında bir kızı vardır.








