1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. Olmaya devlet cihanda
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

Olmaya devlet cihanda

A+A-

Çok zengin ve çok ayrıcalıklıydınız, servetinize servet katmakla dünyanın bütün keyiflerinden daha çok pay almakla meşguldünüz, çevrenizdeki onca yoksulluk, onca acıyı görmezden geliyordunuz değil mi? Şimdi anladınız mı başkaları iyi değilken iyi olamayacağınızı. Bu hiyerarşik, bu sömürüye dayalı sistemin sürdürülebilir olmadığını? Bence anlamadınız.

Kendinizi villalarınıza, o muhteşem manzaralı, pırıl pırıl evlerinize kapatabilirsiniz elbet ama kim temizleyecek o evleri, sofranıza gelecek o muhteşem yiyecekleri kim üretip kim pişirecek? Güzel kıyafetlerinizi kim dikecek örneğin? Emekçiler yoksa, yoksullar yoksa böyle bir hayatınız olması mümkün mü? O yüzden hastalanmasalar, ölmeseler, çalışmaya devam etseler ve size virüs bulaştırmasalar bari.

Sizin hayatınıza özenip duruyordu hepsi. Sizin bulunduğunuz yükseklere ulaşabilmek istiyorlar ama bunun imkânsız olduğunu düşünüyorlardı. Sizlerse küçümseyip duruyordunuz onları, sokakta kazara yanınızdan geçseler tiksintiyle bakıyordunuz. Kötü giyiniyorlar, kötü kokuyorlardı; yaşadıkları evler korkunçtu, tehlikeli ve cahildiler. O döküntü mahallelerde karanlık hayatlar sürüyorlar, kaba ve zevksiz varlıklarıyla çevreyi bozuyorlardı. Hayatlarınızı korumanız gerekirdi onlardan. Yüksek güvenlikli konutlarınız olmalıydı bu alt tabakadan kendinizi sakınmak için. Kontrol altında tutulmalı, ne olursa olsun size bulaşmamalıydılar. O kadar sefil duruyorlardı ki görünmez olsunlar diye elinizden geleni yapıyordunuz. Bir yandan da hayatlarınızın ne kadar yüksekte olduğunu görebilmek için ihtiyacınız vardı onlara doğru bakmaya.

Onların üç beş kuruşla sizin için çalışmasına ihtiyacınız vardı. Siz olabilmek için onlara ihtiyacınız vardı. Yükselebilmeniz ancak onların üstüne basarak gerçekleşebilirdi.

Bir görüşe gör tropikal ormanların karmaşası içinde kontrol edilebilen bu tür yabanıl virüsler, sermaye birikimi doğrultusunda hareket eden dünyanın ormansızlaştırılması ve ekosistemin altüst edilişi sonucu serbest kaldığı için böyle bir belayla karşı karşıya kalmışız. Yani daha çok tüketmek istediğimiz, sürekli yok etmekle meşgul olduğumuz için böylesi vahim bir felaketi yaşamaktayız bugün.

 Sizler, o yüksek mi yüksek zirvelerde dünyanın nasıl bir yer olması gerektiğini planladınız sürekli. Kafanıza göre haritalar çizip bozdunuz. Kirli hesaplarınız için yoksulların çocuklarını savaşlara sürmekten ya bir katil olarak ya da bayrağa sarılı bir tabut içinde geri getirmekten çekinmediniz. Bunun bir onur olduğunu söylediniz ailelerine. Kendi çocuklarınıza ise bu onuru layık görmediniz. Sizi sırtlarında taşıyabilecekleri kadar güç, manzaranızı bozmayacak kadar refah bahşettiniz yoksullara. Size itaat etmelerini sağlayacak anlatılar, iktidarınızı sürdürmenize yarayacak yalan hikayeler sundunuz.

Siz muhteşem tatilleriniz için dünyayı dolaşırken onları çoluk çocuk sınırlarda beklettiniz, denizlerin azgın dalgaları üstündeki botlarda bıraktınız, cesetleri kıyılarınıza vurdu ama utanmadınız.

Dünyanın böyle gidemeyeceğini söyleyenleri, bunca haksızlığa karşı çıkanları tehlikeli addedip hapislere tıktınız. Düzeninize karşı duranları şiddetle cezalandırdınız.

Türlü yalanlarla uyuttunuz insanları, sisteminizi sürdürmenizi sağlayacak her türlü uyduruk, maniplatif haberi ürettiniz. Dört bir koldan kuşattınız ülkeleri. Şehirleri mahvettiniz, ormanları yok ettiniz, dereleri ve kuşları susturdunuz. Nerede para gördüyseniz önünüze geleni yerle bir edip oraya doğru koştunuz.

Şimdi rahat evlerinize kapandınız. Hastalanırsanız en pahalı ve en iyi sağlık hizmetinin emrinize amade olacağını düşünüyorsunuz. Yoksulları hala kötü koşullarda çalıştırmaktan, işe sürmekten, tehlikelere maruz bırakmaktan geri durmuyorsunuz. Göçmen kamplarındaki o biçare çocuklar, haksız yerde hapislerde çürüttükleriniz umurunuzda bile değil. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir kafasındasınız.

Siz ölmezsiniz nasılsa, yine onlar ölür. Hiçbir şeyiniz eksik olmaz sizin, fedakârlık onlardan gelir.

Dünya sizin için de eskisi gibi keyifli değil elbet. Bir virüs düzeninizi bozdu, hızla dönen çarkınıza engel oldu.

Şimdi ne yapacaksınız? Kaygılanmayın, bundan sıyırtmanın da bir yolunu bulursunuz elbet. Kaçın kurasısınız siz. Her derde deva bir yalan vardır sonuçta. Güç sizde, dümen sizde.

Olmaya devlet cihanda bir nebze utanç gibi.

Bu yazı toplam 1957 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar