Nedir yani?
Avrupa Mahkemesi’nden yeni bir karar çıktı ya…
Pek çok hukuki yorum yapılıyor.
Kimi fazlaca teknik, kimi akademik.
Oysa işin özü berrak bir su gibi…
Bir mal, "savaştık, aldık" denince sizin olmuyor.
Ya da…
“Bizim ayrı devletimiz var, toprak da bizim” denince de olmuyor.
Etrafını telle çevirseniz de…
Askerle turlasanız da…
Allasanız pullasanız da olmuyor.
Üfleseniz, okusanız, besmeleyle açsanız bile “dünya ahiret” sahibi olamıyorsunuz o malın…
“Komisyon kurduk, gelsinler başvursunlar” denince de sizin olmuyor.
“Eşdeğer” denince olmuyor.
“Tahsis” denince olmuyor.
“Mücahit puanı” denince olmuyor.
“KKTC” denince hiç olmuyor.
74’ten önce kimse sahibi, hâlâ o.
Uzlaşmadığınız sürece…
Anlaşmadığınız, el sıkışmadığınız sürece sahibi değişmiyor.
Bir malı sahibinin izni, onayı, bilgisi, rızası olmadan almışsanız, sizin olmuyor.
Gerisi mi?
Hukuki teferruat.
***
Bu yüzden Kıbrıs sorunu çözüme muhtaç.
Ama öyle “canınızın çektiği” bir çözüm değil…
Dünyanın da kabul edeceği, karşılıklı uzlaşıya dayalı bir çözüm!
Ne tümüyle sizin dediğiniz olacak…
Ne tümüyle ötekinin…
Ama o çözüm, illaki Birleşmiş Milletler zemininde olacak.
Olmazsa?
Yani çözümsüzlük hâlinde…
Malın gerçek sahibi her kimse, yine o.
O gerçek sahibi de “KKTC tapusu” belirlemiyor.
***
O nedenle…
Dünyanın kabul ettiği bir komisyon kursan bile bir dosyayı 15 yılda sonuçlandırmazsan, mahkeme “Mülkiyet hakkını ihlal ettin” diyor.
Öde!
“Pasifsin” diyor mahkeme bu adanın yarısındaki zihniyete.
“Oyalıyorsun!” diyor, açık açık.
Komisyonun kurumsal işleyişine uluslararası bir uyarı geliyor, memleketi içten içe çürütenler ise zil çalıp oynuyor bunun karşısında.
“Taşınmaz Mal Komisyonu” bile artık tartışılır durumda.
Yani, o çok övündüğün “çözüm mekanizması” da artık şüpheli.
“KKTC’yi de tanıtacaklardı değil mi?
Türki devletler birer birer Kıbrıs Cumhuriyeti’nde büyükelçilik açarken…
Nereye dokunsalar kuruyor.
Masallar anlatıyorlar hâlâ…
Hep aynı pişkinlik, hep aynı kurnazlık.
Su değil, ateş!
Türkiye’den gelen suyun tonu belediyelere 9.8 TL’ye satılıyordu.
Yakında 18.28 TL olacak.
Su içmeye korkacağız birlikte…
Yıllarca yer altı kaynaklarını korumaz,
kendi yönetimini kurmaz, organize olamazsan…
“Taşıma suyla değirmen dönmez” derler ya…
Hem değirmensiz kalırsın, hem de susuz!
Kendi paranla rezil olarak üstelik…
Az kaldı…
Asgari ücretle sadece su, telefon, elektrik ödenebilecek.