1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Neclâ Salih Suphi “İçimdeki Dünya”
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Neclâ Salih Suphi “İçimdeki Dünya”

A+A-

Vefa’nın her zaman insanlık ruhunun en önemli kalelerinden biri olduğuna inandım. Bundan dolayıdır ki yazın serüvenimde hayatta olanlar yanında, bu adanın kültürüne yaşamına katkı koymuş insanlarımızı mezarlarından da çıkararak tarihimize, geçmişimize not düşmek adına yazın-araştırma yolculuğumu sürdürdüm-sürdürmeye devam ediyorum.

2024 yılının Eylül ayında okuyucuyla buluşturulan “Neclâ Salih Suphi-İçimdeki Dünya” isimli şiir kitabı da bana göre işte o vefanın beden bulan bir yansıması.

Özellile 1940’lı yılların başından  itibaren Kıbrıslı Türklerin şiir dünyasında gelenekselleşmeye doğru gidecek bir akımın başladığını söyleyebiliriz. Kadın şaiirlerimiz de işte bu söz konusu dönemde şiirlerini ulusal gazetelerimizde, dergilerde yayınlayarak bu “akımın” filizlenmesinde önemli rol oynamışlardır.

Kıbrıs Türk Şiiriyle ilgilenen birçoğunun kanımca pek bilmediği fakat müthiş bir şiir dağarcığına sahip bir ismi arşivimize kazandıran, bu vefayı gösteren kişi, Neclâ hanımın kızı Nilen Eminer olmuştu. Büyük bir özveri, çalışma, derleme ve araştırmasıyla annesi Neclâ Salih Suphi’nin yıllar içerisinde gazete, dergi gibi yayın organlarında yayınlanmışların yanında, yayınlanmamış, defter sayfalarında kalmış 198 şiirini bizlerle buluşturdu.

Öncelikle, kitabın girişinde yer alan şair Neclâ Salih Suphi hakkında okura sunulan bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.    

“Neclâ Salih Suphi, 23 Mart 1926’da Lefkoşa’da doğdu. Kendinden iki yaş küçük erkek kardeşi Sedat’ı çok erken yaşta kaybedince, sekiz kardeşin en küçüğü olarak büyüdü. Babası, Lefke eşrafından Salih Suphi Efendi, annesi ise Sıdıka Hanım’dır. Çocukluğu Lefke ve Lefkoşa’da geçen Neclâ Salih Suphi, 1936 yılında babasını kaybetti. İlk ve orta eğitimini Shakespeare Okulu’nda tamamladıktan sonra Viktorya Kız Lisesi’ne gitti. Şiir denemelerine öğrencilik yıllarında başladı ve 1945 yılında Öğretmen Koleji’nden mezun oldu. Önce Ayasofya İlkokulu’nda, ardından Viktorya Lisesi’nde Türkçe, Müzik ve El Sanatları öğretmenliği yaptı. 1952 yılında Ziraat Mühendisi Nevzat Hacıemin ile evlendikten sonra öğretmenliği bıraktı. Üç kızı ve bir oğlu oldu. 1968-1974 yılları arasında Limasol’da yaşadıktan sonra, 1974 yılının sonlarında ailesiyle birlikte Londra’ya göç etti. 1994 yılında, Londra’da faaliyet gösteren Ali Rıza Değirmencioğlu Okulu’nda öğretmenlik hayatına geri döndü ve aynı yıl, uzun bir dönem ara verdiği şiir çalışmalarına tekrar başladı. 1995 ylında eşini kaybetti.

1940’lı yıllarda “Hececi-Romantik Şairler” diye anılan şiir akımında yer alan ve Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın öncü dört kadın şairinden biri olan Neclâ Salih Suphi’nin şiirleri, dönemin gazete ve dergilerinde yayınlandı. Şiirlerinin yanı sıra şarkı sözü yazarlığı da yaptı. Neclâ Salih Suphi, 10 Kasım 2000 tarihinde Londra’da hayata gözlerini yumdu ve orada eşinin yanına defnedildi. Şiirleri, ilk defa kitap halinde, kendi arzusuna göre ve aslına sadık kalarak düzenlenmiştir.

Kitabın önsözünü kaleme alan, bu kitabın somutlaşmasını gerçekleştiren Nilden Eminer, kitabın oluşumundaki süreci çok detaylı bir şekilde okura anlatmış...

“Annem Neclâ Salih Suphi, 1940’lı yıllarda Kıbrıs Türk Edebiyatı tarihine ismini yazdırmış öncü dört kadın şairlerden biridir. Tüm şiirlerini içeren bu kitap, onunla birlikte başladığım bir yolculuğun sonucudur. Annem, 1940’lı yıllarda başladığı şiir çalışmalarına uzun bir ara verdikten sonra, 1994 yılında yeniden yazmaya başlayıp 2000 yılında hayatını kaydebedene kadar devam etti. Önceden kitaplaştırmayı düşünmediği şiirlerini 1990’lı yılların sonlarına doğru kitap olarak yayınlamaya karar verince, onları düzenlemeye ve derlemeye başladı. Ancak 2000 yılının Haziran ayında aniden rahatsızlanıp beş ay içinde hayatını kaybedince, kitabının yayınlandığını göremeden aramızdan ayrıldı. Bu beş ay süresince, annemin sağlığının iyi olduğu günlerde şiirlerini derlemek için birlikte çalışmaya başladık. Hasta yatağında, önce bilgisayara aktarıp kağıda bastığım şiirlerini titizlikle inceledi ve gerekli yerleri düzeltti. Şiirlerinin sıralamalarını düzenledi. Bu işlemi bitirdikten sonra, şiir kitabının isminin “İçimdeki Dünya” olmasına karar verdi ve ilk defa daha fazla şiiri olduğundan, ancak kaybolduklarından bahsetti. Son aşama olarak da kitabının sayfa düzeninin, sayfa kâğıt türünün nasıl olmasını istediğini belirtti ve şiirlerinde kullandığı kelimeler ile harflerin hiçbir şekilde değiştirilmemesi konusunda ısrar etti. Ölümünden iki hafta önce, evde artık yatakta başını kaldıramaz halde iken bana beş ay önce kaybettiği ablasına ithaf ettiği şiirini yazdırdı. Bu son şiiri oldu...

Annemi kaybettikten hemen sonra kaybolan şiirler arka arkaya ortaya çıkınca bu yolculuk değişik bir boyut aldı. Viktorya Kız Lisesi’nden sınıf arkadaşı Merdiye Ziya’ya, annemin şiirlerini toparlayıp kitaplaştırma projesinden bahsedince, lise yıllarından beri muhafaza ettiği okul defterinde annemin şiirlerinin olduğunu söyledi. Merdiye Ziya, defterinin boş sayfalarına sınıf arkadaşlarının şiirlerini yazarmış. Kendisini ziyaret ettiğimde, defterinde annemin 1941 yılında yazdığı altı şiirini buldum.

Bir başka buluşmada, annemin Lefke’de büyüdüğü aile evinde yaşayan yeğenim, bana orada bulduğu annemin el yazmasıyla dolu sararmış bir defter verdi. Bu defterde, annemin 1940’lı yıllarda yazdığı doksan kadar şiir vardı. o an, hazine bulmuş gibi oldum. İlerleyen yıllarda, gazete arşivlerinde ve sahaflarda bulduğum Yedigün dergilerinde annemde olmayan başka şiirler de bulunca, şiir sayısı annemle birlikte derleyip düzenlediğimiz 90’dan 198’e çıktı. Kitaptaki şiirler, kronolojik sırayla iki bölüme ayrılarak “1.Dönem” ve “2.Dönem” olarak düzenlenmiştir. Birinci Dönem, 1941-1970 yılları arasında Kıbrıs’ta yazdığı şiirlerden, İkinci Dönem ise 1994-2000 yılları arasında, çoğunluğunu ikamet ettiği Londra’da yazdığı şiirlerden oluşmuştur. İkinci bölümde, Londra’da eğitim verdiği süreçte yazdığı çocuk şiirleri ve iki tane de İngilizce şiir bulunmaktadır.

Son olarak, bu kitaptaki şiirler annemin derlediği gibi, yazıldığı dönemin edebiyat dili ile (örneğin ç yerine c, p yerine b, t yerine d, eğil yerine iğil kullanımı gibi) ve şiirlerindeki ahenk sesi bozmadan, kendi vasiyetine göre hiçbir değişiklik yapılmadan aslına sadık kalınarak derlenmiştir. Bu yolculukta bana destek veren, katkıda bulunan, dinleyen herkese ve özellikle kardeşim Nevhan Emin’e teşekkür ederim.”-

Nilden Eminer’in de detaylı bir şekilde anlattığı gibi, yıllara bölünmüş şiirleri kronolojik şekilde okura sunuluyor. Şiirlerinde genellikle; aşk, öğüt, vatan, Atatürk, Kurtuluş Savaşı, yaşam, babasına yazdığı şiirler, Lefke üzerine çocukluk hatıralarından beslenen şiir temaları yanında, ilgimi çeken bir başka tema ise, ölüm-kayıp-mezar temalarındaki şiirsel yolculuğu oldu. Yazımızı bu son temanın işlendiği “Yine” isimli şiiriyle tamamlıyoruz.

YİNE

Yine toprak açıldı bak bir mezar

Yine boynu bükülen yine ağlıyanlar var.

Yine bir demet gülde titreşir gözyaşları

Yine renk renk çiçekler süsler mezar, taşları

Yine ulur baykuşlar, ninni söyler selviler

Gök kimsesizler için yıldızlardan ışık der

Yine günahsızlara sunarak güllerini

Melekler başlarına örtmüşler tüllerini

Yavaş yavaş karanlık göklerden iner yere

Yine ruhlar yükselir taşlardan selvilere

(Lefkoşa-1946)

04-mayis-2025-eralp-necla-salih-suphi-icimdeki-dunya-3.jpg

Bu yazı toplam 714 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar