1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Ne Olacak Bu Eğitimin Hali?
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Ne Olacak Bu Eğitimin Hali?

A+A-

Farkında mısınız? Kamusal anlamda eğitim adına yapılanlar; PCR-Test sonuçları pozitif olan öğrenci ve öğretmen sayılarını açıklamaktan öteye gitmiyor. Hem de aylardır…

Oysa eğitim sistemimizde her geçen gün biraz daha karmaşık hale gelen sorunlar oldukları yerde duruyor: Yaklaşık 12 yıl İngilizce öğreten ama öğrencilerimizi bir türlü İngilizce konuşturamayan, liseden mezun eden ama bir tek müzik aleti çalmayı öğretemeyen, tek bir kitabı okutmayan, öykü, şiir yazdırmayan, sosyal sorumluğu, ekip olmayı ve estetik değer kazandırmayı başaramayan başka bir eğitim sistemi var mıdır?

Yukarıdakileri birer sorun olarak görmüyorsanız; öğretmeni, okul yöneticisi olmayan okulların varlığı, içinde bulunduğu koşullar nedeniyle eğitime ulaşamayan, ulaşsa bile nitelikli eğitim alamayan öğrencilerin varlığını da bir sorun olarak kabul etmiyor muyuz?

Ya da mahalle arkadaşı özel okula tam gün oysa kendisi kamu okuluna haftanın sadece 3 günü gidiyor olması da sorun değil mi?

Peki ya eğitimin toplumdan, çağın ihtiyaçlarından, çocuklarımıza kazandırmamız gereken becerilerinden çok uzakta kaldığını da mı fark edemiyoruz?

Eğitimi kaderine terk edildi. Durumu idare etmek, günü kurtarmak ve sorunlara palyatif çözümler bulmak neredeyse temel uğraş olmuş durumda. Oysa eğitim-öğretim ve okul, aile, ekonomi, siyaset, din gibi başlıca toplumsal kurumlarla ve nihayetinde bütün toplumla ilişkilidir. Ve eğer eğitimi çağdaş hale getiremezseniz bütün bunlar da çağ dışı kalır.

Eğitim bir taraftan bireylerin toplumsallaştırılmasını gerçekleştirirken diğer taraftan da devletin ekonomik kalkınmanın temeli oluşturur. Başka bir deyişle devlet toplumdan aldığı yetkiyle okul gibi kurumlar vasıtasıyla toplumsal düzeni sağlamayı ve ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmeyi hedefler. Sizce bizim eğitim sistemimiz bunu başarıyor mu?

Acaba bir gün bizim eğitim sistemimiz de;

  • Kalkınma vizyonu, değerleri ve sosyal politikaları içerecek mi?
  • Eğitim kurumları ile toplumsal kurumlarla arasındaki ilişki güçlenecek mi? ilişkisi nasıl şekillenir?
  • Okulların amacı, derslik dinamikleri, müfredat, ölçme-değerlendirme ve diğer disiplinlerin geliştirilmesi gaile edilecek mi?
  • Öğretmenin niteliği, gelişimi ve öğretmenlik meslek statüsünün yükselmesi eğitim sistemimin de temel uğraşı olacak mı?

Bütün bunlar için geleceğe dönük anlayışlara köklü bir değişime ihtiyacımız olduğu ortadadır. Bu iradeyi gösterebilecek miyiz? Yoksa böyle gelmiş-böyle gider anlayışının sürüp gitmesine seyirci mi kalacağız? Bu karar hepimizin sorumluluğudur. İyi düşünelim, öyle karar verelim…

 


Buraya Dikkat

Pandeminin Derslere Etkisi

Ortaöğretim kademesinde sınav haftasındayız. Sınav sonuçları öğrencilerin bilişsel anlamdaki başarılarını nispeten gösterecektir. Ancak birçok ülkede pandeminin başarı üzerindeki olumsuz etkileri araştırma konusu olmaya başladı bile…

Uzaktan eğitim son 2 senede öğretmen ve öğrenci için de yeni ve farklı bir deneyim oldu. Bu süreç anne-babaların tüm çabalarına karşın sosyal ve akademik bazı kayıpları da berberinde getirdi. Okulların yeniden yüz yüze eğitime başlamasıyla birlikte sürecin etkileri somut olarak kendini göstermeye başladı. Öğrencilerin gerek yeniden okula uyum sağlamak için özel bir motivasyona ihtiyaç duyması gerekse uzaktan eğitimde bazı disiplinlerden uzak kalmış olması sınav sonuçlarına da yansıdı.

Bu sonuçlara ilişkin Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Arif Özer’in görüşü söyle: “Çocukların sosyal hayattan soyutlanmasının okul başarısına doğrudan etki etti. Pandemi döneminde uzun bir süre neredeyse çocukların tamamı sosyal izolasyon yaşadı. Bazı öğrenciler örgün eğitimi fiilen bıraktı. Bu da akademik başarısızlığın temelini oluşturdu.”

 


Anlayana Gülmece

Yabancı Dil

İki erkek arkadaş, şehir meydanında bir banka oturmuş, sohbet ediyorlarken, iki turist kız bir adres sormak isteyerek yanlarına yaklaşır. Önce İngilizce sormuşlar. Bizimkilerden tık yok. Sonra Fransızca, yine kapı duvar. Almancayı denemiş, bizimkiler duvara bakar gibi bakıyor. İtalyanca tekrarlamış, hala aval aval bakıyorlar. Sonunda kızlar pes ederek geldikleri gibi oradan uzaklaşırken erklerden biri, diğerine dönerek:

  • "Hiç olmazsa bir yancı dil bilseydik şimdiye kızları tavlamış olurduk..."
    Diğeri gülümseyerek yanıt verir:
  • “Yok ya… Yabancı dil hiçbir işe yaramaz. Bak kız dört dil biliyor, işini halledebiliyor mu?”

 

Bu yazı toplam 1110 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar