Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

İyilik

A+A-

“Anladık iyisin, ama neye yarıyor iyiliğin” diye sorar Bertolt Brecht...

...

“Anladık dediğin dedik,
ama dediğin ne?
Doğrusun, söylersin içindekini,
ama içindeki ne?"

...

Siyasetin kendini yineleyen yakınmaları içerisinde, giderek çatallaşan seslerimiz yankısında yorulurken bu dizeler geliyor aklıma...
"Anladık iyisin…”
Sokak tiyatrosu da böyle başladı, önceki akşam…
Merkez Lefkoşa’da onca çürümeye, kirlenmeye, karanlığa karşı yine de umudu kuşanmış insanlar, isyana çağıran ışığın peşine düştü.

***
Sakın ola bu satırları “iyiliği” önemsizleştiren, silikleştiren ya da sıradanlaştıran bir yerden okumayınız.
Hele de mafyayla el ele vermiş bir siyasi aklın, irade ve haysiyet yoksunu bir güruhun ve hayatlarımıza vasatın dayatıldığı bir batağın ortasında çok hem de çok ihtiyacımız var iyi insanlara…
İyiliğe ihtiyacımız var, her an, her yerde…
Ama yetmiyor.
İyilikle birlikte akla, bilgiye, çalışmaya da ihtiyaç var…
İyilikle birlikte cesarete de…
İyilikle birlikte isyana da ihtiyaç var en fazla…
Yoksulluğun büyüdüğü yerde balı tutanın parmağını yalamaktan vazgeçmesi gerekiyor.
Bir yere gelmek ya da kendimizi kurtarmak için değil hep birlikte kurtulmak için ayağa kalkmamız gerekiyor, ağzımıza kadar gömüldüğümüz karanlıktan…

***

İnsan Denen Şey”le tüm bunları anımsatmışsa bize Yaşar Ersoy, Erol Refikoğlu, Özgür Oktay, Döndü Özata ve Umut Ersoy yeniden… Hüseyin Kırmızı’nın ezgileri ile yüreklerimiz yürüyüşe geçmişse adeta… Dünyanın en önemli şairlerinin sarsıcı şiirleri ustalıkla örülmüşse… Eşitliği, özgürlüğü, demokrasiyi, iradeyi, emeği ve ekmeği anımsamışsak sözde değil özde… Tiyatro sokakta da güzel, sahnede de…
İçine itildiğimiz ya da sessiz bir uzlaşıyla taşlarını ördüğümüz kör kuyunun ortasına ışık merdiveni indirdiler, göğe tırmanalım diye…
Yüreklerine sağlık…

….

"Esirgemezsin gözünü budaktan,
ama kime karşı?"
Dolusun bilgelikle.
ama yararı kime?
Gözetmezsin kendi çıkarını.
gözettiğin kiminki?"

-----

* ( Lefkoşa’ya bir Amfi Tiyatro yapmayı başaramadık, bunun hüznünü hissettik, aslında çok da tiyatro izlemeye müsait olmayan koşullarda, özenle çalışılmış bir oyuna tanıklık ederken… Bu toplumun Külliyeye değil tiyatro merkezlerine, sanat alanlarına ihtiyacı var.)

Bu yazı toplam 1253 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar