1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. İstifa edin!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

İstifa edin!

A+A-

Sabahın 4’ü!
Tak!
Elektrikler gitti!

-*-*-

Yılın en sıcak günlerindeyiz…
Sabahın 5’inde hava sıcaklığı 27 derece…
Öğleden az sonra 42!
Derece santigrat!

-*-*-

Sabahın köründe televizyon programına gittik!
Jeneratör var, elektrik tamam ama mazot çok azaldı!

-*-*-

Derken internet sağlayıcıların UPS sistemleri ve jeneratörleri de tek tek iflas etmeye başladı!
Öğleye doğru cep telefonları çalışmamaya başladı!
İnternet aksadı!

-*-*-

Hoop şebeke suyu da kesildi!
Geçitköy Barajı’ndan ülkeye su pompalanamadı!
Her yerde su kesintisi duyuruları var!

-*-*-

Rum tarafına kaçtım!
Mağazaların içi buz gibi!
Orada elektrik kesilmedi!

-*-*-

Et fiyatlarına baktım, en az yüzde 40 daha ucuz!
Hele domuz eti?
Amaaaaan haram haram!
Domuz eti mi alcaksın?
Alacağım tabii ki; domzu eti yemek haram da rüşvet yemek, kul hakkı yemek haram değil mi be yobaz yalakası; sahte Müslümanlar?

-*-*-

Neyse bilgisayarlara da baktık!
Çok üzgünüm ama Kuzey’e göre en az yüzde 30; hele ikinci el bilgisayarlarda yüzde 70’e varan “fiyat farkı” var!
Güney daha ucuz tabii ki!

-*-*-

Bu arada Makarios Caddesi’nde çöken bir bina!
Bir iş makinesi gelmiş, molozları toplayıp kamyonlara yüklüyor!
Ve aynı anda bir kaç kişi, ellerinde su hortumları, toz çıkmasın, etraf tozlanmasın diye su sıkıyor!
Dedim “gahbe popaaaaaz!”…

-*-*-

Bu Rumlar kadar kıskanç toplum hayatımda görmedim!
İlla ki KKTC’yi taklit edecekler!
Toz çıkmasın diye su sıkmak, bize özgü bir medeniyet davranışı!

-*-*-

Neyse!
Çok kalamayız!
İşimiz var!
Yazı yazmamız lazım!

-*-*-

Saat 13.20…
Kuzey’e geri döndük!

-*-*-

Ledra Palace geçişi kapatılmış!
Motosikletli Rumlar, 1996’da bayrak direğine tırmanırken öldürdüğümüz Solomou ve sopalarla vura vura katlettiğimiz Isak’ı anıyor!

-*-*-

El Sen’den bir arkadaşı arıyorum…
“Tüm santraller devre dışı” diyor!
Üç – dört saate kadar gelebilir!

-*-*-

İnternet çalışmıyor!
Cep telefonlarında sıkıntı devam!

-*-*-

Jeneratörler dizele kuvvet, par par par!

-*-*-

Sıcaklık mı?
Telefona bakayım dedim, zorlandım, sonuçta internete bağlandım ve 43 dereceyi gördüm!

-*-*-

Külliye tamam mı?
Tamam!
Camisi de bitiyor değil mi?
Bitiyor!

-*-*-

Ezan sesi?
Dün hiç işitemedim, acaba megafonlar da elektrikten sesini kaybetmiş midir?
Sanırım öyle!

-*-*-

Rüzgar sıfır!
Bayraklar gökte!
Ama dalgalanma yok!

-*-*-

Peki başka ne var?
Efendim, bütün Ersingiller familyası, illa inat ve ısrarla “federal çözüm öldü, artık imkansız” falan diyor!
Hiç itirazım yok!
Da; be arkadaşlar “eşit egemen devlet” sandığınız KKTC sizce yaşıyor mu?

-*-*-

Yaşıyor yaşıyor!
Üstelik tam da şahlanacakken, elektrikler kesilmesin mi?

-*-*-

Allah büyüktür ve kesinlikle belanızı verecektir!

-*-*-

Bu memlekete bu devirde, yalanlarla, peşkeşle, iş bilmezlikle, hamasetle, rüşvet pisliğiyle yaşattığınız her kötülük; umarım cezasını – karşılığını bulur!

-*-*-

Eşit – egemen devletmiş!
Hade be garagözler o yanı!

-*-*-

Cumhurbaşkanınızı da alın ve lütfen gidin!
Nereye cehenneme isterseniz!
AKSA’nın patronu Cemil Kazancı alsın sizi Türkiye’ye götürsün mesela!
Tümünüzü!

-*-*-

İstifa edin!
Bu ülkenin insanına yapabileceğiniz tek iyilik odur!


Hepimiz Anadoluluyuz!

Oh be!
İçim rahatladı!
Bir ferah ettim ki anlatamam!
Rum tarafında da sahte diploma olayı yaşanmış!
Bilmem ne şeyisinin şeyisi bir efendinin hem lise hem de üniversite diloması sahteymiş!

-*-*-

Vallahi aha şimdi eşitlendik!
Eşit iki devlet olduk!
Gerçi bizde sayı çok yüksek ama olsun, orada da demek ki sahte diploma var!
Ezikliğimiz giderildi!
Şükürler olsun Allah’ım!

-*-*-

Bu arada aklıma bir güzel şey daha geldi!
Eğer Güney’de de sahte diploma varsa; bu demektir ki hepimiz Kıbrıs’a Anadolu’dan geldik!
Aynı soydanık!
Rumlar, “elen oldukları” iddiasını kesinlikle terk etmek zorundadır!
Yoksa bir zamanlar Anadolu da bir Elen medeniyeti miydi?

-*-*-

Neyse, elektrikler kesik, daha fazla yazmaya gerek yok!
Bu satırları noktalarken, saat tam 14.20’ydi!
Ve KKTC’de en az 10 saatten beri elektrik yoktu!

-*-*-

Bir iş adamı gördüm, “fabrikayı kapattım, iki jeneratör de arızalandı” dedi!
Yazı yazmak için bir cafeye girdik, 15 dakika sonra jeneratör sustu; kaçtık!
Bir başka cafeye gittik!
Tıklım tıklım dolu, yer bulamadık!


dad178e2-781c-46fd-93b3-49a03b3ee9bc.jpeg

Bu  karanlığa, bu çökmüşlüğe ve çökenlere inat; geçtiğimiz Perşembe akşamı Lefkoşa Kızılbaş Parkı’nda muhteşem bir buluşmaya tanıklık ettik… İnançlı, kızgın, umutlu ve çok büyük bir kalabalık; Tufan Erhürman için bir araya geldi… Durmak, oturmak, dinlenmek yok… Çünkü başka şansımız yok! Lütfen! Bu ülke beş yıl daha boş olmamalı!

Bu yazı toplam 3376 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar