1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. İRADE HALKTA MIDIR?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

İRADE HALKTA MIDIR?

A+A-

Bu Memleket Bizim Platformu bugün ‘müdahalelere hayır’ eylemi yapıyor. Yerinde bir eylem...
Toplumun yaşadığı umutsuzluğu umuda dönüştürmek için bir kıvılcım lazım. Geçmişte benzerleri yakıldı. Umutlanan insanlar sokağa çıktı. 
Yakın tarihimizde hafızalara kazınan çok sayıda örnek var. 
2000’lerin başındaki bankazede eylemleri...
TL’nin değer kaybından mahvolan konutzedelerin eylemleri...
Annan planı eylemleri...
Toplumsal varoluş eylemleri...
KTHY’nin batırılıp kapatılmasına karşı yapılan eylemler...
Lefkoşa’nın çöplüğe, belediye çalışanlarının açlığa mahkum edilmesini protesto eylemleri...
Ve pek çok ‘ekonomik pakete hayır’ eylemleri...
Her birinin kendine özgü tarafları var. Ama özünde hepsi de ‘birlikte mücadele’ ruhunu taşıyor.
Aranan kıvılcım tam da bu olabilir mi?
**
Ortak paydalarını yitirmiş, parçalanmış bir toplum yapımız var. 
Bazen şakasını yapıyoruz ama artık sadece düğünlerde ve cenazelerde bir araya gelebiliyoruz.
Bazen de yeme-içmede...
Abartılı bir tespit belki ama, mesaj açık: Ortak yanlarımızı göremiyor, görsek de beraber hareket edemiyor, aslında bugünü ıskalayıp duruyoruz.
Iskalanan bugünler, ıskalanmış dünleri oluşturuyor.
Ve ıska geçilen her gün, kaybedilmiş yarınlar anlamına geliyor.
Göz göre göre toplumsal değerler erozyona uğruyor. Kültürümüzü, tarihimizi, kimliğimizi, benliğimizi kaybediyoruz.
Bu konulara gaile sahibi olmayanlar değil ama, gaileli olduğunu söyleyenler de oyunda değil. Ya da herkes kendi bildiği şekilde oynuyor oyununu...
Elitler oyuna dalmışken böyle, elit olmayanlar da giderek ağırlaşan yaşam şartlarının çarkları arasında zaten ezim ezim olmuşken, çaresiz ve nefessiz kalıyor.
**
Bu Memleket Bizim Platformu’nun bugünkü eylemi o nefesi aldırır, bir çare yolu gösterir mi?
Olabilir...
Bir araya gelmek, olup bitenlere karşı ses vermek kıvılcım görevi yapabilir.
Ancak arkası gelmeli...
Dün de yazdım: Eğer konu müdahale ise, buna karşı en geniş tabanlı ittifakı kurmak gerekiyor.
Gerçekten de ‘iradeye sahip çıkmak’sa gaye, iradesi gasp edilen herkes kucaklanmalı.
Bunun zemini vardır. 2020 seçimleri bu zemini zaten yaratmıştı. O zemin orada duruyor. Mesele bunun altını ve üstünü doldurmak.
Madem ‘irade halktadır’ diyoruz, o zaman iradesi gasp edilmiş toplumu en geniş biçimde bu sürece katmaktır marifet.
Ortak bir manifesto yazılır, imzalanır.
İki yıllık bir ‘iradeye sahip çıkma hükümeti’ öngörülür.
İradeye müdahaleye dair ne varsa bu sürede temizlenir.
Demokratik kurumlar ve kurallar yukarıya çekilir.
Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet gibi mevzularda adımlar atılır.
Yurttaşlık meselesi halledilir.
Siyasi atamalar konusu tarihe havale edilir.
İnsan hak ve özgürlüklerinin önü açılır.
Bu ve benzerleri için net tarihleme yapılır.
‘İş’ bitince herkes evine, mahallesine, partisine döner.
Toplum biraz rahatlar, nefes alır.
İradeye müdahale edenler de ettirenler de derslerini alır!
Bugünkü eylem böyle bir tartışma zemini için kıvılcım olur mu?
Neden olmasın!



Not: Bir süreliğine mola veriyorum. Görüşmek umuduyla...
 

Bu yazı toplam 2690 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar