1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Hollanda, Srebrenitsa soykırımı kurbanlarının ailelerine 8.7 milyon Euro tazminat ödedi…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Hollanda, Srebrenitsa soykırımı kurbanlarının ailelerine 8.7 milyon Euro tazminat ödedi…”

A+A-

Maryolein Koster

***  Hollanda’nın Srebrenitsa soykırım kurbanlarını Hollandalı Barış Gücü askerleri koruyamamış olduğu için tazminat ödemeye başlamasından sonra, milyonlarca Euro’luk tazminat ailelere ödeniyor ancak birkaç bin başvuru da sıra bekliyor. 1995 yılının Temmuz ayında eşi Sabahuddin Gluhiç, Boşnak Sırp kuvvetler tarafından öldürülmüş olan Havva Gluhiç, “Kızım tüm belgeleri toparladı, ben yapamadım bunu” diye konuşuyor… “Bazı kurumlara ziyaret yapmam gerekiyordu. Çünkü evlilik sertifikası istiyorlar, bunu almak için de neden bunu istediğinizi soruyorlar. Ayrıca doğum belgesi istiyorlar. Her şey hakkında izahat vermeniz gerekiyor ve bu da bunaltıcıdır…” diyor.

***  Srebrenitsa Anneleri örgütündeki kadınlardan biri olan Havva Gluhiç için tazminat arayışı 15 sene önce başlamış – o günlerde örgüt, Hollanda devletine karşı ilk davasını açmış… Davada, Srebrenitsa yakınlarındaki Potoçari’de konuşlanmış olan bir Birleşmiş Milletler kampındaki Hollanalı Barış Gücü askerlerinin, Boşnakları öldürülmekten korumakta yetersiz kaldıkları belirtilmişti.

***  Gluhiç’in eşi Birleşmiş Milletler kampında kameraman olarak çalışmaktaydı ve Hollandalı askerlerle birlikte tahliye edilmesi öngörülüyordu ancak bunun yerine oradan gönderilmişti. Havva Gluhiç, eşinin adı Birleşmiş Milletler kampında Boşnakların listesini yapan Kızılhaç örgütünün listesinde olduğu için, bunun için de ayrıca belge bulmak zorunda kalmamış. Gluhiç için bu süreç oldukça hızlı ilerlemiş. Bir anlaşma imzaladıktan sonra birkaç gün içerisinde tazminatını almış. Srebrenitsa kurbanlarının yakınları için aldıkları paradan çok, bu tazminat aracılığıyla tanınmış olmaları daha önemli…

***  “Evlatlarımın babasının yerini dünyada hiçbir şey dolduramaz… Çocuklarım küçükken, başka çocukların babalarına sarıldığını gördüklerinde ‘Anne, babamız ne zaman gelip bize sarılacak?’ diye soruyorlardı” diyor Gluhiç. “Birisinin hayatını telafi edecek bir para yoktur dünyada size verilebilecek… Ancak Hollandalılar’ın sorumluluğu çok şey ifade ediyor… Bir tek Hollandalılar suçlarını itiraf etti, başka hiç kimse suçlarını itiraf etmedi” diye konuşuyor.

***  2019 yılının Temmuz ayında Hollanda Yüksek Mahkemesi, Hollanda’nın 350 Boşnak erkeğin öldürülmesinden kısmi olarak sorumlu olduğuna karar vermişti. Bunlar, Potoçari’deki BM kampına sığınmışlar ancak 13 Temmuz 1995’te Boşnak Sırp kuvvetlerine verilmişler ve daha sonra da onlar tarafından öldürülmüşlerdi. Mahkeme, Hollanda birliğinin yasadışı biçimde davranmış olduğunu çünkü sözkonusu insanların saldırı altında kalma veya öldürülmelerine yönelik ciddi tehlike içerisinde olduklarını bildiğini belirtmişti. Mahkeme kararında, sözkonusu şahısların BM üssünde kalmalarına izin verilmiş olması halinde, yüzde 10 hayatta kalma ihtimalleri olacağı belirtilmişti.

***  Bu kararın anlamı, kurbanların dul eşlerine tazminat olarak 15’er bin Euro, hayatta kalan diğer akrabalarına da 10’ar bin Euro verileceğiydi. 2021’in Haziran ayında Hollanda Potoçari Tazminat Komisyonu, Saraybosna’da bir ofis ve bir internet sitesi açarak, kurbanların yakınlarının tazminat için başvuru yapmalarına olanak sağlayacaktı… Hollanda Dışişleri Bakanlığı’ndan edinilen son bilgilere göre, 6 binden fazla tazminat başvurusu yapılmış. Geçtiğimiz Kasım ayına kadar bunlardan 852 kadarına tazminat ödenmiş, 600’den fazla tazminat başvurusu reddedilmiş. Diğer başvurular ise halen beklemede bulunuyor.

1-359.jpg

Srebrenika'da yakınlarını kaybeden kadınlar, adalet için mücadeleden hiç vazgeçmedi...

***  Hollanda Savunma Bakanlığı’na göre, geçtiğimiz Kasım ayına kadar kurbanların ailelerine 8 milyon 661 bin 914 Euro ödenmiş. Komisyona göre, her bir kurbanın dört veya beş akrabası, tazminat için başvuru yapmış. Hollanda Yüksek Mahkemesi’nin kurban sayısını neden 350 olarak belirlediği çok net değil… Tahminlere göre, bu, tam verilere dayanmıyor. Tazminat hakkı tanınan en büyük grup, “Franken Listesi” denen listede adları yazılı olan Boşnak erkeklerin akrabaları… Bu liste 12 ya da 13 Temmuz’da Hollanda Birliği’ndeki Binbaşı Robert Franken’in emri üzerine tanzim edilmiş ve BM kampı içerisinde bulunan 250 Boşnak’ın isimlerinden oluşuyor…

***  Ancak bazı yaşlı erkeklerin adı kaydedilmemiş, bazı Boşnaklar da isimlerinin bu listede kaydedilmesini reddetmişler çünkü listenin Boşnak Sırp Ordusu’na verileceğinden korkuyorlarmış… “Franken Listesi”nde olup da hayatta kalmış olanlar da var… Ancak liste tam olmadığı için Hollanda Potoçari Tazminat Komisyonu Yüksek Mahkeme kararının içerdiği insanların tam sayısından daha emin olmak için bir inceleme yaptırtmış. BM kampı içerisinde bulunan Boşnaklar’a ilişkin başka listeler de yapılmış – Kızılhaç listesi var, ayrıca Bosna-Hersek Kayıp Şahıslar Enstitüsü ve Federal Polis tarafından oluşturulmuş listeler de mevcut.

***  Srebrenitsa soykırımı ardından Havva Avdiç de dedesinin ve o günlerde 20 yaşlarında olan kardeşi Mubeddin’in bu listelerden birinde olduğunu öğrenmiş. “O listeye nasıl girdiğini hiç öğrenemedik. Ancak kardeşim o listededir, böylece 13 Temmuz’da orada olduğunu kanıtlamak zorunda kalmadık” diyor Avdiç. Annesi ve küçük kardeşiyle birlikte kardeşi Mubeddin ve babası Munip için tazminata başvurmuş Havva Avdiç. Ancak babası, aynı listede değilmiş.

***  Komisyon aileye, belgelerini aldıkları yönünde teyit vermiş ve altı ay içerisinde bunun kabul edilip edilmediği ya da reddedildiği yönünde kendilerine bilgi verileceğini de belirtmiş. Komisyon başkanı Silvia Wortmann, “Ancak bir kişinin bu listelerden herhangi birisinde olmaması da olasıdır” diyor. “Bu, otomatik olarak bu talebin reddedileceği manasına gelmez. Her bir davayı ayrı olarak inceliyoruz, bir şahsın en son görüldüğü yere bakıyoruz Potoçari’de” diye konuşuyor. Komisyon sonra iki şahitten ek bilgi ve açıklama istiyor. “Bir kişinin kampta olduğunu ispatlamak zorunda değilsiniz ancak bunun akla yakın olduğunu göstermeniz gerekir” diyor Wortmann.

***  İşin gerçeği, tazminat için beklenenden daha fazla sayıda insanın başvuru yapıyor olması… Komisyon tarafından yürütülen ek araştırmalar ve tahminlere göre, BM kampında 13 Temmuz ikindi vakti en fazla 500, büyük olasılık daha az sayıda Boşnak erkeğin bulunduğu… Ancak gönderilen tazminat talepleri, kampta 2,100 kurbanın bulunduğunu ileri sürüyor. O zaman nerede yanlış yapılıyor? “Hiçbir yerde” diyor Wortmann. “Kesinlikle yanlış bir şey yok. Düşünüyorum ki eğer akrabaları Hollandalılar’ın kampında olmamış olsa dahi, insanlar tazminat başvurusu yapıyorlar. Çünkü bu, insanların istediği bir tür tanınma biçimidir. Umutları vardır, ancak bu durumda bu tanınmayı veremeyiz ve insanlar da kendi düşkırıklıklarını üretiyorlar bu durumda…”

***  “Eşini ve dört oğlunu kaybetmiş olan bir kadının durumunu hatırlıyorum… Hepsi de Srebrenitsa dışındaki ormanlık alana kaçmışlardı ve büyük olasılık orada öldürüldüler. Bu başvuruyu reddetmek durumundaydık, bu da çok üzücü… Böylesi şeyleri kolaylıkla unutamam ben… Çünkü beş mektubun her birinin red cevabını bizzat imzalamak zorundaydım… O kadın bundan çok etkilendi, biz de öyle… Elbette bu yaptığımız bir iştir ancak bizim için de çok acı verici bir iştir…” diyor Wortmann.

***  Komisyon bir red cevabındaki tüm gerekçeleri tam olarak belirtmese de, esas olan red cevaplarının büyük çoğunluğunun, Yüksek Mahkeme kararıyla belirlenmiş belli bir kategoriye uymayan kurbanların durumu nedeniyle red cevabı veriliyor olması. Wortmann, insanların başvuru yapmadan önce hazırlık yapmaları ve ne tür şeyler istendiğine bakmaları gerektiğinin altını çiziyor. “Eğer yalnızca Franken Listesi’ni kullanmış olsaydık, işimiz daha kolay olurdu” diyor. “Ancak bu listelerin tam olmadığını biliyoruz. Bizim için Yüksek Mahkeme kararı uyarınca tazminat hakkı olanları tazmin etmek, bizim için gerçekten önemlidir. Doğru olan da budur. Bu yaklaşıma sahip olarak kendimiz ve akrabalar için durumu karmaşık hale getiriyoruz” diyor.

2-321.jpg

Lahey'de Srebrenika kurbanları için düzenlenen bir anma etkinliği... Temmuz 2015...

***  Srebrenitsa’dan 20 bin Boşnağın Hollandalı birliğin kampına sığınmak istediği ancak bunlara giriş izni verilmeyerek tellerin öteki tarafında kalmış oldukları yönünde bazı eleştiriler de var. Bunlar arasında 600 ile 900 arası erkeğin bulunduğu, bunların çoğunun soykırımdan kurtulamadığı ancak bu gruptan insanların akrabaları için tazminat verilmediği de kaydediliyor. Avdiç, “Hollanda hükümeti için önemli olan şey, kim kamptaydı, kim kampın dışındaydı” diye konuşuyor. “Amcalarımdan biri, tellerin öteki tarafındaydı fakat Potoçari’de kaldı ve orada ölüsü bulundu. Ancak Hollandalılar için birisinin kurban olup olmadığı konusunda belirleyici olan o tellerdir” diyor.

***  Gluhiç de “Hollanda birliğinin çok az sayıda insandan oluştuğu ve bizleri koruyamayacaklarını biliyorum” diyor. “Ancak kamplarına sığınmak isteyen tüm Boşnaklar için o yüzde 10 suçluluk itirafını yapmalıydılar. En zoru budur, çünkü hepimiz birlikteydik…” diyor. Gluhiç tazminatını aldıktan sonra, tazminat alamayan arkadaşlarıyla bunu paylaşmasının zor olduğunu anlatıyor… “Utanıyordum ve onlardan özür diledim” diye konuşuyor…

***  Kampın içerisine girmeyi başaran Boşnaklar’ın öldürülmesindeki suçluluk oranının Hollanda devleti için yalnızca yüzde 10 oranında olduğu yönündeki Yüksek Mahkeme kararına yönelik hoşnutsuzluk devam ediyor. Gluhiç, “Artık hiç kimse paraya aldırmıyor, herkes neden herkes için yüzde 10 suçluluk itirafında bulunulmadığını düşünüyor ve bu durum onları üzüyor. O nedenle kadınlarımız hayal kırıklığı yaşıyor” diyor.

***  Avdiç, Yüksek Mahkeme kararını “tamamen aşağılayıcı” buluyor ve “hayatta kalmış ve bunca yıldan sonra onurumuzla ayakta durmaya çalışan bizlerle oyun oynamaktır bu” diyor. Wortmann da “Bu, yürek parçalayıcı bir durumdur” diyor. “Ancak Hollanda Birliği, tüm bu insanların hijyeni, gıdası ve suyu için garanti veremezdi ve bir noktada BM kampına daha fazla sayıda insan kabul etmeme kararı alınmıştı” diye anlatıyor. “Yüksek Mahkeme de, Hollanda devletinin ancak Hollanda Kampı içerisinde olup bitenlerden sorumlu olacağına karar verdi. Bir çizgi çekilmeliydi ve teller de o çizgiyi oluşturdu. Çok sert bir durumdur bu fakat insanlar bunu doğru bulmuyorsa, bu bizim elimizde olan bir şey değildir. Yüksek Mahkeme’nin kararıdır bu. Ve bu kararın sınırları içerisinde biz komisyon olarak adil olanı yapmaya çalışıyoruz” diyor.

***  Başlangıçta Havva Avdiç tazminat için başvuru yapmak istemiyormuş… “Sanki de babamla kardeşime ihanet ediyordum, sanki de onları satıyordum diye düşünüyordum… Ve o tazminat aracılığıyla da Hollanda hükümeti bir şekilde son umut kırıntısına, umuda ve enerjiye ödeme yapıyorlar sanki ve bize yönelik borçlarını ve görevlerini tamamlıyorlar” diyor. “Ancak daha sonra bunu daha derin biçimde düşündüm ve eğer birisi size bir şeyler borçlu olduğu yönünde itirafta bulunmuşsa, bu da onun suçlu olduğunu gösterir. Bu da benim için onların suçlu olduğu manasına gelir” diye konuşuyor.

***  Kurbanların yakınları 15 Haziran 2023’e kadar tazminat başvurusunda bulunabilirler… Komisyona göre başvuru yapanlar için maksimum bir bütçe yok, bu parayı almaya hakkı olan herkese tazminat ödenecek…

https://balkaninsight.com/2023/01/04/netherlands-pays-e8-7-million-to-srebrenica-victims-relatives/

(BIRN’de Maryolein Koster imzasıyla 4 Ocak 2023’te yer alan yazıyı özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).

Bu yazı toplam 773 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar