1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Hepimiz Ali Arınç’ız!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Hepimiz Ali Arınç’ız!

A+A-

Karaoğlanoğlu ya da eski adıyla Ayios Georgios ki biz ona Ayyorgi diyoruz… 
Bu köyde yani Ayyorgi’de, iki dev otelin ortasındaki bir kayalık sahilde, ciddi anlamda tarihi değeri olan, kayaların içerisine oyulmuş bir kilise ya da Şapel var…

-*-*-

Bu mağara kilisenin üzerindeki ilk düzlüğe de küçük bir şapel inşa edilmiştir…

-*-*-

Burasının yasal sahibi, tabii ki Kıbrıs Ortodoks Kilisesi’dir…

-*-*-

Ve 1974 savaşından sonra tüm kilise malları gibi burası da Vakıflar İdaresi ya da kısa adıyla Evkaf’ın tasarruf ve kullanımına devredilmiştir…

-*-*-

Evkaf burayı 12 yıl önce Ali Arınç adlı dünyalar iyisi bir arkadaşımıza kiralamıştır…

-*-*-

Ali, bir dövme sanatçısıdır; çocukluğunun geçtiği burasını hem bir dini mekan olarak korumak hem de sanat merkezi olarak kullanmak için kiralamıştır… 

-*-*-

Kira sözleşmesi 31 Ekim 2025’te bitti…

-*-*-

Bu mekanın dibinde beş yıldızlı otellerimizden biri bulunmaktadır ve bu otelin araç parkının bir kısmı da şapele ait arazi çerisindedir…

-*-*-

Şimdi Evkaf yönetimi burayı başka birilerine kiralamak arzusundadır… 
Bir diyeceğim yok!
Ama Ali Arınç, bu mekanı bırakmak istememektedir ki sonuna kadar yanındayım…

-*-*-

Ve Ali Arınç, davasına, kavgasına “açlık grevi” ile de olsa sahip çıkmakta kararlıdır… Açlık grevi başlatmış durumdadır… 

-*-*-

Neden Ali Arınç’ın sonuna kadar yanındayım?
Anlatayım!

-*-*-

Kıb – Tek’e akaryakıt alımı meselesine bakalım… 
Kimden alıyorsunuz?
Ne kadar sağlıklı bir akaryakıttır?
Kim, kimler bu işten nemalanıyor?
İstanbul’da beş yıldızlı lüks bir otelde, bu işle alakalı olarak iki kadın buluşup, birbirlerine sarılmakla mı kalıyor sadece?
Yapmayın, etmeyin, eylemeyin!
Yakıt koktu!
Ortalık koktu!

-*-*-

Gelin Girne Hastanesi’ne bakalım isterseniz...
64 milyon TL’ye bitecek diye ilk ihalesine çıkıldı... 
Ali Cengiz oyunlarıyla ilk ihale iptal edildi…
1 milyar 500 milyon TL’ye hala bitirilemedi...
Taaa en başından söylenmedik dedikodu kalmadı...
Hortumlamanın dik alası yaşandı...

-*-*-

Halk, her ihalede bir usulsüzlük görmeye başladı...
Belki de en doğru, en yasal, en mantıklı, en adil ihalelerden bile herkes şüphelenir duruma düştü...

-*-*-

En son Türk Telekom meselesi!
Sağlıklı, doğru, dürüst, yasal bir hale yok!
Belki de çok ucuza, çok kaliteli internet alacağız ama asla güvenmiyoruz!
Kudret Özersay hocam diyor ki, “… bu işin içinden de bir garip ses geliyor”

-*-*-

Ve Palm Beach…
Elbette her iş insanı, yatırım için uygun olan mülkü, uygun fiyatla almak ister…
Ama halk niye mağdur edilsin?
Halk denize nasıl girsin?

-*-*-

Ve bütün bunların ve nicelerinin üstüne şimdi Ali Arınç’ın elinden bu mekanı da alıyorsunuz!
Yarın, daha önce de olduğu gibi, burasını birilerine rüşvet karşılığı vereceksiniz!
Evet hepimiz öyle inanıyoruz!

-*-*-

Sonra o rüşvet karşılığı burasını bubasının malı sananlar; “hafif bir düzeltme yapalım” diyerek dozerlerini meydana salacak!
Bir dozer operatör de daha önce yaşadık, “dalgınlıkla ve de yanlışlıkla” kiliseyi – şapeli yerle yeksan edecek!
Kıbrıs’mış, tarihiymiş, kültürüymüş kimin umurunda!

-*-*-

Anladınız mı neden Ali Arınç’ın yanındayız?

-*-*-

Haaa Ali, dünyanın en iyi insanlarından biridir… 
Belki gerektiği gibi orasını işletememiştir ama bundan sonra hepimizin de desteğiyle eminim çocukluk hayallerinin yok edilmesine müsaade etmeyeceğiz!

-*-*-

Aslında Ali Arınç’ın yanında değiliz sadece; biliniz ki hepimiz Ali Arınç’ız!
Yeter yediniz, yuttunuz!
Boğazınızda kalsın!
Ziligurtti çıkarasınız!


Onların büyük bayrağı yok!
Bizim bayrak maşallah çok büyük!

Elbette kirlenen ve güvenilmeyen siyaset…
Kesinlikle çözüme muhtaç Kıbrıs sorunu…

-*-*-

Bilinmeyen ve zor da bilinecek nüfusumuz… 

-*-*-

Öteki yazıda da bahsettiğimiz ihale sıkıntıları…

-*-*-

Devletin en önemli ve en değerli kurumları olması gereken, Kıb – Tek, Kooperatif, Vakıflar, Kalkınma Bankası gibi kurumlara olan aşırı güven sorunu… 

-*-*-

Ama en büyük derdimiz aslında pahalılıktır, önüne geçilemeyen enflasyondur… 

-*-*-

Kim hükümette olursa olsun; kim gelirse gelsin, bu sorun ya da sorunların altından kalkmak kolay olmayacaktır… 

-*-*-

Ne mi yapmak lazım?

-*-*-

Elbette çok farklı görüşler, çözüm önerileri vardır ama o kadar kirlendik, o kadar battık, o kadar aciz durumdayız ki; Kıbrıs Adası’nın tarihte iki kez olduğu gibi, bir kez daha suya gömülüp tekrar geri çıkmasından başka bir “çare” de pek aklıma gelmiyor!

-*-*-

Ama öteki yarısında yaşayanlara acıyorum!
Savaşı kaybeden taraf olarak, yarım yüzyılda, bir tam yüzyıl önümüze geçtiler!
Eserimizle övünebiliriz değil mi?
Bizim dağdaki bayraktan onlarda yok!


basliksiz-027.jpg

Sevgili Ali Arınç ile geçtiğimiz akşam açlık grevini sürdürdüğü Ayios Fanourius Şapeli yanında sohbet ettik… Ali’nin direnişini – mücadelesini sevgiyle selamlıyorum…

Bu yazı toplam 3085 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar