1. YAZARLAR

  2. Erdinç Gündüz

  3. Hayırlı olsun
Erdinç Gündüz

Erdinç Gündüz

Hayırlı olsun

A+A-


Ve sonunda yeni hükümetimiz göreve başladı. Hayırlı olsun diyerek başlayalım biz de.
Ne ilginçtir ki halkın büyük bir bölümü bu Koalisyon Hükümeti’ne kuşkuyla bakmakta. Solcusu da, sağcısı da. Ve hatta ne olduğunun adını hiç koyamayanlar da.  Daha da ilginci, koalisyonu oluşturan iki siyasi partinin kendi taraftarları bile temkinli bir duruş sergilemekte. Sözün özü, bugüne kadar  siyaset tarihimizde hep zıt kardeşler olarak duran iki siyasi partimizin Koalisyon’unun başarılı  olup olamayacağını, yahut, neler yapabileceğini  veya yapamayacağını, herkes ama herkes çok merak ediyor. 

Ömrünün ne kadar olacağını merak edenler de çok. Protokol da, Hükümet Programı da olmalıydı, ve var. Ve bununla ilgili ilginç bir soru daha: Protokolü de Hükümet Programını da (biraz da çaktırmadan)  takmayacak olan taraf hangisi olacak ? Ve, iki partiden hangisi ilk ‘pes’ eden olacak ?

Olumsuz veya umutsuz görüşlere karşın gene de biraz sabırlı olmakta yarar var diye düşünüyorum.  Ama aklıma takıldığı için de sormadan edemeyeceğim.

Hükümet programında (yanılmıyorsam protokolda da), Müdür, yeni yasa, sorunlara acil çözüm bekleyen  BRT Kurumu ile ilgili herhangi bir not göremedim. Bilerek mi konmadı yoksa unutuldu mu ? Yoksa BRTK, ne bir partinin ne de diğerinin umurunda değil mi ? Çok merak ettim.

 Nokta

Bu ülkede ‘hesap sorma’  alışkanlığı yok.  (‘Alışkanlık’ mı ? ‘Edepsizlik’ mi ? ‘Kültürsüzlük’ mü ? Adını ne isterseniz koyun).  Ne Meclisimizde ne medyamızda... (Kahvehane köşeleri ve aile-arkadaş sohbetleri dışında.)  Yapılan herşey yapanın yanına kalıyor. Bazen tamamen unutulup gidiyor, bazen yıllar yıllar sonra hatırlanınca,  “Ma sahiii...Ne olduydu o konu ?” diye soruluyor arkadaş toplantılarında, dedikodu sohbetlerinde. Ve ama sonuç:  NOKTA...

1974 öncesi az şey mi yaşadı bu toplum ? Sadece ve sadece Rum yüzünden mi ? Kendi içimizde yaşadıklarımız ? Hiç anlaşılamayan ve açıklığa kavuşamayan nedenlerle, horlananlar, tehdit edilenler, dışlananlar, çareyi ülkeyi terk etmekte bulanlar, dayak yiyenler, kaybolanlar, öldürülenler ?
Orada burada konu açıldı mı teker teker anlatmaya başlar yaşlılar. Ve orada hapsolur kalır herşey... Yani,  yine NOKTA....

’74 Savaşı’ öncesi bir yana ‘74 Savaşı’ndan itibaren,  ganimetçiler, ona buna, usülsüz verilen arsalar, araziler, evler, villalar, yağma edilen sahiller...  Zaman zaman çıktı basında.  Sonuç ?  Sonuç yok.... Birkaçı için,  ne dendiği bile net olarak anlaşılamayan  ve de pek de ciddi olmayan açıklamalar ve sonunda yine  NOKTA...
Böyle geldi, böyle mi gidecek ?

 

Bu yazı toplam 2264 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar