1. YAZARLAR

  2. Tacan Reynar

  3. GERÇEKLER VE YALANLAR ARASINDA
Tacan Reynar

Tacan Reynar

GERÇEKLER VE YALANLAR ARASINDA

A+A-

Artık gün yüzüne çoktan çıkmış, ancak bu defa artık daha yüksek sesle kendisini ifşa eden bir gerçeğin ortasındayız.

22 Ocak olaylarında Afrika Gazetesi’ne karşı girişilen saldırıda aranan 9 kişinin daha olduğu yargıçlık görevi sürdürdüğüm esnada mahkeme huzurunda tahkikat polisi tarafından beyan edilmiş, ancak bu şahısların hiçbiri bugüne kadar bulunamamıştı. 

Aradan 10 aya yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen ve bazı sivil toplum örgütleri tarafından sorgulanmasına rağmen Polis Genel Müdürlüğü’nden bu konuda herhangi bir açıklama da yapılmadı. Polis sessize oynadı.

Konu tam da bu ülkeyi “yönetenlerin” istediği gibi kapanmışken, geçtiğimiz Çarşamba günü beklenmeyen bir gelişme ile olay farklı bir boyut kazandı. Burada bu ülkeyi bizim seçtiklerimizin yönetmediğini vurgulayarak, gerçekten yönetenlerden bahsediyorum.

Katıldığım bir canlı yayına telefonla bağlanan bir kişi, Cumhurbaşkanı Sn. Mustafa Akıncı’nın olayların yaşandığı yere bir kahraman edasıyla geldiğini ve bazıları kendisine engel olmasaydı başka şeyler de yaşanacağını ima ederek ayrıca kendisinin de polisin aradığı dokuz kişiden biri olduğunu itiraf etti.

Şimdi soru şu: Biz kamuoyu olarak bu dokuz kişinin kim olduğunu bilmiyorken, aranan kişi kendisinin arandığını nasıl biliyor? 

Bu aranan şahısların isimlerinin kimler olduğunun hükümet yetkilileri ve polis tarafından bilindiğine dair birçok kez çeşitli iddialar ortaya atıldı. Bu konudaki sessizlik de korundu.

Ancak bildiğimiz bir şey var ki, o gün orada olan olaylarda eylemi şiddete dönüştüren ve bunun sonucunda da yargılanan ve ceza alan sadece 6 kişinin olmadığıdır. Görüntüler bunu açıklıkla ortaya koyuyor.

Net olarak söyleyelim, daha fazla kişinin yargı huzuruna çıkarılması bilinçli ve kasıtlı olarak engelleniyor. Çünkü düzenlenen eylem talimatla düzenlendi, talimatla sonuçlandı ancak özellikle mahkeme sonucu bazı odaklar tarafından istenildiği gibi olmadı. 

Hatırlayacağımız üzere yargılanan 6 kişi 22 Ocak’tan yaklaşık 1 hafta sonra tespit edilmiş ve mahkeme huzuruna teminat amacıyla çıkarılmışlardı. Verilen hükümsüz tutukluluk emri ile de doğrudan şahsımın hedef alındığı bir yargılama süreci başladı. Hukuk tarihimizde görülmemiş bir hızla dava dosyalanmış, Başsavcılık Ağır Ceza Mahkemesi’nde zanlıların yargılanmasını önlemek için Zanlı avukatları ile anlaşmış, consent verilmiş ve dosya tekrar benim huzuruma getirilmişti. Dosya kaza mahkemesi huzuruna gelince de Sanık avukatları suçun kabul edildiğini ancak olayda tahrik olduğu iddiasında bulunmuşlar ve günlerce bu iddianın duruşması yapılmıştı. 

Cezalar açıklandıktan sonra da çok daha hazırlanması kolay olan bir dava olan Meclis damına çıkma meselesi ile ilgili ayrı bir dava açılmıştı. Bu dava Afrika Gazetesi’ne karşı açılan davaların -ne kadar tesadüf-dosyalanması aynı güne denk getirilmişti.

Yaklaşık 10 ay geçtikten sonra kendisini canlı yayında ihbar eden şahıs hakkında polisten tahkikatın nasıl yürütüldüğü ile ilgili bir açıklama yapılmazken, bu kişiye karşı da herhangi bir işlem yapılmadı. Bu kadar gün bekledik ama hiçbir şey olmadı. Yoksa olamazdı mı demeliyiz?

Gelin soralım o zaman: Kimler kimleri neden ve hangi amaçla koruyor?

Hukuk Fakültesinde okurken heyecanla bize hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü ve idarenin ve özellikle polis kuvvetlerinin sorumluluklarını öğreten hocalarımızın kulakları çınlasın.

Onlar sayesinde bir hayale inanmışız.

Onlar sayesinde o kadar okuyup, yazmışız, kararlarımızda “KKTC Hukuk Devleti’dir” diye kaleme almışız. 

Ne büyük safsata !

Koskoca bir yalanın ortasında kral çıplak dediğimde rahatsız olan iktidar odakları bugün hangi yüzle çıkıp “hukuk devleti”ni ağızlarına alacaklar merakla bekliyorum.

Bu ülkenin gerçek yurtseverleri bunları unutmayacak.

Bizim gerçeğimiz bundan sonra, gerçek iktidar odaklarıyla mücadele olacak. Buna ister derin devlet deyin, ister suskun devlet, kendini hukuktan üstün gören karanlık güçler veya gözümüze bakarak “ben de oradaydım” diyen kişiler.

Biliniz,

Biz de buradayız !

 

Bu yazı toplam 2615 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar