1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Egemen eşit devlette bir büyükelçi!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Egemen eşit devlette bir büyükelçi!

A+A-

Büyükelçi ne yapar?

Veya büyükelçilerin görevleri nelerdir?

-*-*-

Ya da şu şekilde bir soru soralım?

Büyükelçi’nin yapmaması gerekenler nelerdir?

Hah şimdi daha iyi oldu!

-*-*-

Bir büyükelçi, kendisini kabul eden devletle diplomatik ilişkileri bozmak amacıyla faaliyet yürütemez!

O ülkede siyaset yapamaz!

O ülkenin iç işlerine karışamaz!

O ülkede yaşam süren kendi ülkesinin vatandaşları varsa, onlarla uluorta, aleni bir şekilde “seçim propagandası” çalışması yürütemez!

O ülkenin sendikacılarına “şarlatan” diyemez.

-*-*-

Hepsinden acısı, bir ülkenin büyükelçisi, kabul eden ülkenin Meclis Başkanı ile köy köy gezerek, kendi ülkesindeki seçimlerin propaganda konuşmalarını yapamaz!

-*-*-

Hangi açıdan bakarsanız bakın, Metin Feyzioğlu’nun yaptığı “yanlıştır”…

Suçtur!

Ayıptır!

Ahlaksızlıktır!

-*-*-

Bir büyükelçi, kabul edildiği ülkede; yani Feyzioğlu, KKTC’de dilediğini yapıyorsa, KKTC adlı “golyandro” için “devlet” denmez!

Hele eşitlik egemenlik gibi kavramlardan hiç söz edilmez!

-*-*-

Amerika’nın Moskova Büyükelçisi; Feyzioğlu’nun KKTC’de yaptıklarını yaparsa ya da yapmaya cüret ederse ne olur?

Tüm Rus siyasetçiler, önünde domalmaz tabii ki!

Anında sınır dışı edilir!

Haaa elbette dilediğini yapar ama en azından “gizli” olur bu yapacağı ya da yaptıkları!

Rusların gözünün içine baka baka bunu yaparsa, Amerika’nın Rusya’yı “kontrol ediyor” ya da “işgal etmiş” olması gerekir!

-*-*-

Türkiye, Kuzey Kıbrıs’ta işgalci mi?

Abarttın Serhat!

Büyükelçi beyefendi adamdır; partisi için çalışan düzgün bir AKP’lidir!

-*-*-

Ne geldiyse başımıza; bu saçma sapan yalanlardan, akıl dışı biatçılığımızdan ve ahlaksız itaatkarlığımızdan geldi!

-*-*-

Efendim, diplomatik bir dille uyaramıyor muyuz?

Evet, normal koşullarda; egemen eşit bir bağımsız devletin Dışişleri Bakanı yani Tahsin abi, Feyzioğlu’nun bağlı olduğu bakanı yani Mevlüt Çavuşoğlu’nu arar ve derhal Lefkoşa’dan alınmasını isterdi!

Bunu yapacak ne bronzo var, ne basso!

Tahsin abi böyle bir şey yapsa, Metin bey O’nu beş dakikada “işsiz” bırakır!

-*-*-

O zaman, “yeter artık, defol!” diyecek bir muhalefet şart!

Yok mu?

Çok mu ayıp?

Birkaç yazılı açıklama; ufaktan bir iki meclis konuşması ile bu mesele de unutulsun mu?

Tamam anladım!

-*-*-

Metin bey, buyurun işinizi yapın!

AKP kazansın inşallah, siz de görevinizi sürdürün!

Hatta hakkınızda bir yığın da belaltı dedikodu yapıyorlar; bir sivrisineklerimiz bir de dedikodumuz çok ünlüdür, biliyorsunuz… Namık Kemal demişti ya!

Takmayın siz!

-*-*-

Allah size güç ve kuvvet versin efendim!

Nam-ı Kemal’in köprüsünden de geçin, vak vakları da ürkütün; korkmayın, birinin bir yerlere çam diktiği yok!

Çamları zaten kese böcekleri kuruttu!

Toplayacak kozalak da kalmadı!

-*-*-

Haaa bu arada, Zorlu Töre hizmette kusur etmiyorsa, her arabadan indiğinizde kapınızı gayet intizamlı bir şekilde açıyorsa, ilk seçimde O’nu UBP’nin Cumhurbaşkanı adayı da yaparsınız artık…

Ersin Tatar size küsecek ama sallamayın!

Devam edin!

Tamamdır!

-*-*-

Bizim yazdıklarımıza da bakmayın!

Hiç de takmayın!

Rumlardan para alıyoruz biz!

Yoksa bu memleketle alakalı bir gailemiz olduğundan değil!

Hainiz biz hain!

Ne gailemiz olacak ki!

-*-*-

Eskiden öfkeleniyorduk canım ama artık öfke de kalmadı!

Yıllar önce çok üzülüyorduk ve Nazım Hikmet’in dediği gibi, “Nasıl öfkelenmem? Düşündükçe memleketimi! Çırpınıyor ayakları altında, Bir avuç hergelenin...” diyorduk!

Artık üzülecek memleket de kalmadı sayenizde!

Her yan da hergele dolu, yüce katkılarınızla!

Saygılar efendim, saygılar!

Yaşasın AKP, yaşasın Tayyip bey!


Aldı beni bir merak!

Dün bir arkadaşım aradı, “Beeöö sen Türkiye’ye rahatça girersin… Çünkü seçimlerde senin desteklediğin Ersin!” diyerek kafiyeli bir cümle kurdu!

Dedim ki, “nasıl yani?”…

-*-*-

Anlattı!

“Türkiye’ye sokulmayanların neredeyse tamamı Mustafa Akıncı taraftarıdır… İlk turda değilse, ikinci turda kesinlikle Akıncı’yı destekledi!”

-*-*-

Ekledi!

“Sen Ersin’ciydin, Türkiye’ye sokulmayanlar Akıncı’cılardır! Hade yırttın!”

-*-*-

Aldı beni bir merak!

Girer miydin, girmez miydin?

Sokulur muydun, sokulmaz mıydın?

-*-*-

Vallahi param olsa, yarın bir bilet kesip, kısa sürede geri dönüş olan bir havaalanına gitmek isterim doğrusu!

-*-*-

Merhaba!

Ben Serhat!

İncirli!

Kimlik numaram şu…

İngiliz ve Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıyım!

-*-*-

KKTC Kimliğim eskisinden…

Kabul etmezlermiş…

-*-*-

“Sakın deneme, gitme!” dedi bir başka arkadaş!

Seni ülkeye sokmamaları bir yana, sana bir şey sokmasınlar diye de bayağı cinsel içerikli bir kötü espri patlattı!

-*-*-

“Seni ilk kovan Ersin abin olmadı mı?” diye de sordu!

Çekemediniz Ersin abimi ha!

Oysa adam büyük golcü!

Aha bu sene inşallah Manchester United’a gidecek…

Rashford sakatlandı, ileride O’nu oynatacaklar!

-*-*-

Vallahi aldı beni bir merak!

Türkiye’ye girer miyim, giremez miyim?

-*-*-

Hiç deneyecek değilim!

İşte devletim, hatta iki devletim (Kıbrıs Cumhuriyeti ve Birleşik Krallık) ve işte havaalanlarım hem Larnaka hem Baf!

Misler gibi!

Dilediğim yere de giderim!

Ucuz bilet bulursam veya Param olursa…

-*-*-

Bu arada eklemeden edemeyeceğim; inşallah 15 Mayıs’ta da Diyarbakır’da; hem Bay Kemal’in hem de Yeşil Sol Parti’nin seçim zaferini kutlamaya gideceğim!

Haberiniz olsun!

Çatlayın!


KKTC’de eğitim ve sosyal güvenlik!

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş dün sabah Sim Tv’de konuğumdu…

3 – 11 yaş arası bin 100’den fazla çocuk, deprem sonrası KKTC’ye geldi…

Bunların en az 900 tanesinin şu anda okulda olması gerekiyor…

Ancak ilkokullarda sadece 670 depremzede çocuk olduğu biliniyor…

Peki, en az 250 civarında çocuk nerede?

Kimse bilmiyor!

Geri mi döndüler, okula mı gitmiyorlar?

Kimsenin haberi yok!

KKTC’de eğitim ve sosyal güvenlik mi?

Nüfus mu?

Sizlere ömür!

Yazıklar olsun!

Ama neymiş?

Eşit ve egemen devletmiş!


gettyimages-590031130.jpg

Medyum Serhat yazıyor: Türkiye’de Tayyip Erdoğan ve AKP 14 Mayıs’ta yeniden kazanacak… Akabinde UBP’de olağanüstü kurultaya gidilecek… Türkiye Büyükelçisi salonda mevlit ve Kuran okunması sonrasında UBP’li erkeklere konuşma yaparken ve kimi seçecekleri talimatını verirken, UBP’li kadınlar dışarıda bu şekilde bir görüntü sergileyecek… Ekonomik durum iyi değil, dolayısı ile kuaföre ve pahalı elbiselere para harcanma meselesi de olmayacak… Bu arada telefon çalacak ve telefondaki “ring tone”; “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa!” olacak… Birlikte duygulanıp ağlayacaklar! UBP’li olmayanlar mı? Onlar Ayanapa’da çalışıyor olacaklar… (Bu fotoğrafı kesin ve saklayın lütfen…)

Bu yazı toplam 4239 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar