Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Dilemma

A+A-

 

Bir kurultay daha bitti.
‘Partiler siyaseti’ne döneriz yine...
İçine bakmaya devam edelim hayatın.
Ta içine.

***

Hani, kamuya yeni girenlerin öfkeyle sokağa indikleri ve kurtulmak istedikleri şartlara, özel sektör çalışanları sahip olmak için mücadele ediyor ya...
Ve dilemma da sürüp gidiyor böylece.
Buradan bakalım...
Kaynaklarımız hayallerimize yetmiyor.
Şapkadan da tavşan çıkmıyor!
O halde ‘kötüyü de iyinin şartlarına çekmek’ gibi son derece insani önermeler elbette anlamlı.
Eğer ‘kaynak’ varsa..
Peki yoksa?
O durumda ‘paylaşmak’ gerekiyor.

***

‘Yani daha beteri var diye bu insanlar kendileri için mücadele etmesin mi’ diyorlar bana...
Evet, sıkılmadan söylüyorum bunu...
Eğer daha 'beter' koşullarda emekçiler varsa önce onlar için mücadele edilir!
Öncelik daha mağdurundur.
Buna karşı çıkanlar "Doğrusu bizden daha beterleri vardı da biz önce kendi hakkımızı aradık" diyorsa, kendi seçimleridir...
Kendi 'ayıbımı' alır asarım boynuma.
Ama 'solculuk' eğer hiç hazırlık ödeneği almayan varsa, kendi ödeneğini paylaşmaktır bana göre!..
Eğer bir başkasının hiç ekmeği yoksa elinizdeki somundan bir parça kesmek ve vermektir.

***

Ama haklısınız alışılmadı tabii...
Market çalışanlarının en azından pazar günleri, tek bir gün izin yapması denendi, kıyamet koptu, geri adım atıldı bu ülkede...
Ne oldu,  birkaç hafta sonra kamudaki mesai saatleri üç buçuğa çekildi...
1 Mayıs'ta boşuna değildir 'işçiler' çalışırken, müdür müsteşar yürür!..
Memur bayram eder, işçi terler.
‘Bir mücadelede öncelik daha mağdurdan başlamalı’ deyince de yadırganır.
Bu ülke ‘siyasal’ ve ‘sendikal’ popülizmden çok çekti zaten.
Sinersiniz yine, gulle geçer.
Birilerinin 'hak' diye sevindiği bir başkasının boynuna 'vergi' olarak biniyor, görmezden gelinebilir.
Bir tek ‘kamu’daki şartları iyileştirerek
çalışanların tümü mutlu olsaydı, 10 senede emeklilikle, ‘mevlit kandili’ tatilleriyle, ‘iyi hal ödenekleri’yle, masada otururken ‘risk tahsisatı’yla, ‘ikinci iş’le, resmi - gayrı resmi müşavirlerle falan başımız göğe ererdi.
- Yani daha beteri varsa ne yapalım?
Bir bardak su içelim üstüne  (!)
Sonra ‘su tahsisatı’ da ekleriz ‘kazanılmış hak’lara, olur biter.
Özel sektör emekçileri de ‘sefam olsun’ der, sevinir hep birlikte (!)

Bu yazı toplam 2191 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar