Devir TEMSİLİ!
Bugün Kıbrıslı Türk liderliği açısından yeni bir "devir" günü...
Yeni dönem bugün başlayacak aslında.
Ama daha güçlü değişim, yeni bir hükümetle mümkün olacak.
Erken seçim kaçınılmaz.
***
Beş yıl önceyi anımsayınız.
Saray’daki törene katılmamıştı, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay.
Ada’ya gelmiş, Meclis’teki yemin törenine gitmiş, Akıncı’yla yüzleşmemek için törenden uzak durmuştu.
Üstelik Tatar — hem de müdahale sonucu — yalnızca yüzde 2’lik bir farkla o göreve getirilmişti.
Ülkenin — ve seçmenin — neredeyse yarısına o gün yapılan saygısızlığın, sevgisizliğin, buyurganlığın sonucunu yaşadık beş sene boyunca.
Ders alınmıştır umarım…
***
Seçim gecesinden itibaren toplumun bütününde bir özgüven var.
Yeni bir umut iklimi oluştu; yalnızca adada değil, uluslararası toplumda da…
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ı zor bir süreç bekliyor.
Tahribat öylesine büyük ki…
Ama üstesinden gelecek bilgiye, diplomatik nezakete, kapasiteye ve sorumluluğa sahip bir lider var.
Yine de kolay olmayacak.
Özellikle Türkiye’yle ilişkiler kritik ve hassas.
Bugünkü törene Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da katılacağı açıklandı.
Bu temsiliyet, yalnızca yeni Cumhurbaşkanı’nı selamlamak değil, geçmişin yanlışlarını da kavramak açısından bir yüzleşmeye vesile olmalıdır.
Ortada güçlü bir irade vardır.
Bu irade saygı bekliyor.
Kıbrıslı Türklerin gelecek belirsizliğinden yorgunluğunu, müdahalelere başkaldırısını, kötü ve kirli yönetime isyanını görmek gerekiyor.
Unutulmasın…
Şu anki “üçlü hükümet”, Kıbrıslı Türklerin bir tercihi değil; AKP-MHP ortaklığının eseridir.
Bu yönetimi dizayn eden irade Lefkoşa değil, Ankara’dır.
Seçim sonucu bunu da anlatmıştır aslında...
“Böyle olmaz” demiştir seçmen.
Hem de birleşerek!
***
İki kavram tam bir sosyal mühendislik ve psikolojik iletişimle “şeytanlaştırıldı” son dönemde…
Biri federal çözüm.
Bir diğeri — ki çok daha önemli — Kıbrıslı Rumlarla her türlü yakınlaşma, ortak alan ya da iş birliği.
Böylece gündemi “etnik milliyetçilik” üzerinden bir dil belirledi.
Siyasi elitler, bu psikolojik duvar nedeniyle Kıbrıslı Rumlara mesafe koydu aralarına.
Kıbrıs’ın geleceği için en büyük tehlike budur.
Çünkü bu adanın geleceği, iki toplumun uzlaşısı ve güveniyle mümkündür ancak.
***
Yeni bir dönem başlayacak bugün…
Tufan Erhürman’ın seçim kampanyası boyunca ortaya koyduğu vizyon açıktır:
“Biri Kıbrıslı Türklere, diğeri Kıbrıslı Rumlara ait, dünyaca kabul edilen iki eşit kurucu devleti olan; bu devletlerin kendilerine ait yetkileri egemence kullanacakları, iki bölgeli, iki toplumlu ve iki toplumun enerji, deniz yetki alanları, ticaret yolları, adanın güvenliği gibi konularda siyasi eşitlik temelinde birlikte karar alacakları bir çözüm…”
Bir ortaklık…
Bir ayrılık değil.
Birleşmiş Milletler zemininde bir müzakere…
Kıbrıslı Türkler bunu dinleyerek, anlayarak karar verdiler.
İlk Türkiye ziyaretinde, bu siyasete duyulacak saygı önemlidir.
Beş yıl önce devir TESLİM olmuştu.
Şimdi devir TEMSİL olsun!







