1. YAZARLAR

  2. Aslı Murat

  3. Deveye neren eğri diye sormuşlar, en çok eğitimim demiş…
Aslı Murat

Aslı Murat

Deveye neren eğri diye sormuşlar, en çok eğitimim demiş…

A+A-

Gelecek, sihirli bir kelimedir. İçinde gizem ve umut barındırır. O yüzden, bize yani bugünün yetişkinlerine değil, çocuklara teslim edilmek istenir. Çünkü onlar, çürüyen sistemde zaman zaman mağdur edilseler da henüz fail olmamışlardır. Bazı istisnalar dışında; suç işlememişler, savaşları başlatmamışlar, herhangi bir canlıyı sömürmemişlerdir.

Tabi ki aksi örnekler de mevcut. Ama onları eşelediğiniz zaman, altından yetişkin eliyle yaratılmış bir felaket çıkar. İstismar, ihmal, sevgisizlik ve en önemlisi saygısızlık. Küçücük zihinler, aldığı her yarada ve öğrendiği her yalanda, kötülüğe bulaşmaya başlar. Öyle bir zehirdir ki, insanın en içine yerleşir. Yavaş yavaş damarlara dolar ve ilelebet kalır bedende. Böylece dönüşümü sağlamak da zorlaşır hatta imkânsız hâle gelebilir. Bunun en önemli panzehri; nitelikli, demokratik ve özgür eğitimdir.

***

Adanın kuzey yarısı, bir süredir karanlığın içine çekiliyor. Bırakın insani değerleri, birlikte yaşamı tesis eden kuralları uygulamayı bile zül görüyor kendine bazı kesimler. Trafiğe çıktığınızda yaşadıklarınızı düşünün. Özellikle memleketi idare ettiğini zannedenler, adeta “anarşinin” bekçileri! İşin şakası tabi, anarşizmin kendi içinde bir tutarlılığı vardır. Bu beyefendiler, hesap vermek, şeffaflık, liyakat, etik, demokrasi, insan hakları, toplum yararı gibi en temel değerleri bile yok sayarak, orman düzenine biat ediyorlar.

Gelelim şu meşhur “sahte diploma”  iddiasına. Mahkeme davaya dair karar verecek, bize şu anda bir tespitte bulunmak düşmez. Sadece şunu söyleyebilirim ki, ülkedeki yükseköğrenimin içine düştüğü veya düşürüldüğü duruma bakıldığında, çok da garip bir sonuç değil. Mahkemelerin sanık kutuları, hemen hemen her gün, ülkeye öğrenci vizesi ile gelen kişilerle dolup taşıyorsa, kayıt dışı tespit edilen çoğu kişinin yine benzer yasal statü ile ülkeye giriş yaptığı ortaya çıkıyorsa ve 2023 yılında kamu yeterlilik sınavlarındaki (ki bir tek kıstas olamaz tabi) üst düzey başarı oranı % 20, orta düzey başarı oranı % 4,6, alt düzey başarı oranı ise % 32,4 olarak tespit edilmişse, ülkedeki eğitim sistemsizliğinin veya keşmekeşinin ciddiyetle ele alınması gerekir.

***

Diploma sahibi olmak, diğer pek çok olgu gibi anlamını yitirmiş vaziyette. Ortaöğrenimde ardı arkası kesilmeyen bütünleme sınavları ile belki de düz lise yerine kendini daha farklı bir alanda yetiştirmesi gereken gençler, ucu karanlık bir tünele sokuluyor. Herhangi bir yükseköğrenim planlaması olmadığı için, pek çok meslek şu anda enflasyon yaşıyor. Bir şekilde mezun oluyor okuyanlar. Ardına master ve doktora da ekleniyor. Acaba dünyadaki hangi ülkelerde bu derece “uzmanlaşma” var? Bilemiyorum! Tüm üniversiteleri aynı kefeye koymak doğru ve adil değil. Emeğini esirgemeden eğitim veren, alanında başarılı akademisyenlere de haksızlık etmemek gerek. Keza bileğinin hakkıyla mezun olan ve başarı basamaklarını tırmanan gençler de cabası. Zaten onlar da memlekette kalmak yerine göç hayalleri kuruyorlar.  Maalesef öyle bir tablo ile karşı karşıyayız ki, kurunun yanında yaş da yanıyor.

Hafta sonu yaşadığımız hadiseyi, memleketteki sosyal çöküntünün bir tezahürü olarak düşünmek gerek. Yani bu sistemin ortaya çıkardığı sonuçlardan sadece biri. “Ne vereyim abime? Ne ihtiyacınız var abla? Atlanması gereken bir basamak mı var, hay Allah, tamam hemen bir okula yazılırım, parası neyse veririm ve o “şey”e sahip olurum!” Hâlbuki tüm eğitim süreci, özellikle de üniversite, size sadece diploma sağlamaz. Bunun ötesinde bir yaşam sunar. Farklı düşünme biçimleri kazandırır. İleriye gidebilmek için, geçmişi sorgulayarak daha iyisini kurabilme becerisini geliştirir. En önemlisi de hurafelere değil bilime yönelmenizi sağlar.

***

Herhangi bir futbol maçına veya sinema salonuna giriş bileti değildir üniversite diploması. Bahsettiğim gelişmeyi sadece diploma ile mi elde edersiniz? Hayır. Öyle yazarlar, siyasetçiler, sanatçılar, zanaatkârlar ve daha nice kişi vardır sayabileceğim. Diploması yoktur ama varlık gösterir.

Böyle yapılarak, eğitim kalitesi azaltılarak, aslında düşünebilen, üretebilen ve dönüştürebilen bir neslin yeşermesine ket vuruluyor. Amaç bu mu yoksa? Zaten kural tanımaz, ekonomik ve sosyal yok oluşa hizmet eden, yolsuzluk soslu icraatlarla genç dimağları karartan bir zihniyete hapsolduk bir süredir. Bunun, toplumu getirdiği nokta ortada. Mesela başbakan çıkıp “ülkede ekonomik ve siyasi istikrarı yakaladık” diyebiliyor ve bunu dinliyor iki kere markete gittiğine maaşı cebinde eriyen insanlar. En kötüsü da bu. Manipülasyonla, hakikati yok sayarak günü kurtarmaya çalışmak, bizi uçuruma sürüklüyor. Artık yeter,  bari ülkenin geleceğini rahat bırakın. Gelişmenin en temel kriteri olan eğitimi daha fazla karartmayın.

Bu yazı toplam 992 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar