1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Civcivlerini geride bırakmak istemeyen Bayan Kiraku Frangu’nun öyküsü… 1
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Civcivlerini geride bırakmak istemeyen Bayan Kiraku Frangu’nun öyküsü… 1

A+A-

 

Bir gün Hristina Frangu’dan bir mektup alıyorum. Hristina Frangu şöyle yazıyor:

“Sevgili Sevgül,
Adını ortak arkadaşımız Andreas Maras verdi bana… Seni zaten biliyordum almış olduğun ödülü de ve seni cesur ve özel bir insan olarak görüyorum… Sana yazmak istememin nedeni sanırım Kıbrıslıtürk toplumundan bazı yurttaşlarımızı bulmakta bize yardım edebileceğine inanmamdır.

Benim öyküm şöyledir: Halam Kiriaku Frangu Mağusa’da Nea Smirni bölgesinde Hugo Foskolo Sokağı 27 numarada yaşıyordu, bu sokak Mağusa surlarına ve Ayios Xorinos Kilisesi’ne çok yakındır. Halam 16 Ağustos 1974 tarihinde Türk askerleri tarafından öldürülmüştü. Gece olunca ve ortalığı karanlık basınca halamın Kıbrıslıtürk dostları ve komşuları evinin ön bahçesine bir mezar kazarak onu defnetmişlerdi. Sonra da bir yolunu bularak kardeşine ve yeğenlerine halamın başına gelenleri aktarmışlardı… Eğer halamın bu dostları ve komşularından halamın cenaze törenine katılmak isteyenler olursa, bundan ailece onur duyacağız. Cenaze töreni 21 Mart’ta Leymosun’da Sflayiotissa mezarlığında yapılacak. Benim elimde yalnızca iki isim var: Vedia İsmail ile Salih – Salih esmer tenli bir Kıbrıslıtürk polis idi. Sen de bu cenaze törenine katılacak olursan bize büyük onur vermiş olacaksın. Yakında konuşmak üzere,
Hristina Frangu.”

Ona derhal yazarak aramakta olduğu insanları bulmaya çalışacağımı belirtmiştim:

“Sevgili Hristina,
Mağusalı bir arkadaşıma sözünü ettiğin isimleri verdim – Vedia İsmail’in maalesef artık hayatta olmadığını öğrendim. Bay Salih’in evine de gitti ve baktı fakat evde kimseyi bulamadı. Mağusa’ya tekrar gittiği zaman bir daha oradan geçecek… Eğer halanla ilgili bana birkaç satır yazıp bir de fotoğrafını gönderebilirsen, ben de onun ve Mağusa’daki arkadaşları hakkında birşeyler yazmak isterim…”

Hristina, halasının arkadaşlarını bulmak umuduyla Facebook’ta da yazıyor:
“Gelecek Cumartesi yani 21 Mart’ta sabah saat 10’da Kıbrıs’ın Türk işgali esnasında Türk askerlerince öldürülmüş olan rahmetli halam Kiriaku Frangu’nun cenaze töreni yapılacaktır. Halam Kıbrıslıtürk arkadaşları ve komşuları tarafından kendi ön bahçesine defnedilmiş ve Şubat 2011’e kadar orada gömülü olarak kalmıştır. Evin şimdiki sahibi rahmetli halamın mezarı üzerine her zaman taze çiçekler ekerek ona saygısını göstermiş ve halamı onore etmiştir. Halam gömüldüğü yerden çıkarılarak DNA testleri aracılığıyla kimliklendirilmiştir. Aradan kırk yıl geçmiştir ancak belki bazı Kıbrıslıtürk arkadaşları hala hayattadır. Eğer onları bulma şansımız olursa, onları cenaze törenine sırf onlara o korkunç günde yaptıkları için teşekkür etmek istiyoruz, bu da halamın hatırasını en iyi biçimde onore etmek demek olacaktır…”

Sonuçta Kiriaku Frangu’nun Kıbrıslıtürk arkadaşlarını o kısa sürede bulamıyoruz ancak Hristina tıpkı söz vermiş olduğu gibi bana halasının öyküsünü gönderiyor:
“Kiriaku Frangu 1909 yılında Ayia Triada Yalusa’da (şimdiki adıyla Sipahi) dünyaya gelmişti… Çok genç yaşta Maraş’a giderek burada portokal bahçelerinde çalışmaya başlamıştı, bu portokal bahçeleri Nea Smirni bölgesinde, surlariçine çok yakın bir yerdeydi… Portokal ağaçlarını suluyor ve onların bakımını yapıyordu. Halam ağaçları, çiçekleri ve kuşları çok severdi… Kendine yakın olan tüm insanları çok severdi… Hiçbir zaman komşularının Kıbrıslıtürk mü, Kıbrıslırum mu olduğuna bakmazdı ve bize her insanın Tanrı’nın bir çocuğu olduğunu söyleyerek herkesi sever, herkese aynı şekilde yardım ederdi…
Nea Smirni’de erkek kardeşinin evine bitişik bir evde hayatını kurmuştu…
Hiçbir zaman evlenmemişti – bu yüzden ister akraba çocukları olsun ya da olmasın, tüm çocukları çok severdi…
Türk ordusunun Mağusa’yı işgal ettiği o korkunç günde herkes canını kurtarmak üzere evlerini terkederken, halam evinden ayrılmadı.
Erkek kardeşine ve diğer akrabalarına evini terkedemeyeceğini, kuşlarını terkedemeyeceğini söylemişti… Tavukları ve yeni çıkmış civcivcikleri vardı…

 

DEVAM EDECEK

Bu yazı toplam 1823 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar