1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Bu coğrafyada işbirliği kaderdir
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Bu coğrafyada işbirliği kaderdir

A+A-

Yaz gelmeden Limnidi’yi yaktık. Sıcaklar 40 dereceyi bulduğunda, bakalım piyango başka hangi ormanlarımıza çıkacak!

Yangın, değiştirilen elektrik hattından kaynaklanmış. İşi özel bir şirket yapmış. Kıbtek gerekli denetimi yapmamış olabilirmiş.

Arazide ulaşımın sağlanacağı yangın şeritleri açık değilmiş. Orman Dairesi’nde şerit açabilen paletli araçların tamamı eskiymişi sürekli arızalanıyormuş. Ama zaten arızalı olmasalar da dairenin kadrorunda topu topu iki operatör varmış. Böyle olunca 1 Nisan’da başlatılan ülke genelindeki yüzlerce kilometrelik dağ ve orman arazisindeki şerit açma işi yazın sonuna ancak tamamlanabiliyormuş.

İlk müdahaleye gelen araçlar yetersizmiş. Havadan müdahale geç başlamış. GKK’ya ait, aparatla yangına da müdahale eden askeri pilotlar yangın konusunda uzman değilmiş. Özel eğitim almayan pilotların müdahalesi bir yere kadar faydalı olabiliyormuş.

Bir yığın hata, eksiklik, gailesizlik, umursuzluk, denetimsizlik, koordinasyonsuzluk...

Ve bir de partizanlık tabii!..

KKTC’yi idare edenlerin aklına seçim öncesi 70-80 kişiyi istihdam etmek geliyor, her zamanki gibi ama yaz aylarında çıkacağı kesin olan yangınlar için eleman takviyesi akıllarının ucundan bile geçmiyor!

Tek bu da değil... Kamu kaynaklarını yandaşları ya da yandaş olmasını istedikleri için kullanan, eşitlik ve adalet ilkelerini pervasızca ayaklar altına alan hükümetteki muhteremler ülke altyapısı, eğitimi, sağlığı başta olmak üzere pekçok konuda akıl, mantık ve ülke ihtiyaçlarının tam tersine işler yapmakta ısrar ediyorlar.

**

Yangına müdahale eden bütün ekiplerin ve havadan gelen desteğin de yardımıyla Yeşilırmak yangınının önü alınabildi. Bu yangının en olumlu yönlerinden biri, Kıbrıs Rum makamlarından, BM’den ve İngiliz Üs Komutanlığı’ndan yardım istenmesi oldu.

Bundan önceki birçok yangında ‘bize Türkiye yeter’ mantığıyla hareket eden, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden destek talep etmeyen ya da geç talep eden Ersin Tatar -iyi ki- bu sefer ‘milliyetçilik egosu’ yapmadı.

Bu tip ‘ego’lar yüzünden çok ağacımız yandı, orman arazilerindeki çok sayıda yaban hayvanı telef oldu bugüne kadar.

Bir yandan ‘işi göre adam’ yerine ‘adama nasıl olursa bir işcik’ felsefesiyle hareket edenler, diğer taraftan da ‘vatan-millet’ naralarıyla bu topluma ve ülkemize onulmaz zararlar veriyorlar.

**

Oysa bu adada ‘işbirliği’ kaderdir!

10 bin kilometre-kareden küçük bir adadan söz ediyoruz topu topu...

Ortasından bölünmüşse de bir şekilde, havası aynı hava, denizi aynı deniz, toprağı aynı toprak değil mi Kıbrıs’ın?

Yanan ormanı hepimizin azalan oksijeni değil mi?

Otomobillerden çıkan fosil yakıtın zehirlediği havayı soulumuyor muyuz hepimiz, neresinde olursak olalım?

Yer altı suları kirlenince, azalınca, bitmeye yüz tutunca herkes bir şekilde etkilenmeyecek mi bundan?

Kanalizasyon yetersizse, çöp sorunu varsa örneğin Lefkoşa’nın bir yarısında, diğer yarısı da çekmeyecek mi sineğinin vızıltısını, kemirgen popülasyonundaki artışın vereceği rahatsızlığı?

Bu küçük adayı fiziken bölenler, beyinlerimizi de böldüler ne yazık ki!..

Hep ‘yarım ada’ üstüne kuruyoruz planlarımızı, ‘yarı buçuk’ projelere patlatıyoruz kafalarımızı...

Oysa resmin tamamına bakmak gerek. Çevre konularında da, enerjide de, gıda arz güvenliğinde de...

Ya farkına varacağız işbirliğinin şart olduğuna ‘kader’imizde...

Ya da yaka yaka tüketeceğiz her yanı, bahtı kara ‘vatan-ı mader’imizde!..

Bu yazı toplam 2308 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar