1. YAZARLAR

  2. Tacan Reynar

  3. BAŞBAKAN VAKIF MALIDIR
Tacan Reynar

Tacan Reynar

BAŞBAKAN VAKIF MALIDIR

A+A-

Neden olmasın?

Osmanlı’dan kalma bir Maraş’ın olduğu iddia ediliyorsa ve mağdur insanların mallarına daha fazla çöreklenme hakkını birileri halen savunuyorsa bunu iddia etmenin neresi hukuk dışı?

Tam bir rezalet seyrediyoruz.

Zemin hukuk olmayınca ve birileri uluslararası hukukun da bizim kurulu düzen hükümlerini tanımadığını anlamakta zorlanınca, hukuk dışı aklı daha fazla nasıl tarif edebiliriz?

Sonuçta KKTC’de yaşıyoruz.

Evet, başbakan vakıf malıdır. Tüzel kişilik falan da değil üstelik bildiğiniz gerçek kişi olarak, ama yine de bunu tartışabiliriz.

KKTC’nin koltuğuna oturup olmayan hukuku uydurmaya çalışmak, bunu söyleyenlere çanak tutmak, onları hukuk konuştukları için marjinalleştirmek devletlilerin hakkıdır da, KKTC’nin vatandaşlarının başbakanlarını vakıf malı ilan etmesi neden mümkün olmasın?

Kim diyebilir değil diye? Birleşmiş Milletler mi? Yoksa Mağusa Kaza Mahkemesi mi?

Bakın geçtiğimiz günlerde Ankara’da “Kıbrıs’ta Son Söz” konferansı düzenlendi ve bu baştan sona kendini tatmin kokan buluşmada esti gürledi düzen kurucular. Bu ülkeyi bölen ve yeşil hattı çizdiren, yüzbinlerce insanı göç yollarına düşürüp, ne idüğü belirsiz koşullara Kıbrıslı Türkleri hapsedenler aynı zihniyet.

Ellerinde davullar savaş çağrısı yapan, dizlerini çöküp şükranlaşıp başka bir şeye dönüşen, bizim kimliğimizi gaz hesabına, başka coğrafyaların stratejik çıkarlarına kurban veren bunlar. Tam olarak milliyetçi bir hezeyan, etnik bir hiçleşme, kendi toprağına başka çıkarların gözüyle bakma, başkaları kendi ülkesinin toprağı ve yeraltı kaynakları için konuşurken uyuklama...

Maraş ile başlayan bir tartışmada toplumun varlıklarını kullanıp her yere pankart asıp, gazetelere reklam verip, uluslararası hukuk dışında halkı yanıltmaya, boş iddialar ile yeni Osmanlıcılık idealleri ve söylemleri üretmeye meraklı bu kesime hangi hukuku anlatacaksınız?

Türkçe yapılan bu propagandalar bize yapılıyor değil mi? Gelip gidip sadece Hala Sultan İlahiyat Kolejini ziyaret eden yetkililer, bakanlar peki neyin propagandasını yapıyorlar? Adeta okul değil tapınılacak bir mabet gibi Kıbrıslı Türklerin laik eğitim anlayışına karşı bir gösteri yapıyorlar. Yanlarındaki insanlara baktığınızda kol kola halen bu ülkenin gazetelerine, ifade özgürlüğüne taş attıklarını göreceksiniz. Sırıtarak bizi değiştireceklerini sanıyorlar ve bir akıl tutulması ile para dağıtarak satın aldıklarıyla bu ülkeyi, Kıbrıs’ı ilelebet bölme oyununu oynuyorlar.

Tek bir ülkemiz var.

O da Kıbrıs.

Kim ne derse desin, hangi paralar nereye akarsa aksın veya kimin cebine girerse girsin, Omorfo ovasında kadın satanlara ortak olan devletliler, peşkeş çektikleri koçanlarla bu ülkenin toprağını satan bürokratlar elbette bölmek isteyeceklerdir bu ülkeyi. Kendi paylarını olabildiğince garanti ve garantör altına alarak. Kıbrıslı Türklerin toplum liderine yaptıkları saldırıların sebebi bitmek bilmez açgözlülükleri, koltuk hırsları ve halen beslendikleri bölücü milliyetçi söylem. Bunları bilmiyor muyuz?

Bu toplumu açık açık dönüştürmeye çalışanlarla kol kola siyaset yapanların bir daha düşünmesi gerek. Çünkü bu toplum yok olduğunda kendilerinin yerini el sıkıştıkları ahbapları, Çavuşları alacak.

Gerçekten bu yapıya inanıyorlarsa kendi toplumlarının kararlarına, kimliğine, hiç olmadı uluslararası hukuk tarafından tanınmasa bile kafkaesk kurumlarına sahip çıksınlar. Uçaklara binip, mütekabiliyetin esamesinin okunmadığı bir şekilde karşılananlar iki çift cümle kurmaya cesaret etsinler. Bu kadar zavallılaşma, küçülmeye boyun eğmesinler.

Ne kadar da iyi niyetliyiz, kimlerden neler bekliyoruz halen.

Siyasi düşünceler, ekonomik sorunlara bakış veya Kıbrıs Sorunu’na çözüm önerileri tutarlı olmayabilir, farklı da olabilir. Ancak kendi halkını aşağılayanlarla kameralara gülümsemek ancak ve ancak işbirlikçilere nasip olur.

Eski bir yargıçtan hukuk ile ilgili bir kaç kelam etmesini isteyenler, beklemesinler. Üzgünüm. Çünkü bu kurulu düzenin içinde bulunduğu hukuku okumak istersek önce zincirlendiğimiz bu düzenin ne olduğunun farkına varmamız gerek.

Maraş’ı eski sahiplerine iade etmek yerine vakıf malı olduğunu uluslararası hukukta hiçbir geçerliliği olmayan Mağusa Kaza Mahkemesi’nin bir kararına bakarak iddia edenleri, Osmanlı koçanlarını çıkarıp çıkarıp şimdilerde propaganda yapanları elbet uluslararası hukuk cevapladı ve cevaplayacak. Fakat olan yine bize olacak. Geçip giden yıllarımızın telafisi yok, yitip giden gençlerimizin geri dönüşleri yok, Anayasa’da hukuk devleti yazarken kendi “devletini” başka devletlerin stratejik çıkarlarına satanların, mikrofonlara bakıp kendi doğduğu toprak için “Son Söz” söyleyenleri alkışlayan devletlilerin korkarım utanması da yok.

Başbakan vakıf malıdır.

Evet vakıf malıdır.

Bunca hukuksuzluk arasında, Meclisin tepesine yabancı bayrak dikenlerle beraber, her uçak indiğinde “mabette” buluşup kendi iradesizliklerini göstermekten utanmayanların, seçilmiş toplum liderine ve toplumun çoğunluğunun federal çözüm inancına durmadan laf edenlerin, yasaları eskimişken, mahkemeleri yeterli kaynak aktarılmadığı için dökülürken biri de çıkıp başbakanın vakıf malı olduğunu iddia etmiş, ne olacak ki?

Sonuçta Osmanlı tapuları geçerli ise, kendisi de bunu savunuyorsa, bundan gurur duymalı. Devlet malı, kamu malı veya vakıf malı.

Eşdeğer, Rum malı ya da Lüzinyan malı.

Hepsi bizim, tüm ada, tüm hukuk kitapları, kıyılar, ovalar, dağlar da bizim, Rum malları üzerindeki devlet daireleri de bizim, hava hukukuna göre kendi devletimizin üzerindeki hava sahası da bizim, başbakan bizim, yedi düvelde canla başla KKTC’yi tanıtma atağındaki elçilerimiz de bizim.

Maraş vakıf malı ise, başbakanın vakıf malı olması da neden mümkün olmasın?

Anayasayı açıp bakalım.

Egemenlik halkındır diyor, bir vatandaş olarak ben de kendisine uluslararası hukuk kabul etmese de, KKTC anayasasından aldığım hakla, vakıf malıdır diyorum.

Sonuçta koskoca başbakanı Ankara’da “son sözü” söyleyecek olanlar vali yardımcısı ile karşıladı, o da çıkıp kürsüye egemeniz! diye bağırdı, buna mı kızacak?

Vakıf malıdır.

Hayırlı uğurlu olsun.

Bu yazı toplam 4324 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar