1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Ana’m; Ana’mdır...
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Ana’m; Ana’mdır...

A+A-

Bugün anneler günü.

Belki de en zor yazılardan birini oluşturur; annelerle ilgili konu.
Kimisinin annesi hayatta, yanında, ya da uzakta.
Ama “nefes almış” olmasının insana verdiği güven ve sevgi, bambaşkadır onlardan.
Baba için de bu geçerlidir ama “anne”... bir başkadır kanımca.
Eminim babam için de annesi bir başka anlam taşır.
Düşünün ki kendinden bir parça oluşturuyor, karnında aylarca taşıyor, beslenmesini, hareketlerini, ruh sağlığını; sırf onu sağlıklı yaşatıp dünyaya getirebilmek için düzenliyor.
En hüzünlü döneminde karnında yumrulaşırken küçücük beden, gülücüklerle kaplı bir anne yüzünün verdiği mutluluk, o taşıdığı can’a kadar yansıyor, güzel hareketler yaparak cevap verir nitelikte.
Anne bir başkadır... belki bu yazıyı okuyanlardan birileri annesiyle küs olabilir.
Ya da kendisinden çok uzakta veya ulaşılamayacak bir ölüme tutsak.
Bir düşünün; “anne” merkezli neleri anıyor, yakıştırıyoruz ki yaşamımızda.
Doğduğun yer “ana yurdun”, eskiden okul öncesi yoktu “anaokul” vardı, “anayol” vb. gibi sürüp giderken, küfürlerde bizi çileden çıkaran da yine anamızla ilgili olandır nedense.
Ben rahmetli ana’mın bana kızdığını hiç hatırlamıyorum.
Hele dövdüğünü... hiç... biz evlat olarak bağırıp çağırırız da; analar pek karşılık vermez, derin gözlerle bakar, hep affedici olur, kendisinden bir parça olduğunu düşünerek.
Korkttuğumuz anda bile “annemi!!!” deriz işte.
Niye “babamı” demiyoruz?
Genelde en sorunlu, en problemli anlarda bile evlatla baba arasına giren yine o olur.
Savaşlarda bile hep onların kucaklarında korunduk, kendilerini kurşunlara siper etmek adına.
Sırasında yemediler, yedirdiler, üstümüze hiçbirşey kondurmadılar.
Kimimiz; başımızı kucaklarına yaslamayı özler oldu, elimizde kalan bir avuç toprakla.
Kimimiz; sarılabilmenin, elini tutup öpebilmenin değerini, yaşarken pek anlamadık, her zaman yanımızda olacaklarmış yanılgısı içerisinde.
Baba; soy soptur denilir de; yaratıcımız ana’mızı es geçer olduk inançlarımız, değerlerimizle. Halbuki “baba”yı da doğuran bir “ana”nın olduğunu pek anlayamadık yıllarca.
İnsan sırasında babasını inkâr eder, ondan kaçmaya çalışır ama, ana’sından kaçamaz işte.
Bundan dolayıdır ki şu söz söylenir her “ana” konusu açıldığında; bir avuç topraktaki anneme de ithaf ederekten:
“Babam; belki babamdır ama; Ana’m, Ana’mdır”
(13 Mayıs 2012,Yenidüzen)

Bu yazı toplam 2105 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar