1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. 2 araba, 4 kişi, 2 silah ve O'nu karanlığa çeken bir sebep, ya da biri!
Mert Özdağ

Mert Özdağ

2 araba, 4 kişi, 2 silah ve O'nu karanlığa çeken bir sebep, ya da biri!

A+A-

6 TEMMUZ 1996: GÖRGÜ TANIKLARININ İFADELERİNE GÖRE 'O GECE'…

 

Kutlu Adalı cinayetini konuşuyoruz bir süredir…

En çok da cinayeti kim ve kimlerin nasıl işlediğine dair detaylar irdeleniyor.

Vuran/vuranlar kimlerdir? İsim isim…

Cinayeti nerede planlamışlardır? İddia edildiği gibi “KKTC’nin resmi kurumları” olan Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı binası ve yöneticileri de cinayette rol aldı mı?

Son ifadeler ışığında o gecenin detaylarına bakmaya çalışacağız, parçaları birleştirip büyük fotoğrafı ortaya çıkarmaya çalışacağız.

Önce Erinç Aydınova ile başlayalım…

Neden Erinç ile başlayacağız? Çünkü Erinç Aydınova cesedi ilk gören kişi olarak tarihe geçti… Yenidüzen'e verdiği özel röportajda 'o geceye'  dair şu bilgileri öne çıkıyor:

  • “Tam 20 Temmuz Kahvehanesinin önünden, Kızılbaş Kilisesi yönüne doğru Renault 12 Toros model beyaz bir araba süratle önümüzden geçti”
  • “Bir arkadaşım daha vardı. O araç önümüzden geçti ve biz yolun karşısına yürüdük. ‘Bak, yolda  yatan birisi var’ dedi arkadaşım. ‘Yürü’ dedim, ‘Gidip kaldıralım.’ Kendim yürüdüm. Paramparçaydı yüzü…”
  • “O akşam karanlıktı sokak” diyor Erinç!

Erinç'in anlattıklarına göre o gece karanlıktı, fazlaca karanlık!  “20 Temmuz Kahvehanesinin önünden, Kızılbaş Kilisesi yönüne doğru Renault 12 Toros model beyaz bir araba süratle önümüzden geçti…” Yani araç kahvenin önünden kuzeye doğru gidiyordu…

Renault 12 Toros!

Erinç cesedi incelerken Evinin balkonuna olayı görme ihtimali yüksek olan Ali Rıza abim dediği kişi seslendi. Yere yüzün koyun yatmıştı!

 “Polis geldi, özel kuvvet falan vardı hatırladığım... Polis yolu kapattı, insanları uzaklaştırdı. O akşam polisler evimize de geldi. Ben o akşam gördüklerimi anlattım. Gördüğüm beyaz arabayı da söyledim”

                                                              ***

Gelelim yine o geceye dair bölgeden gözlemleri olan bir başka isme…

Cinayetin işlendiği dönemde “Adli Polis Müdürü” olan Mehmet Özdamar yine Yenidüzen’e verdiği özel röportajda  “Tek dikkatimi çeken, cesedin evden 50 metre uzakta olmasıydı…” diyor…

“Cinayet mahalline gittiğimde, polisler vardı, sivil olarak kalabalık yoktu. Cesedi inceledim. Adalı’nın yüzünde yara izi vardı. Gözlüğü ön tarafa düşmüştü, hafif yan şeklinde yatıyordu. Cesedin üzerini örttük. Cesedi incelemek istedik, hemen kaldıralım paniği olmadı. Olay yerini, evini araştırdık.

Bölgede mermi kovanı bulduk. Farklı bir detaya rastlamadık. Tek dikkatimi çeken, cesedin evden yaklaşık 50 metre uzakta olmasıydı. Tanıdık birileri mi çağırdı da Adalı oraya geldi bilmiyorum”

Kutlu Adalı’nın evinden 50 metre uzakta olması Adli Polisi de şüphelendirmiş o gece!

Mehmet Özdamar’ın o geceye dair izlenimine göre Adalı’nın evinde kimse yoktu. (Ailesi yurt dışındaydı) Ancak Adalı’nın evinde ilginç detaylar vardı!

“Olay yerindeki polislerden çevre şahadeti almalarını istedim. Silah sesini duyan var mı diye sorguladık. Olayı aydınlatacak, ışık tutan noktalar var mı diye soruşturduk.

2-3 saat sonra Adalı’nın evine bakmak istedik. Kapı açıktı, seslendiğimizde evde kimse yoktu.

Sadece orta masada 2-3 bardak vardı, boş şekilde duruyordu. Acaba tanıdık birileri geldi de mi diye düşündüm. Çalışma orasına girdik. O oda dağınıktı. Ama birileri tarafından karıştırıldığı için değil, orada çalışılmasından dolayı dağınıktı.”

Masada duran o 2-3 bardak neydi? Adalı o gece evinde kimlerle buluşmuştu.

Bunlar ciddi detaylar! Evini kilitleme ihtiyacı hissetmeden neden evinden çıkıp karanlık sokakta 50 metre yürümüştü? Yanında birileri mi vardı? O bardakları kullanan birileri ya da biri Adalı’yı sokağa mı çekmişti?  

Mehmet Özdamar bakın ne diyor?

“Bölgede beyaz saçlı bir adam vardı, adı Ali’ydi.

Bize verdiği bilgide, ‘Bir araba geçti, bir de silah sesi duydum, dışarı çıktım kaçtılar’ şeklinde beyanda bulunmuştu.

Şu anda olay yerinde beyaz bir arabadan bahsedilir ama benim aklımda kalan mavi renkli bir arabaydı. Bu araba da Doğan ya da Şahin markasıydı diye hatırlıyorum”

Erinç’in anlattığı Reno yerine başka bir markadan bahsediyor  Mehmet Özdamar, bölgeden gelen bilgilere dayanarak… Doğan ya da Şahin! Üstelik mavi!

İki araba mı kullanılmıştı? İrdelenmeli…

                                                                ***

Gelelim Adalı’nın komşularının anlattıklarına…

Mahallede sürekli selamlaşıp sohbet ettiği komşusu Ömer Köse de ilginç ayrıntılar veriyor…

Hemen hemen her görgü tanığı gibi bölgeden hızla uzaklaşan bir araba sesinden bahsediyor Ömer Köse de…

“Silah seslerinin ardından çok hızlı bir araba mahalleden geçti. Bununla birlikte köpek havlama sesleri, bağrışmalar duydum”

“Sokağa koştum mahallede adam öldürdüklerini duydum, hemen aklıma Kutlu Adalı geldi… Zaten tehdit aldığını biliyordum, hemen evine doğru yürüdüm. Yürürken bir komşu bana ‘sarı siyah bir araba buradan geçti’ dedi”

Bu kez arabanın rengi sarı siyah!

“Yürümeye devam ettim. En az on tane polisle karşılaştım, köşedeki evin damında silahlı Çevik Kuvvet vardı. Silah sesleri duyulalı beş dakika olmamıştı, haçanda bu kadar görevli bir anda oradaydı?”

Bölge bir anda polisle dolmuştu! Bu da ilginç bir detay!

“Evinden uzakta vurulduğu nokta yaklaşım 30, 40 metre uzaklıktaydı. Bu adamın evinden 40 metre uzakta olduğunu kim bilirdi, onu oraya kim çağırdı? Neden oraya çıktı?” diye soruyor Ömer Köse!... Gerçekten de Kutlu Adalı evinden neden çıkmıştı, üstelik o saatte! Tehditler almasına rağmen onu evinden dışarıya çıkmasına sebep neydi/kimdi?

“Bence o gece kesinlikle en az 2 kişi bu cinayeti işlemişti… Çünkü silah seslerinin akabinde hemen çok hızlı bir araba sesi duyuldu, biri ateş etmiş, diğer ise aracı sürmüş ve hemen kaçmış olmalılar… Bizim sokağın içinden geçen araç ve vurulma noktasına bakılınca arabayı süren ve aracı kullanan iki kişi olduğunu tahmin etmek zor değil. Sol direksiyon bir araba olmalıydı, süren solda oturuyordu, sağ koltukta oturan ise ateş etmiş olmalıydı. Bence çok planlanmış bir işti. Oraya neden çıkmıştı? Onu oraya kim çıkarmıştı, neden çıkarmıştı… Her şeyi düşünüyor insan…”

Bu detaya da dikkat! Aracın sol direksiyon olma ihtimalinden bahsediyor Ömer Köse, vuruluş açısı hesabı yaparak…

Hala Kutlu Adalı Sokak’ta yaşayan, Adalı’nın komşusu, o gecenin görgü tanıklarından Cahide Özüner:

“O gece kızım ile televizyon seyrediyorduk, ‘İner misin çıkar mısın’ programı vardı. Birden bire, ansızın değişik, çok farklı silah sesleri duyduk. İki kez ‘dırrrııttt’ sesleri duyduk. Baktık bir şey göremedik. Sadece bir arabanın silah sesleri ardından çok ani olarak, hızlı şekilde bölgeden kaçtığını duyduk. Alt kattan baktığımızda bir şey göremedik, dışarı çıkmaya korkmuştuk. Üst kata çıktım, yerde birinin yattığını gördüm.  Kan davası zannetmiştim. Beyime yerde biri olduğunu söyledim, inip baktık, “Aaaa Kutlu abi” dedi… Hemen indik, polis hemen geldi. Çevik Kuvvet de çok kısa sürede olay yerine gelmişti”

Çevik Kuvvet çok kısa sürede olay yerindeydi… Bu bilgi birçok kaynak tarafından da tekrarlandı.

                                                                                  ***

Peki 25 yıl sonra yeniden gündeme gelen ‘Kutlu Adalı’ cinayetinin en önemli gerekçesi olarak gösterilen St. Barnabas baskınında, dönemin Mağusa Adli Şube Amiri Tema Irkad neler diyor?

Irkad da Yenidüzen’e veridği özel röportajda o geceye dair şu çok özel bilgiyi paylaşıyor:

“Olay yerinde lacivert bir arabadan bahsediliyordu. Bu arabanın kime ait olduğunu ilk günden söyledim, polise de bilgi verdim. Çünkü başka bir cinayet davasından Hüseyin Demirci’yi tutuklamıştım. Olaydan sonra Hüseyin tutuklandı, sonra serbest bırakıldı”

Lacivert araba! Kime ait olduğu ya da kimin kullandığı da belli diyor…

Irkad'a göre o gece olay yerinde 4 kişi vardı!

Irkad’a anlatılana göre; “Abdullah Çatlı yanında birlikte geldiği gence Uzi marka tabancayı verip, cinayeti işletti. Olay yerinde Hüseyin Demirci’nin de bulunduğunu aktardı. Bu kişi aynı gece uçakla Türkiye’ye gönderildi. Cinayet günü orada 4 kişi vardı”

Abdullah Çatlı, Çatlı’nın yanında getirdiği genç, Hüseyin Demirci ve bir kişi daha!

Bir Reno Toros, bir de lacivert Doğan ya da Şahin!

                                                                              ***

Özetlemek ve büyük resmi ortaya çıkarmak gerekirse;

  • Mahalle sakinlerinin söylemlerine göre iki kez silah sesi duyuldu, yani iki taraftan ateş edildiği şüphesi yüksek…
  • Adalı’nın boynuna ve baş bölgesine isabet eden mermilerden söz ediliyor, yani profesyonel iş! Öldürmek amaçlı!
  • Olay yerinde hızla uzaklaşan araba ya da arabalar var…

Bir Reno Toros, bir de lacivert Doğan ya da Şahin!

Bu Reno Toros Atilla Peker’in ifadelerinde de yer almıştı.

Peker “Bir sonraki gün Beyaz Reno Toros marka araçla Kutlu Adalı isimli şahsın akşam hava karardıktan sonra evinin çevresinde keşif yaptık” demişti, hatırlatırım.

  • Araçlardan biri Reno marka olan Kızılbaş Kilisesi’ne (kuzeye) doğru hareket ediyordu, bizzat gören var.

Diğeri nereye gitti bilinmiyor.

  • Hem Mehmet Ali Talat hem de dönemin bakanı Ahmet Derya’nın anlatımına göre o gece olağanüstü polis hareketliliği vardı, cinayetten sonra yollar kapanmıştı.
  • Olay yerinden en az 2, en fazla 4 kişi olduğu şüphesi yüksek, yanı operasyon ekip işi!
  • Kutlu Adalı’yı evinden çıkaran ya da çıkmasını sağlayan kimdir? Nedir? Bir muamma!

Evini kilitlemeden evinden neden çıktı Adalı? Bu soruşturulmalı.

Adalı’nın evindeki o 2-3 bardak ne ifade ediyor? Ailesinin yurt dışında olduğu dönemde diğer bardakları kim kullanmıştır?

                                                                              ***

Top polistedir.

Türkiye’deki soruşturmaya paralel bir soruşturma başlamasını bekliyoruz.

Bizler sadece Yenidüzen’e verilen özel röportajlardan bile bir soruşturma detayı, o geceye dair bilgi notları oluştururken Polis Örgütü çok daha fazlasını yapabilecek kapasitedir.

Elbette bunların tümü birer iddiadır, resmi makamlarca teyit edilmemiş anlatılardır.

Umarın büyük resim ortaya çıkar ve cinayet aydınlanır.

Umarım bir daha bir yazara doğrulmaz silahlar…

Ve umarım gelecek geçmişimizden çok daha aydınlık olur.

Bir daha o geceki kadar karanlık yaşamayız…

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2157 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar