1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. POLİSE GÖRE UZİ KESİN DEĞİLMİŞ
Sami Özuslu

Sami Özuslu

POLİSE GÖRE UZİ KESİN DEĞİLMİŞ

A+A-

Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili enteresan bilgiler gelmeye devam ediyor.

Meclis çatısı altında gerek 1997’de kurulan ilk komitede, gerekse 2001 yılında oluşturulan ikinci komitede bilgi veren polis yetkililerinin ‘cinayette kullanılan silahın türü’ konusunda net bir bilgi vermediği anlaşılıyor.

Oysa özellikle Susurluk kazası sonrasında ‘Adalı cinayetinin Uzi marka bir silahla işlendiği’ kanısı yaygınlaşmış ve kamuoyu bu bilgiyi ‘doğru’ kabul etmişti.

Bugün dahi konuya ilişkin bütün haber ve yorumlar ‘cinayetin İsrail yapımı, KKTC’deki silahlı kuvvetlerin envanterinde bulunmayan Uzi ile işlendiği’ varsayımıyla yazılıyor, konuşuluyor.

Her iki meclis komitesi de ‘gizlilik’ prensibiyle toplandığı ve her ikisi de sonuç raporu hazırlayıp açıklamadığı için, kamuoyu silahın türü konusundaki bu ayrıntı da dahil birçok bilgiye erişemedi.

**

1997-1998 döneminde görev yapan ve Başkanlığını UBP milletvekili Kenan Akın’ın yaptığı ilk araştırma komitesine Polis Genel Müdürlüğü adına Mehmet Özdamar ile Ahmet Soyalan bilgi vermişti.

O dönemi yakından bilen kaynaklara göre iki polis yetkilisinin cinayette kullanıldığı düşünülen silah ve mermiler hakkında verdiği bilgiler özetle şöyleydi:

  • Olay yerinde 14 adet 9 mm çapında boş mermi kovanı vardı.
  • Kutlu Adalı’ya biri şakağından, biri omzundan olmak üzere 2 mermi isabet etmişti.
  • Mermiler önce KKTC’de balistik incelemeye alındı, ardından da Türkiye’ye gönderildi.
  • ‘Kullanılan silahın Uzi olabileceği’ yönünde kanaat vardı.

Yaklaşık 3 yıl sonra, 2001’de oluşturulan ikinci komiteye ise dönemin TKP milletvekili, merhum Tahsin Mertekçi başkanlık yapmış ve bu sefer Özdamar ile Soyalan’ın yanı sıra toplantılara dönemin Polis Genel Müdürü Erdem Demirbağ ile Adli Şube Amiri Yusuf Özkum ve da katılmıştı.

İşte bu komitede cinayet silahı ve mermiler konusu yeniden konuşulmuş ve komite üyesi bazı milletvekilleri hayrete düşmüşler.

Zira ‘cinayetin Uzi ile işlendiği’ algısı onlarda da hakimdi, ama Genel Müdür dahil polis yetkilileri ‘kesin bir bulgu olmadığını’ söylüyorlardı!

**

Komiteye polis teşkilatı adına katılanların tek ‘muğlak’ bıraktığı soru silahla ilgili değilmiş…

Mesela cinayet gecesi olay mahallinden hızla uzaklaşan arabanın markası, plakası, hatta rengi bile tespit edilememiş!

İlginçtir, polis sürekli ‘beyaz olmayan bir renk’ diye tarif etmiş. Hatta bir komite başkanı ‘Böyle tarif mi olur, bari koyu renk deseydiniz’ diye şaşkınlık dahi belirtmiş!

Aracın Kutlu Adalı’nın Kızılbaş’taki sokağından süratle Şht. Ecvet Yusuf Caddesi’ne ‘tek yol’dan çıktığını görgü tanıklarından öğrenmiş polis, ancak aracın sağa mı (kilise tarafı) yoksa sola mı (Sivil Savunma tarafı) döndüğünü gören, duyan, bilen çıkmamış.

Üstelik o gece polisin Lefkoşa çapında, çevik kuvvet ekiplerinin de katıldığı ‘kaçak işçi arama’ operasyonu varmış ve zaten cinayetten 2-3 dakika sonra bir ekip olay mahalline ulaşmış. Yenişehir karakolundaki polisler 5 dakikada, az ilerideki Lefkoşa PGM’dekiler ise 6-7 dakikada cinayet yerine varmışlar. Hatta telsizle ‘bütün yolları kesin’ talimatı verilmiş. Ancak rastlantıya bakın ki hiçbir polis ekibi cinayet mahallinden ayrılan arabayla karşılaşmamış!

Eh, zaten ‘Uzi’ de kesin değil.

Daha neler…

Bu yazı toplam 2024 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar