1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Zifiri karanlıkta geleceğe yürünmez!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Zifiri karanlıkta geleceğe yürünmez!

A+A-

Acizlik, yoksulluk, yoksunluk, çökmüşlük, kokuşmuşluk ve hamasetin sonucu halk karanlıkta...

Bu soğukta, ansızın şrak diye elektrik gidiyor...

Hazırlıksız yakalanırsanız, taaa bir mum bulup aydınlatana kadar, cep telefonlarının ışığında cırmalıyorsunuz!

-*-*-

Hiç haber vermeksizin, “bir gece ansızın gelebilirim”deki gibi oluyor her şey!

Ne cihazınız kalıyor sağlam, ne aklınız!

Sinirler şekere vuruyor!

Tam “artık iyiyim” dediğim anda mesela sinirden şekerim yükseliyor!

Sağlığımız bozuluyor!

-*-*-

Diyelim ki sağlığımızla oynandığı için, hiç haber verilmeksizin kesildiği için, ekonomik anlamda zarara uğratıldığımız için birini mahkemeye vermemiz gerekecek!

Kimi vermek – kimi suçlamak lazım?

-*-*-

Diyalog gazetesi, dünkü yayınında elektrik kesintileri nedeniyle Kıb – Tek’i suçluyor...

Haksız değil!

Ama haklı da değil!

-*-*-

Halkın Partisi’nde Kıb – Tek Yönetim Kurulu eski asbaşkanı Yusuf Avcıoğlu ise “asıl tepki verilmesi gerekenler, 2018 – 2022 yılları arasında elektrikten sorumlu Ekonomi ve Enerji Bakanlığı yapanlar ile daha sonra Kıb – Tek’i kendine bağlayan Başbakan’dır” diyor...

Haksız değil, ama tam anlamıyla haklı da değil!

-*-*-

Peki suçlu kimdir?

Suçlu aramaya gerek yok!

-*-*-

Bakın kardeşlerim, mesele, Türkiye’deki zavallı insanları suçlamak olarak algılanmamalı ve mesele, Türkiye devletine saldırıymış gibi propagandacı hırsızların söylediği gibi düşünülmemeli!

Ancak, “süt beyazdır”daki gerçek kadar ortadadır ki, elektrikteki mutlak başarısızlığın yani karanlıkların sorumlusu, TC’yi yöneten kadroya bağlı veya yakın bir grup hırsız insandır...

-*-*-

KKTC’deki yalaka hükümete ve tabii ki zavallı cumhurbaşkanına talimat verilmiş; Kıb – Tek’e akaryakıt sağlanması için yıllardır var olan “ihale sistemi” kaldırılarak, doğrudan alıma geçilmiştir.

-*-*-

Yusuf Avcıoğlu’nun belirttiği dönemdeki sorumlular ve başbakan, “ben bu işten nemalanmadım” demesin sakın...

Kıb – Tek’e akaryakıt sağlanması işi, Türkiye’de karanlık insanlara devredilmiştir...

Adı ne isterse olsun, bu karanlık insanlar, karanlık ilişkilerle, kimseye hesap vermeden, diledikleri kalitede yakıtı ülkeye getiriyor; bir yandan parasal anlamda kazıklanıyoruz, öte yandan zehirleniyoruz ve en sonunda santral teknik anlamda zarar görüyor, çalışmaz hale geliyor...

-*-*-

Diyalog gazetesini yönetenler de, sevgili Yusuf Avcıoğlu da bu gerçeği çoooooook iyi biliyor!

Ve işte asıl sıkıntı oradadır!

Bizde “muhalefet” bunu hep yapıyor, Şener Levent’in dilinde tüy bitti, “doğru adres”i yıllardır söylüyor, korkudan olsa gerek, kimse o adrese tepki veremiyor!

-*-*-

Evet, bir bir daha ikidir; elektrikte yaşanan en azından son bir yıl içindeki sıkıntının sebebi, karanlık insanların, karaborsacılık yaparak ülkeye sattığı ya da soktuğu akaryakıttır.

Ve bunun sorumlusu tabii ki Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten kadrodur.

-*-*-

Bu hırsızlığa, bu kaçakçılığa, bu karanlığa bilerek, isteyerek, öyle ya da böyle bundan nemalanarak müsaade eden hükümet de Cumhurbaşkanı da istifa etmelidir.

Halk, bu karanlığa ve bu karanlık işe sessiz kalmamalıdır.

-*-*-

Sorun Kıb – Tek değildir.

Bu da işin bir öteki tarafı...

Sorunun Kıb – Tek olduğunu öne sürüp batırılıp yok edilmesi de bazı “çöküş” meraklılarının çok işine gelmektedir.

Tıpkı KTHY’de olduğu gibi!

Bir örnekle açıklayıp yazıyı bitireyim; KTHY iflas ettirildiği gün, Londra’daki Heathrow Havaalanı’nda bir yıllık değeri en az 3 milyon Sterlin olan ve KTHY’ye ait üç adet slot yani yasal park yeri, THY’ye geçmiştir!

Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Eşit egemen devlet!

Anavatan ve bayrak!

Devam edin, karanlıkta geleceğe yürümeye!


Yazmaya devam!

Siz zengin olun!

İhaleleri götürün!

Maşaallah!

Gözü olanın gözü çıksın da, bari çocuklarımız ölmesin, öldürülmesin!

Ve cinayete kurban giden 16 yaşındaki Helin’lere, adamlarınız “aşk cinayeti” demesin!

-*-*-

Siz malı götürün canım!

Makamlarınızı koruyun!

Sımsıcak ohhh!

-*-*-

Onurunuzu da satın mesela!

Para ederse bilmiyorum!

Çocuklarınızın hesabına yatırın!

Ve biz ekmek alamayalım!

Çocuklarımıza harçlık veremeyelim!

-*-*-

Ve hepsinden önemlisi; siz çalın, çırpın, hamaset yapın, her anlamda rezil olun, Kıbrıs meselesinde tüm Dünya sizi masgara etsin ve biz de korkup susalım, en azından yazıyoruz biraz, ama diyorsunuz ki hiç yazmayalım!

Bu mudur istediğiniz?

Çok beklersiniz!


Sokağa dökülmekten başka şansımız var mı?

İnat ve ısrarla, şu anda savunulan egemen eşit devlet isteminden vazgeçilmezse, tüm Dünya’da yapa yalınız kalacağımızdan kimsenin şüphesi yoktur!

-*-*-

Ve inanın, bu durum, bizim için yolun sonudur ama Türkiye’yi yönetenlerin de yönetmeye talip olan 6’lı masa garagözlüğünün de zerre umurunda değildir!

-*-*-

Cenk Mutluyakalı dün çok iyi yazdı...

Kıbrıs’ta sürdürülen siyasetin çöktüğünü açık ve de seçik, gayet anlaşılır bir dille anlattı...

“Duvara tosladınız” dedi.

-*-*-

Sami Özuslu, televizyonda dedi ki, “Mevlut Çavuşoğlu istifa etmeli...”

Normal koşullarda, tüm Dünya’da yapa yalınız kalmanın gereği bu olmalı tabii ki...

-*-*-

Çavuşoğlu istifa etmeli, ederken Ersin Tatar’ı da beraberinde götürmeli.

BM Güvenlik Konseyi’nin kararını beğenirsiniz – beğenmezsiniz başkadır, bu seviyede bir fiyaskoyu alnınızın ortasında görmek ise bam başkadır!

-*-*-

Haaa onlar gitmeyecek, istifa da etmeyecek, bize katakulli okuyup, her türlü hamasi filmi vizyona koyup, sultanlıklarını sürdürecekler ve EOKA’nın, Enosis’in yapamadığını başarıp, Kıbrıs Türk toplumunu yok edecekler!

O zaman sokağa dökülmekten başka şansımız var mı?

Ya tükeniş ya sokak!


328136805-584446936445260-7993607810956738015-n.jpg

Bu yazı toplam 3293 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar