1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. “Yalaka” hakaret mi?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

“Yalaka” hakaret mi?

A+A-

Mahkeme salonunda, Tatar’ın avukatı bana döndü ve sordu:
“Birine 'yalaka' demek hakaret sayılmaz mı?”

Sözlerine bir iltifatla başladı Salih Can Doratlı...
Türkçeyi kullanma becerimden övgüyle söz etti önce.
“Bu konuda hakkınızı teslim etmeliyim,” dedi.
Gerilimli bir tanıklık anında, içten içe gururlandım açıkçası.
Ama konu hassastı:
“Yalaka kelimesi, hakaret değil mi?”

Oysa dava konusu yazıda, Ersin Tatar’a doğrudan böyle bir ifade de yoktu.
Ama mesele sözcük ve bağlamıydı…
Kelimelerden niyet okumak zorlama olurdu.

***
Bir gazeteci, bir siyasetçiye “yalaka” göndermesi yaparsa, bu hakaret midir?
Her zaman değil.

Bağlamı bilmeden, bütünü okumadan, niyeti anlamadan yalnızca kelimeye takılırsanız yanılırsınız.
Aynı kelime, bir yerde hakaret sayılır; başka bir yerde sadece tespit olur.

Mahkemede aynen şöyle söyledim:
“Size gelir, hiçbir gerekçe yokken ‘yalaka’ dersem, bu elbette hakarettir.
Ama gerçekten yalakalık yaptığınız için bunu söylüyorsam, o zaman bu bir hakikattir.”

Dahası...
“Yalakalık” yargı kararıyla tescillenen bir kimlik değildir.
Ne polis tutanağıyla belirlenir bu, ne de mahkeme kararıyla.
Yalakalık bir haldir, bir duruş bozukluğudur, ilkesizliktir; herkesin gözü önünde sergilenir zaten.

***
Gazeteci kamusal görev yapar.
Eleştirir, sorgular, rahatsız eder.
Çünkü halk adına konuşur.
Ve siyasetçi, hele de bir ülkenin en tepesindeyse, en geniş eleştiri alanının doğal muhatabıdır.

İktidarın eleştiriden uzak olmak istemesi tehlikelidir.
İnsanlık tarihi, bu gerçeğin acı sayfalarıyla doludur.
Hep “çürüme” çıkmıştır sonunda…

***
Nedir “yalaka.”
Bir insanın, özel çıkar sağlamak için başkasına haddinden fazla yanaşması, yaltaklanması, onurundan feragat etmesi…

Sadece kişisel değil; toplumsal bir sorundur bu.
Bizim gibi geri kalmış demokrasilerde, bu tür tanımlayıcı kelimeler siyasi literatürde sıkça yer alır.
Dalkavuk, yağcı, riyakar, yaltakçı, yalaka…

Rahatsız edici midir?
Evet.
Olmalıdır da.

Çünkü bu rahatsızlık, toplumun vicdanını uyandırır.
Bu sözcükler, bir ağrıyı tarif eder.

***
Onurlu duruş…
İlkelere sadakat…
Eğilip bükülmemek…
Bunlar siyasetimizin en çok özlediği değerler.

“Yalaka” tam da bu değerlerin karşı kutbudur.
Bir karakter meselesidir.
Bir zihniyetin ve bir dönemin tanımıdır.

O yüzden “yalaka”yı sadece bir hakaret değil, aynı zamanda bir toplumsal eleştiri, bir ahlaki uyarı, bir politik teşhis olarak da görmek gerekir.
Kime söylendiğinden önce, neden söylendiğini anlamak gerekir.

Yalakalar, yaltakçılar, riyakârlar…
Umarım uzak olur bizden...
Hepimizden...
Ülkemizden...

Bu yazı toplam 1994 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar