1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Takis Hacıdimitriu, 1964’te Digomo’da esir tutulup işkence edilen bir grup Kıbrıslıtürk’ün hayatını kurtarmıştı... (1)
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Takis Hacıdimitriu, 1964’te Digomo’da esir tutulup işkence edilen bir grup Kıbrıslıtürk’ün hayatını kurtarmıştı... (1)

A+A-

Siyasete, kültüre ve iki toplum arasında uzlaşma ve dostluğa önemli katkılarından ötürü Takis Hacıdimitriu, AKEL tarafından geçtiğimiz günlerde onore edildi...

Lefkoşa’daki POED Etkinlikler Salonu’nda Takis Hacıdimitriu onuruna 2 Nisan Salı gecesi yapılan etkinliğe Kıbrıslıtürk toplumu liderlerinden Mustafa Akıncı bir video mesajla katılırken Hacıdimitriu’nun yakın çalışma arkadaşı yazar Hrisostomos Perikleus konuştu ve etkinliğin ana konuşmacısı AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu oldu.  AKEL Merkez Komitesi’nin ödülünün Parti Genel Sekreteri tarafından takdim edilmesinin ardından Takis Hacidimitriu konuştu.  Etkinlik Niyal Öztürk ve Frideriki Tombazu’nun seslendirdiği şarkılarla iki toplumlu müzik grubu “Let’s Sing Together Band” tarafından sunulan sanat programıyla tamamlandı.

AKEL tarafından barışa katkılarından ötürü onore edilen Takis Hacıdimitriu, 1964’te Digomo’da esir tutulup işkence edilen bir grup Kıbrıslıtürk’ün hayatını kurtarmıştı...

Nisan-Mayıs 1964’te Digomo’da askerliğini yaparken, bazı Kıbrıslırum askerlerin Klepini’den (Arapköy) bazı Kıbrıslıtürk çobanları kaçırarak onlara işkence yaptıklarını öğrenen Takis Hacıdimitriu, derhal Yunanistan Büyükelçiliği’nin müdahalesini istemiş ve onların hayatını kurtarmıştı…

O günlerde Takis’in dayısı Omorfolu Lukis Akridas, Yunanistan’da Yorgo Papandreu kabinesinde Eğitim Bakanı olarak görev yaptığı için, Takis Hacıdimitriu’nun Kıbrıs’taki Yunanistan Büyükelçiliği’ne giderek böylesi bir konuda müdahale etmeleri ve bazı Kıbrıslırum askerler tarafından kaçırılarak işkence altında tutulan Arapköylü bazı Kıbrıslıtürk çobanların hayatlarının kurtarılmasını istemesi mümkün olabilmişti… Takis Hacıdimitriu, o günlerde bu konuları denetimi altında tutan İçişleri Bakanı Yorgacis’e değil, Yunanistan Büyükelçiliği’ne gitmeyi tercih etmişti… Ve sonuçta bu müdahalesi etkili olmuş ve Arapköylü bazı Kıbrıslıtürk çobanların hayatını kurtarabilmişti… Çünkü Takis Hacıdimitriu, Yunanistan Büyükelçiliği’ne giderek Digomo’da olup bitenleri ifşa etmiş, hatta “Başka büyükelçiliklerin de bu konularda bilgisi var ha!” diye onları uyarmıştı… Arapköylü Kıbrıslıtürkler’den elde ettiğimiz bilgilere göre, o günlerde yedi Kıbrıslıtürk çoban kaçırılmıştı ve bunlardan bazıları bugün hayatta bulunuyor. Takis Hacıdimitriu, hayatını kurtarmış olduğu Kıbrıslıtürkler’le ilgili hiçbir zaman “övünmemiş”, bir televizyon programında kendisine bu konuda sorulan bir soru üzerine yanıt verince, yaptığı bu insaniyet ortaya çıkmıştı. Biz de bu konuda kendisiyle ayrıntılı bir röportaj yapmıştık ve 2023 yılında bu röportaj, bu sayfalarda yayımlanmıştı.

Takis Hacıdimitriu’nun yakın akrabalarından biri de halen “kayıp”. Yanni Ellinas, eşi Gagullu’yla birlikte 1963’te Lefkoşa’da Selimiye Camisi yanındaki Uray Sokak’taki evinde saldırıya uğramış ve bu yaşlı çift bazı Kıbrıslıtürkler tarafından öldürülmüştü... Yanni ve Gagullu Ellinas, hala “kayıp” – onların Tekke Bahçesi dışında bir noktaya gömülmüş oldukları yönünde bilgiler mevcut.

Takis Hacıdimitriu, yıllarca İki Toplumlu Kültürel Teknik Miras Komitesi’nin Eş Başkanlığını da yapmış bulunuyor. Özellikle bu komitenin çalıştığı ilk dönemlerde çok büyük saldırılar altında kalan Hacıdimitriu, hiçbir zaman duruşundan hiçbir taviz vermeksizin Kıbrıslıtürk toplumuyla dostluk ve barışı savunmayı sürdürmüştü.

 

TAKİS HACIDİMİTRİU’NUN ÖZGEÇMİŞİ...

AKEL Türkçe sayfasında yayımlanan özgeçmişini ve bu ödül gecesinde yapılan konuşmaları, okurlarımızla paylaşmak istiyoruz. Takis Hacıdimitriu’nun özgeçmişi özetle şöyle:

***  Takis Hacıdimitriu Kıbrıs'ta siyasete, kültüre ve adadaki iki toplum arasındaki uzlaşmaya ve dostluğa önemli katkılarda bulunan değerli bir şahsiyettir. 1934 yılında Lefkoşa'da doğan Takis Hacıdimitriu Atina'da diş hekimliği eğitimi aldı. Yunanistan'da öğrenci hareketi ve siyasi yaşam içerisinde yoğun faaliyetlerde bulundu. Kıbrıs'ta Diş Hekimi olarak çalıştı ve 10 yıl boyunca Kıbrıs Diş Hekimleri Birliği Başkanlığı yaptı. Takis-Katya çiftinin Hristina ve Efstathios adında iki çocuğu var.

***  Takis Hacıdimitriu 1964 yılında gönüllü olarak Milli Muhafız Ordusu'nda görevini yaptı. Alithya, Kipros, Ta Nea, Nei Keri gazetelerinde düzenli olarak yazıları yayınlandı ve ayrıca Atina Haber Ajansı muhabirliğini de yaptı. Kurucu üyesi olduğu Sosyalist Parti EDEK'in 21 yıl boyunca Genel Sekreterliği’ni yaptı. Ilımlı ve diyalektik yaklaşımıyla öne çıktı, her zaman çatışmadan ziyade diyaloğu tercih etti. 1967'de Yunanistan'daki darbenin ardından Yunanistan'da Demokrasinin Yeniden Sağlanması Komitesi'nin kurulmasına öncülük etti. 1974'ün kara günlerinde Cunta ve EOKA-B’nin darbesine karşı direnişte yer aldı. 1974’teki savaş ardından yürüyüşler başta olmak üzere Kıbrıs’ın mücadelesinde aktif olarak öne çıktı.

***  Takis Hacıdimitriu dört kez Milletvekili seçildi. Daima insan haklarını ve sosyal adalet ilkelerini savunarak, ılımlı demokratik yaklaşımıyla öne çıktığı Kıbrıs Temsilciler Meclisi’ni Avrupa Konseyi Parlamentolar Arası Birlik'te temsil etti ve Avrupa Konseyi Kültürel Miras Alt Komitesi'nin başkanlığını yaptı.

***  Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği'ne üyelik başvurusunun yapılmasında öncü oldu. Katılım öncesi dönemde Avrupa Parlamentosu ve Kıbrıs Temsilciler Meclisi Karma Komisyonu üyeliği görevinde bulundu. 2003 yılında Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos tarafından Kıbrıs'ın Avrupa Birliği Uyum Koordinatörü olarak atandı.

***  Nisan 2008'de Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas tarafından Kültürel Mirasın Korunması Teknik Komitesi'ne Kıbrıslırum heyetinin başkanı olarak atandı. Adanın iki tarafında da tarihi eserlerin kurtarılması ve restore edilmesinde büyük katkıları oldu. Bu faaliyetleriyle önemli kültürel alanların restorasyonunun yanı sıra Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler arasında karşılıklı saygının ve ortak tarihi hafızanın güçlendirilmesine de önemli katkılarda bulundu. Kurtarılan eserler arasında Apostolos Andreas ve Ayios Panteleimonas manastırları, Mağusa surları ve daha nicesi yer almaktadır. Kültürel Miras Teknik Komitesi’nde Kıbrıslıtürkler’le iş birliği içinde 14 yıl boyunca arkeolojik ve dini nitelikteki 99 eserin kurtarılıp korunmasına katkıda bulundu.

***  Kültürel mirasın korunmasına sundukları önemli katkılardan dolayı Takis Hacıdimitriu ve Ali Tuncay AKEL Merkez Komitesi tarafından verilen Tefkros Anthias ve Theodosis Pieridis Ödülü'ne layık görüldü. Yeni Kıbrıs Derneği ve Kıbrıs Mimarlar Birliği tarafından ödüllendirildi.

İki toplumun barış içinde bir arada yaşamasına inanan Takis Hacıdimitriu Kıbrıslıtürk toplumuyla yeniden yakınlaşmanın öncülerinden oldu. Şener Elcil ile birlikte, 75 Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk örgütü temsil eden İki Toplumlu Barış İnisiyatifi “Birleşik Kıbrıs” örgütünde yer almaktadır.

***  Kıbrıs'taki iki toplum arasındaki iş birliği ve barış içinde bir arada yaşama yönünde büyük katkılarından dolayı İhsan Ali Vakfı tarafından ödüllendirildi...  Avrupa Parlamentosu oybirliğiyle aldığı kararıyla, Takis Hacıdimitriu ve Ali Tuncay’ı 20 Ekim 2015'te Avrupa vatandaşı ilan etti. 2022’de Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis tarafından kendisine Kıbrıs Cumhuriyeti'ne “Fevkalade Katkı Madalyası” verildi.

***  Yazar olarak Takis Hacıdimitriu Kıbrıs'ın yakın tarihi, Türk-Yunan ilişkileri ve kültür alanında kapsamlı bir dizi eser sundu. Kitapları tarihi doğrulukları ve siyasi meselelere ilişkin derinlemesine nesnel analizleri nedeniyle geniş çapta ilgi gördü. Diğer eserlerinin yanı sıra, "24 Nisan 2004 Referandumu ve Kıbrıs Sorununun Çözümü", "Kıbrıs 1950-1959, İrredantizm'in Sonu" (2018), "Kıbrıs Cumhuriyeti 1959-1964 Devlet ve Derin Devlet" (2021), "Kıbrıs Cumhuriyeti 1964-1967 Militarizasyondan Askeri Yönetime" (2023) adlı kitapları yayımlandı.

***  Siyasetçi, akademisyen, yazar, tarihçi Takis Hacıdimitriu… Sade, mütevazı, gerçek bir vatansever… 91 yaşındaki Takis Hacıdimitriu bugüne kadar yaptığı gibi, tutku ve enerji dolu bir şekilde çalışmaya, eserler üretmeye, yaratmaya, katkılarda bulunmaya devam ediyor...

 

ONORE EDİLDİĞİ GECE...

Lefkoşa’daki POED Etkinlikler Salonu’nda AKEL tarafından 2 Nisan 2025 Salı akşamı düzenlenen etkinlikte onore edilen Takis Hacıdimitriu’yla ilgili Kıbrıslıtürk lider Mustafa Akıncı da bir video mesajı göndererek geceye katkıda bulundu. Etkinlikte Takis Hacıdimitriu’nun yakın arkadaşı ve yazar Hrisostomos Perikleus, yaptığı konuşmada özetle şöyle dedi:

***  Takis Hacıdimitriu'yu “Kipriaka Hronika” (Kıbrıs Günlükleri) dergisi ve “Kipros” (Kıbrıs) gazetesi aracılığıyla uzaktan takip ederdim. 21 Nisan 1967'de Yunanistan'da darbe yapılıp diktatörlüğün dayatılmasına karşı derhal tepki göstermesinden dolayı ona hayran kaldım. Cunta’ya ve Kıbrıs'taki uzantılarına karşı mücadelesine hayran kaldım. 21 Nisan 1971 cuntasına karşı yapılan protesto gösterisini ve Yunan Askeri Polisi ESA’cılarla çatışmasını hayranlıkla izledim. Bu cesur bir eylemdi.

***  1971’in eylül ayında eşimle birlikte Limasol'dan Lefkoşa'ya taşındık. Ben zaten EDEK saflarına katılmıştım. Ve benim ilk arzum onunla şahsen tanışmaktı. Kliniğindeki buluşmamızdan hatırımda kalanları söylüyorum. Siyasi gerçeklik hakkında vizyon sahibi bir bakış açısı vardı ve cuntanın Kıbrıs'a yönelik olarak oluşturduğu tehdidin tamamen farkındaydı.

***  O zamandan itibaren Takis'in evi benim için siyasi bir toplantı salonu oldu. Zaman zaman bir grup öğretmen orada bir araya gelirdik. Takis ve Katya da hep bizimle olurdu ve cuntanın ve EOKA-B'nin okullara ve orduya sızmasının yol açtığı sorunları, öğretmenler ve yurttaşlar olarak omuzlarımıza düşen görevleri tartışırdık.

***  Takis Hacıdimitriu’yu yakından tanımam 1984-87 yıllarında işgal karşıtı Pirgos-Derinya yürüyüşleri sırasında oldu. Bunlar, Cuéllar planı hakkında partilerin birbirlerini yediği bir dönemde Takis Hacıdimitriu'nun fikri ve eylemiydi. Organizasyon sorumluluğu bana verilmişti. İlk yürüyüşte dayanılmaz bir bel ağrısı çektiğini hatırlıyorum. Yanına gittim. Yanında çocukları Hristina ve Stathis ile yürüyordu. Ona arabaya binmesini söyledim. Onun cevabı: “Çocuklarım büyüdü ve ben onları tanıyamadım. Onları şimdi tanıyorum. Beni bu mutluluktan mahrum etme” oldu.

***  1985 yılındaki ikinci yürüyüşe, okullarda kamp yaptıktan sonra akşamları gittiğimiz köyleri, EOKA’nın kahramanı Rotsidis'in köyü ve milliyetçiliğin kalesi olan Mammari'yi de ekledik. Takis'le birlikte bir grup köye indik. Takis'in konuşacağı meydandaki kahvehane kapalı ve kilitliydi. Her taraf karanlıktı. O yüzden Takis, «Golf'ü getirin» dedi. Küçük bir araba olan Golf’ta nüfusun yoğun olduğu yerlerden geçerken yürüyüşü duyurmak için hoparlörlerimiz vardı. Takis Golf’un mikrofonunu aldı, boş ve karanlık meydanın içinde konuşma yapmaya başladı ve 100 metre yukarıdaki Rotsidis Derneği'nin müdavimlerine seslendi. “İnsanları evlerine hapseden sizlere sesleniyorum. Evlerinizden yüz metre uzaklıkta olan işgale karşı mesajımızı duymamak için kapılarını, pencerelerini, kulaklarını kapatan sizlere sesleniyorum” dedi. Daha sonra biz oradan ayrıldık. Rotsidis Derneği'de bir kriz ve tartışma yaşandı. Bazıları ortaya koydukları bu tavırdan utandı. Sonunda Takis'e gidip özür dilediler.

***  Takis'le elli küsur yıl birlikte yürüdük. Bir seferinde açıkça farklı yolları seçtiğimizde bile dostluğumuz hiç sarsılmadı. O sefer de BM'nin çözüm planını bekleyiş dönemindeydi. Bu bekleyişin 2003 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle de bağlantısı vardı. Bu arada Yannakis Omiru Parti’de yeni başkanı olarak seçilmişti. Ben Parti’nin Merkez Komitesi ve Politbüro üyesiydim. Ekim 2002'de Yannakis Omiru'nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerine Anastasiadis'le birlikte katılma kararı üzerine Parti'den ayrıldığımı beyan ettim. Anastasiadis'in aşırı milliyetçi söylemleri beni rahatsız ediyordu. Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin Birleşmiş Milletler Planı'nın sunulması beklenirken, Anastasiadis'in milliyetçiliğinin BM çerçevesinde olası bir anlaşmaya karşı olduğunu görüyordum. DİKO'nun Cumhurbaşkanı adayı Tasos Papadopulos ile ortak noktalarımız konusunda çekincelerim olmasına rağmen, Sol'la birlikte ilerlemeye karar verdim.

***  Ve ardından 2 Kasım 2002’de Annan Planı geldi. Tasos'un "kusursuz" bir tutum sergilediğini ama etrafındaki insanların Plan'ı temelden reddettiğini gördüm. Kliridis Kopenhag'da Planı kabul ettiğini söyledi ve ardından Cumhurbaşkanlığı’nın 16 ay daha uzatılması talebini açıkladı. Kıbrıs sorununun çözümü, 1 Mayıs 2004’te AB’ye katılım ve ardından görevden ayrılacağını belirtti. Ben açıkça Kliridis'i destekledim. Takis ise daha önce Tasos'u desteklemişti. Tasos ona Plan'ın sıkı bir şekilde müzakere edileceğini ancak sonuçta çözümün bu olacağını söylemişti. Bu durumda hem kamuoyuna yaptığımız açıklamalarla hem de basında çıkan yazılarımızla kendimizi karşıt kutuplarda bulduk. Ama ilişkimizi kesmedik. Ta ki Tasos'un Çözüm Planı'na güçlü bir şekilde HAYIR denilmesi çağrısını yaptığı 7 Nisan 2004’e kadar…

Ertesi gün Takis alenen Annan Planı'nı destekledi, sorumluluk üstlendi ve Tasos'un kendisini atadığı AB Koordinatörlüğü görevinden istifa etti. Kritik ulusal konularda zamanında ve net bir tavır alınması ve sorumluluk üstlenilmesi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tarihi boyunca siyasi liderlerimizde göremediğimiz bir erdem.

***  Takis'in tüm kitaplarının editörlüğünü yaptım. Onlarda gördüğüm ve nadir bir erdem olarak altını çizdiğim yenilenme cesaretidir. Alışılagelen siyasal pratiğin aksine, bu kendini haklı çıkarma yönündeki bir çaba değildi. O araştırır, detayları inceler, öğrenir, görüş ve tutumunu yeniler.

Takis Hacıdimitriu’nun kişiliğinde önemli bir unsur da entelektüel birikimidir. “Kıbrıs Günlükleri”nin aydını, siyasi kariyerini gerçek anlamda entelektüel bir eserle, Kültürel Miras Komitesi çerçevesinde yaptığı katkılarıyla noktalıyor.

***  Sözlerimi tamamlarken şunu da açıkça belirtmek istiyorum: ilişkimizi hiçbir zaman eşit veya benzer ölçekte olanların ilişkisi olarak görmedim. Takis'te vizyon sahibi bir mücadeleciyi, bazen bir hayalperesti, bazen de Don Kişot'u gördüm. Kendimi de az çok Sanço'ya benzetiyordum. Pratik işlerin adamı. İngilizler buna donkeywork diyorlar. Büyük vizyonlu ataklar daima Takis Hacıdimitriu’nun işiydi ve öyle olmaya da devam ediyor.

 

STEFANOS STEFANU NE DEDİ?

AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu da yaptığı konuşmada, özetle şöyle dedi:

***  Bu akşam AKEL olarak bu mütevazı, ama anlam ve mesajlarla dolu etkinlikle Takis Hacıdimitriu'yu onore ediyoruz. Siyasetçi, bilim adamı ve aydın insanı onurlandırıyoruz. Bunlar onun çok çalışarak, özveriyle ama her şeyden önce etik değerlerle hizmet ettiği vasıflardır. Takis Hacıdimitriu'yu, faaliyetlerini ve kamusal yaşamdaki genel mevcudiyetini karakterize eden bir başka özelliğinden, yurtseverliğinden dolayı da onurlandırıyoruz.

***  Elbette yurtseverliğin her kişi için ifade ettiği anlam farklı olabilir. Ama Takis Hacıdimitriu'nun Kıbrıs'a olan büyük ve derin sevgisini kim inkâr edebilir? Onun hiçbir kişisel çıkar ve kazanç gözetmeden, tüm gücüyle vatanı için mücadele ettiğinden kim şüphe duyabilir? Kuşağının diğer önemli insanlarıyla birlikte farklı bir Kıbrıs’ın; yaratıcı, öncü, demokratik, ilerici bir Kıbrıs’ın hayalini kuran ve gençliğini, tüm yaşamını bu vizyona adayan Takis Hacıdimitriu'yu onurlandırıyoruz. Zira Takis, siyasal olarak olgunlaşmaya başladığı, siyasal yönelim ve pusula edindiği andan itibaren, sadece vizyonun oluşturulmasıyla yetinmeyip, onu gerçekleştirmek için her türlü imkânı, her fırsatı değerlendirmeye çalıştı.

***  Takis diğer şahsiyetlerle, dostlarla, yol arkadaşlarıyla birlikte hayatın yeni sayfalarını açar ve kamusal yaşamla ilgili konulara girer. “Kıbrıs Günlükleri” ve “Kıbrıs Günlükleri Evi” Kültür Merkezi hayal etmekten vazgeçmeyen Takis için bir başlangıç ve varış noktası olur. Yol arkadaşlarıyla birlikte Kıbrıs'ta bir Üniversite, herkese açık bir kültürel yaşam talep eder; tiyatroları, konserleri, entelektüel gelişimi öne çıkarır ve Paris'teki 1968 Mayısından ve savaş karşıtı hareketten etkilenerek yeni ortaya çıkan aydınlar arasında bir tartışma ve mayalanma süreci yaratır. Ve o dönemde Atina cuntası tarafından uygulanan sansür ve susturma nedeniyle Seferis, Anagnostakis ve Helenizmin diğer büyük şahsiyetlerine “Kıbrıs Günlükleri” sayfalarını açar ve böylece onlar da Kıbrıs'ta değerli bir sığınak bulmuş olurlar.

***  Aynı coşku ve şevkle Takis, eşi Katya ve İsveçli Jerry Svensson ile birlikte “Eksormisi” (Atılım) Kültür Vakfı'nın kurulması ve finansmanı için çalışır.

Takis Hacıdimitriu'nun cunta karşıtı eylemleri onun siyasi faaliyetlerinde önemli bir yere sahiptir. Yunanistan'da Demokrasiyi Yeniden Tesis Etme Komitesi'nin ve “Demokratik Savunma” direniş örgütünün kuruluşuyla diktatörlüğe karşı mücadelede en ön safta olanlar arasında yer alır.

***  Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios'a karşı yapılan ve Türkiye'yi Kıbrıs'a getiren hain darbeyle doruğuna ulaşan terörist ve faşist eylemleriyle Cunta ve EOKA B Kıbrıs'ta demokrasiyi şiddet uygulayarak rafa kaldırdığında da o aynı kararlılıkla demokrasiyi savunma mücadelesine katıldı. Devamında, Takis, Kıbrıs sorununun çözümü, ülkemizin ve halkımızın yeniden birleşmesi için ortaya koyulan muazzam çabada yerini aldı ve bu, onun bugüne kadarki sürecini, “mevcudiyetini” belirledi. Takis Hacıdimitriu siyasetten kendisine hizmet sağlamadı, o siyasete hizmet etti. Halkın ve devletin kendisine emanet ettiği her makamda, etik ve dürüstlükle memlekete ve halka hizmet etti.

***  Takis Hacıdimitriu talep ettiklerimizi, kaybettiklerimizi ve kazandıklarımızı ve her şeyden önce ne yazık ki yanılsamaların, milliyetçiliklerin, dogmatizmlerin, kendinden farklı olana düşmanlıkların, hoşgörüsüzlüklerin ve ihanetlerin engel olduğu barış ve iş birliği koşullarında Kıbrıs'ımızı inşa etmek için değerlendirebileceklerimizi kaydeden gerçekçiliğin ama aynı zamanda vizyonun kalemi ve ciddiyetin, ölçülülüğün ve aynı zamanda dinamizmin tüm bu yıllar boyunca yorulmak bilmez sesi oldu ve olmaya devam ediyor. Takis tüm bunları Kıbrıs'ın yakın tarihine odaklanan önemli eserlerinde kaydetmektedir. Onun çok yoğun bir şekilde yaşadığı, evrildiği, Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürklerin çözüm için, siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinde ülkemizin yeniden birleşmesi için verdikleri ortak mücadelenin sembolü olan şahsiyet haline geldiği bir tarihten söz ediyorum.

ncelikli-sayfa-16-resim-001.jpg

(Devam edecek)

Bu yazı toplam 1976 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar