‘Olası kast’ bekliyoruz
Şampiyon Melekler’in davası 6 Kasım’da yeniden görüşülecek. Gözümüz, kulağımız, yüreğimiz bir kez daha mahkemede olacak ve kamu görevlileri için ‘olası kast’ kararını bekleyeceğiz.
6 Şubat 2023’teki o kapkara günün üzerinden 1000’i aşkın gün geçti. Acımız katmerlenerek her geçen gün daha da artıyor ve canımız yanarak, çocuklarımıza, şampiyonlarımıza verdiğimiz ‘adalet’ sözünün peşinden Grand İsias davasında kimlerin kusuru bulunan herkesin, en ağır şekilde yargılanmasını istiyoruz.
***
Depremin 1000’inci gününde otelin yıkılmasında kusuru bulunan 6 kamu görevlisi hakkında Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu açıklanmıştı.
Rapora göre; dönemin Adıyaman Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Adıyaman Belediyesi İmar İşleri Müdürü Mehmet Salih Alkayış ve Ruhsat Şefi İnşaat Mühendisi Bilal Balcı, binanın yıkılmasından sorumlu tutuldu.
Öte yandan, Adıyaman Belediyesi İmar Müdürü Yusuf Gül, Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Birimi görevlileri Ruhsat Teknisyeni ve daimi işçi Abdurrahman Karaarslan ile teknik eleman Fazlı Karakuş’un binanın yıkılmasında sorumluluğu olmadığı kanaatine varılmıştı.
Bu kanaati sindiremedik. İtiraz edeceğiz bu sorumlu tutulmama haline ve bu üç ismin de sorumlu tutulmalarını talep edeceğiz.
***
Hatırlanacağı üzere Nisan ayında gerçekleştirilen ilk duruşmada yargılanan 6 kamu görevlisiyle ilgili mahkeme heyeti bilirkişi raporu talep etmişti.
16 Temmuz’da yapılan duruşmada ise bilirkişi raporu hazır olmadığından, duruşma 6 Kasım’a ertelenmişti.
Şimdi ise elimizde hem bilirkişi raporu var hem de mahkeme tarihi...
***
Günlerimizi karartan 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından başlayan adalet arayışımızda, bu yolun hem zorlu hem de uzun olduğunu biliyorduk.
Sürecin en başından beri takip ettiğimiz mahkeme sürecinde, sanık ifadelerinde, bir mahcubiyet, pişmanlık ve utanç aradık. Hiçbirinden eser yoktu... Aksine pişkinlik ve saygısızlık vardı.
İzinsiz, ruhsatsız, kaçak ve usulsüz işleri yapanlardan, hesap sorulmasıydı tek isteğimiz. Adalet karşısında hak ettikleri cezayı almalarıydı.
***
Saniyeler içinde moloz yığınına dönen binanın inşaatını yapanlar da onaylayanlar da işletenler de sorumlusuydu bu felaketin ve bu sorumluluktan kaçamayacaklardı.
Bizim güllerimizin solduğu yerdi orası, hayatlarımızın söndüğü, zifiri karanlıklara gömüldüğümüz ve bu acıların hesabı sorulacaktı.
***
Onlar topu birbirine atmaya dursunlar, birbirlerinden farkları yoktu. Göz göre göre gelen bir yıkımın ortak mimarlarıydı.
O yüzden öfkemiz içimizde patlarken, gözyaşlarımız içimize akarken, sonuna kadar da hesabını soracağız şampiyonlarımızın ve yitirilen canların.
***
Önümüzde hukuki ve teknik bir süreç yaşanacak. Bu sürecin her anında bir bütün olarak çarpacak
kalplerimiz ve tek bir olarak var olacağız.
Bu davada istediğimizi alıp, İsias Davası’nı bir emsal dava yapacağız.
Bundan sonra da bu felaketlerin yaşanmaması için, kim bina yapacaksa, kim bir onay belgesine imza atacaksa, bir değil, beş değil, on kez düşünecek ve işini doğru yapacak. Çocuklar ölmeyecek!








