Niye biz de insan gibi, Avrupalı gibi yaşamayalım?
Sevgili Ersin bey, Ünal abi ve değerli Fikri kardeşim; turizm master planı mıdır nedir, onu yapacaksanız ya, özür dilerim ama uyduruk işlerle master plan yapmak, sallayarak iş tutmak çok komik!
-*-*-
Sizin turizm master planı hazırlamanızla benim Yeşilırmak’ta babamdan kalan iki dönüm tarlaya “uzaya roketle yolcu göndermek için tesis kuracağım” iddiam hemen hemen aynıdır!
Hatta şöyle söyleyeyim; benim iddiam çok daha gerçekçidir!
-*-*-
Neden?
Değerli Ersin bey ve kıymetli abilerim, ülkenizde maşallah suç oranı çok yüksek...
Yolsuzluk – rüşvet algısı tavan...
Saçmalama ve yalan diz boyu...
Hamaset geçim kaynağı...
-*-*-
Dünya ile hiç bir resmi temasınız yok ve olması için gayret göstermiyorsunuz...
Doğrudan uçuş yok; Türkiye’nin bütün hava yolu şirketleri, uçaklarının dörtte üçüyle sadece size yolcu taşısa, hayalini kurduğunuz rakamlara ulaşmanız imkansız!
-*-*-
Lütfen Malta’ya gelin!
Burada da siyasetin bizdekinden illa ki çok farklı olduğunu iddia etmeyeceğim!
Burada da rüşvet – iş takibi çok konuşulan bir konu!
Hatta buradaki trafik de mesai saatlerindeki Gönyeli Çemberi’nin kötüsü!
Benzer çirkinliklerimiz yok değil anlayacağınız!
-*-*-
Ama ne isterse olsun, yollar güvenli, sağlam, denetimli...
Denetim demişken; ülkede “polis çevirmesi” diye bir şey yok!
Çünkü kurallara uymayanlar ayıplanıyor!
“Alkolü pahalı yapalım, alkollü sürüş cezasını da elliyle katlayalım, bu kafir Maltalılar içmesin” gibi bir zihniyet yok mesela buralarda!
-*-*-
Ama en ilgincini söyleyeyim; “yaya geçidi nedir bilmeyen” ve haliyle yaya geçidinde durmayan sürücü de yok!
-*-*-
Haaaa burada muhteşem bir toplu taşımacılık sistemi kurmuşlar; ayrıca taksicilik hayal edemeyeceğiniz seviyede gelişmiş; telefon aplikasyonları ile hızlandırılmış ve inanılmaz şahane çalışıyor!
-*-*-
Coğrafi avantajlarla, ülkenin dört bir yanı “liman”...
Yatlar, yük gemileri ama en önemlisi “cruise” gemileri ile dolu...
Hani siz de getirecektiniz ya!
Ama sizin getiremediğiiz curise gemileri buradan Limasol’a gidiyorlar, oradan da Antalya, Alanya, İzmir falan!
-*-*-
Cruise gemileri bizi görmeden geçiyor; siz ve sizin Ankara’daki akıl hocalarınız ve üzgünüm ama ustalarınız bizi sürekli hamasetle hep aldatıyorsunuz; o kadar!
-*-*-
Haaaa bir de son günlerin moda kavga konusu olan “mülk” meselesi var ya!
Gelin, bunu da nasıl çözdüklerine bir bakın!
Bir kere ülkenin tapusu yasal!
Hırsızlık, ganimet, işgal yok!
Ve ne var biliyor musunuz?
Ülke zaten küçük; size her boş bulduğunuz arsaya – araziye bina dikme izni vermiyorlar... Verseler bile çok çok zor!
Eski binanızın üzerine – belki inşaat izni alıyorsunuz!
-*-*-
Ve hepsinden önemlisi bir evi veya daireyi, yabancılara ömür boyu satmıyorlar...
Hani İngiliz’in sistemi var ya “free hold” – “lease hold” diye!
-*-*-
Yani diyelim ki Recep gelmiş Türkiye’den; isim de yanlış anlaşılacak değişelim; Mehmet diyelim...
Mehmet daire alacak!
Buyur al canım!
Ama her yerden değil, özel ve çok lüks bir bölgeden!
Üstelik, aldığın mal ebediyen sana ait yani free hold olmayacak, bil Mehmet kardeş!
120 yıllığına lease hold!
120 yıl sonra mı?
Ev, daire, bina “devletin” oluyor!
-*-*-
Ülkede elektrik alt yapısı ve internet alt yapısı; peşkeşizasyon, yutasyon, rüşvetasyon, komisyon, belki kablo çekerizasyon gibi saçmalıklara takılmış değil!
Hiç bir dost, kardeş, ana devletten de elektrik santrali için “kazıklama” akaryakıt gelmiyor ayrıca ülkenin tek elektrik santrali “LNG” ile çalışıyor... Yani sıvılaştırılmış doğal gazla...
-*-*-
Santralin dibinde inanılmaz güzellikte bir balıkçı kasabası var...
Ve bacalardan duman çıkmıyor; o bölgede yaşayanlar da kanser olmuyor!
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
İnternet dedik ya!
İnternet hızını artırmak için inanılmaz ciddi yatırım yapmışlar!
Bir de yabancı yatırımcının vergilerini düşürdükleri anda; bütün Dünya’nın en büyük örneğin bahis şirketleri, gelip bu ülkeye kurulmuş!
Ülkeye akan paranın haddi ve hesabı olmuyor!
-*-*-
Haliyle Malta’nın, her yıl açık veren ve hepsinden önemlisi devlet çalışanına maaş ödemek için cambazlık yapmaya çalışan bütçesi ve maliye bakanı da olmuyor!
-*-*-
İzolasyondu, ambargoydu da bu yüzden KKTC ileri gidemiyordu da oydu ve de buyduyu geçin...
Kıbrıs sorununu, tüm Dünya’nın kabul edebileceği bir şekilde çözmek zorundasınız...
-*-*-
Dünya gerçekleri özellikle son dönemde bunu sizin gibilere onlarca kez ispatladı!
Bizzat kendi aile fertleriniz, hani Türki Devletler dedikleriniz bile bu Dünya gerçeklerinden uzak kalamazdı ve kalmadı!
Ersin Tatar, gazetecilerin sorularına bu yüzden yanıt veremedi!
Mutlak başarısızlığın en önemli kanıtı, Tatar ve Türkiye’nin Türki devletlerle ilgili sessizliği ve bu ağır yenilgiyi geçiştirme çabasıdır...
-*-*-
Dünya gerçekleri, Türkiye’yi bile Kıbrıs konusunda kilitliyor!
Siz sanıyor musunuz ki; AB ile Türki Devletler arasındaki ilişkiler, Türkiye tarafından onaylanmayan ilişkilerdir?
Eğer öyle sanıyorsanız, üzgünüm ama rüşvetçiliğiniz ve koltuk aşkınız – akıl sağlığınızın çok önüne geçmiştir!
-*-*-
Dünya gerçekleri demişken, son bir konudan bahsedeyim...
Özelleştirme meselesi...
Ne yazık ki ben dahil; bir çok arkadaşımız “özelleştirme” dendi mi; “ideolojimize ihanet”le birlikte; “rüşvet, komisyon, ahlaksızlık” üçgenini gözümüz önüne getiriyoruz!
-*-*-
Oysa, gelin, Malta’ya bir bakın...
Örneğin elektrik üretimini nasıl özelleştirmişler; ne yapmışlar bir görün...
Çinli bir şirket elektrik üretiyor...
Devlet denetliyor; çalışanların her türlü hakları yerinde...
Ama vatandaş, belki de devlet yönetiminde kalsaydı ödeyeceği elektrik ücretinin yarısını bile ödemiyor!
Neden?
Çünkü denetim var!
Halk da denetliyor, devlet kurumları da denetliyor, AB de denetliyor!
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
Kısacası sevgili dostlar ve de KKTC yöneticisi değerli kardeşlerim; bir karar vermemiz lazım...
Çok basit bir şekilde bu kararı nasıl vermemiz gerektiği ile ilgili bir soru sorayım:
“Hamasetle, yalanlarla, sürekli başarısızlıkla, saçma propagandayla, kardeşlerimizin bile bizi sattığı bir dış siyasetle ve de Ersin Tatar ile devam ve mutlak bitiş mi? Yoksa... ‘İnsan gibi, Avrupalı gibi’ bir yaşam mı?”
Marsaxlokk, Malta'da bulunan turistik bir kasaba... Yaklaşık 4 bin nüfuslu bu yerde balıkçılık çok yaygın... Bu iki fotoğraf ülkeyi çok iyi anlatıyor... Arka tarafta nefis bir arazi var ve boş... Kimse o tepelik enfes manzaraları araziyi kimseye satmıyor, satamıyor, kimse de gidip o araziye dilediği gibi beton bina kaldıramıyor... Ve ülkenin tek elektrik santrali de burada... LNG ile çalışıyor, bacalardan kara duman çıkmıyor, kimse kanser olmuyor, deniz kirlenmiyor ve ülkede elektrik kesilmiyor falan ve bizim Malta tatili de bu arada sona eriyor...