1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Kıbrıs’ta iki toplumlu kadın barış hareketinin kopmaz bir parçasıydı…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Kıbrıs’ta iki toplumlu kadın barış hareketinin kopmaz bir parçasıydı…

A+A-

Çok değerli arkadaşımız sevgili Neriman Cahit’i geçtiğimiz günlerde kaybettik… O, Kıbrıs’ta iki toplumlu kadın barış hareketinin kopmaz bir parçasıydı…

Neriman Cahit’le 1980’li yıllardan itibaren iki toplumlu kadın barış hareketinde yer aldık… 1986’da Kıbrıs’ta Barış ve Federal Çözüm İçin Kadın Barış Hareketi’nin kurucuları arasındaydık… Sokak eylemlerinde, toplantılarda, gösterilerde birlikte yer aldık… Bir süre sonra bazı CTP’li kadınlar, kendi aralarında toplanarak bu barış hareketi liderliğinin sadece bir “çekirdek kadro”dan oluşması yönünde “karar” üretip bizleri dışlamaya çalışınca, o zaman Neriman Cahit’le birlikte 1990’lı yılların başında Kadın Araştırmaları Merkezi’ni birlikte kurduk ve faaliyetlerimizi sürdürdük. 1995’te beş kadın örgütünün oluşturduğu Kadın Platformu’nun kurucuları arasında Kadın Araştırmaları Merkezi de vardı ve Neriman Cahit’le ve diğer kadın aktivistlerle birlikte toplantılarda, eylemlerde, atölye çalışmalarında uğraş verdik…

1990’lı yılların sonlarında Kıbrıs’ta kadın barış hareketi olarak yine sokak eylemlerindeydik – barikatlar sımsıkı kapalıydı ama biz 1980’li yıllardan başlayarak her zaman Kıbrıslırum kadın hareketiyle buluşmanın yöntemlerini arayıp bulmaktaydık – kah Ledra Palas’ta, kah Pile’de, kah yurtdışında buluşup en büyük derdimiz olan Kıbrıs’ta toplumlarımızı bir araya getirmek, bir barış kültürü oluşturmak, liderlikleri barış için adım atmaya zorlayıp onları buna teşvik etmek maksadıyla uğraş vermekteydik.

Kadın Platformu’na dıştan müdahalelerin başladığı dönemdi – bu dönem Kadınların Barış İçin Sivil Girişimi’ni oluşturacaktık çünkü gerek Aile Yasası’nın değiştirilmesi, gerek Meclis’in BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması (CEDAW) Sözleşmesi’ni kabul etmesi, gerekse bizlerin teşvikiyle Ledra Palas’ta Kadın Platformu’ndan temsilcilerin Kıbrıslırum kadın örgütleri temsilcileriyle bir araya gelmesi, bazı çevrelerde “tepki” yaratmıştı ve bunlar, platformun canına okumaya karar vermişlerdi… 1995’ten 2000’e kadar devam eden ve toplumsal cinsiyet eşitliği yönünde toplumsal değişim için kırsaldan kente onlarca atölye çalışmasıyla ve sol ve sağın birlikte çalıştığı ilk kadın hareketi olan Kadın Platformu, somut, elle tutulur sonuçlar elde etmişti… Fakat bu şekilde devam etmesinden rahatsız olan çevreler, bazı aşırı sağcı/ülkücü kökenli çevrelerin de bu harekete dahil edilmesi için platform içindeki bazı örgütlere “dayatma” yapmaya çalışmaktaydı. Bunun üzerine Kadınların Barış İçin Sivil Girişimi’ni oluşturduk 2000’de – Yurtsever Kadınlar Birliği, Kadın Araştırmaları Merkezi ve Barış ve Federal Çözüm İçin Kadın Hareketi’nin oluşturduğu bir girişimdi bu… Bu girişimde de Neriman Cahit’le ve diğer kadın aktivistlerle birlikteydik…

Kadınların sokak eylemleri bu süreçte başlıyordu yani 1999 ile 2000’li yılların başlarında… Denktaş ile Kliridis birbirlerinin konutunda yemek yiyeceklerdi ve biz kadınlar olarak “Barış: Haydi ortak bir ülkeye doğru” pankartımızla sokaktaydık… Hatice Düzgün, beyaz bir güvercin uçuruyordu, ellerimizde mumlar vardı. Yanıbaşımızda Neriman Cahit gülümsüyordu bu pankartın arkasında… Aynı şekilde Denktaş, Kliridis’in konutunda yemek yiyeceği zaman da Kıbrıslırum kadın barış aktivistleri sokaktaydı ve onlar da beyaz bir güvercin uçurarak barış taleplerini dile getiriyorlardı.

Annan Planı sürecinde sokak eylemleri yapan ilk grup, kadınlardı… Kadın aktivistler olarak sokaklarda bağzımıza astığımız ve kendi yaptığımız afişlerle duruyor ya da büyük afişleri tutuyorduk. Bu eylemlerde Selma Bolayır, Fatma Azgın, Neriman Cahit ve diğer kadın aktivistler de vardı…

Aynı dönem, çok değerli arkadaşım, iki toplumlu çatışmaların çözümü grubundan Keti Ekonomidu ile birlikte “Hands Across the Divide” (“Sınırı Aşan Eller”) iki toplumlu bir kadın örgütünün kurulması için yoğun faaliyet içerisindeydik… Bu dönem ünlü kadın aktivist ve araştırmacı yazar Cynthia Cockburn’den de yardım istemiştik – kendisi, aralarında “sınır çizgisi” bulunan çeşitli yerlerde kadın örgütleriyle çalışmış olma deneyimine sahipti. British Council’dan yardım isteyen Cynthia Cockburn, barikatların henüz kapalı olduğu bu dönemde iki günlük bir uluslararası kadın konferansı için adamıza gelecek ve bizlerle çalışmaya başlayacaktı.

Neriman Cahit arkadaşımız, “Sınırı Aşan Eller” iki toplumlu kadın grubunun kurucularındandı… Bu örgütü Kıbrıs’ta tescil edemeyeceğimiz için (arada sımsıkı kapalı barikatlar vardı, her iki toplumdan insanların yer aldığı bir örgütü ne kuzeyde, ne güneyde tescil etmek o günlerde ve o koşullarda mümkün değildi) biz de Cynthia’nın önerisiyle örgütümüzü Londra’da tescil etmeyi seçmiştik. Cynthia Cockburn’ün değerli yardımlarıyla tescili yapılan “Hands Across the Divide”, bir düşün gerçekleştirilmesiydi aslında: Keti ile birlikte, “iki toplumlu bir kadın grubu” değil, tek bir örgütlenme düşlemiştik ve bu gerçekleşiyordu…

Neriman Cahit durmaksızın yazan, üreten, araştıran, kitaplarıyla, şiirleriyle, düşleriyle dünyamızı güzelleştirmeye çalışan, sürekli üzülüp dertlenen ama buna rağmen o güzel gülüşünü hiç kaybetmeyen bir arkadaşımızdı… Hiçbir zaman tatmin olmazdı hiçbir şeyden – sürekli daha fazlasını talep ederdi… Barışla ilgili sayısız şiiri arasında her iki toplumda da iz bırakan, değerli öğretmen arkadaşı Kleopatra Bayada’ya hitaben kaleme aldığı şiir de vardı… Pek çok şiiri bestelenip mitinglerde, eylemlerde söylenecekti…

Alzheimer denen hastalık onu vurduğunda giderek kabuğuna çekilmek zorunda kalmıştı…

Işıklar içinde ol sevgili arkadaşımız Neriman… Kıbrıslılar’a çok büyük bir miras bıraktın: Barış isteğin, bu istekle kaleme aldıkların, eylemlerdeki fotoğrafların, kitapların… Nur içinde yat, sevdiklerinin senin için şimdi yazdıklarını görsen gene gülümserdin ağız dolusu… Kadın barış hareketindeki eşsiz yerin kolay kolay doldurulamayacak olsa da, gelecek kuşaklara örnek olmaya devam edeceksin, bundan yüzde yüz eminim canım arkadaşım…

oncelikli-sayfa-17-neriman-cahitle-birlikte-sinderella-eyleminde-001.jpg

Neriman Cahit'le birlikte 'Sinderella Eylemi'nde

oncelikli-sayfa-17-neriman-cahit-ortada-barikatlar-acilmadan-once-kadin-baris-hareketinin-bir-eyleminde.jpg

Neriman Cahit (ortada) barikatlar açılmadan önce kadın barış hareketinin bir eyleminde...


***  GİDENLERİN ARDINDAN…

“Neriman Cahit hanım bir kadındı ve yazdıklarının çoğunu da yaşamıştı…”

Ulus IRKAD

Neriman Hanım’la 1980’li ve 90’lı yıllarda KTÖS’te (Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası) birlikte çalışma olanağını bulmuştum. O dönemlerde KTÖS tarihini kaleme almıştı. Aslında onun bu tarihi yazması daha da iyi olmuştu çünkü KTÖS’ün kuruluşundan itibaren bütün olaylarda yer almıştı ve herşeyi de biliyordu. KTÖS Mücadele tarihi hatırladığım kadarıyla iki ciltti (Öyle hatırlıyorum, aradan zaman geçti ve binlerce kitabımın arasınaa baktımsa da onları bulamadım, ama kitapları da okumuştum.) Söz Dergisi ve Söz Gazetelerine bakıyorum, Hocanım kadın hakları üzerinde yazıyor. Mesela 1986’da yazdığı bir yazıda meclis’te kadın milletvekilleri olmadığından şikayet ediyor ama daha sonra bir şekilde az da olsa şimdilerde çoğalmış vekiller.  Kadın hakları yeterli mi? Elbette değil ama 1986’daki eleştiri bir şekilde şimdilerde  yerini bulmuş. Mecliste kadın milletvekilleri de mevcut.

 

HALKIN SORUNLARINA VAKIFTI…

Neriman Hanımın makaleleri Kıbrıslı Türklerin ekonomik durumlarının iyi olmadığını, ücret ve maaşlarının yetersiz olduğu üzerindeydi.

“Üretimdeki ilerleme, toplumu, çıkarları birbirine karşı sınıflara ayırdı. O zaman insanoğlu ezilen sınıfların ayaklanmasını önleyen, bireylerin ve grupların haklarını kanun yoluyla belirleyen kurumlar getirmek zorunda kaldı” (Söz Dergisi, Sf.18, 14 Şubat 1986) demekteydi.

Neriman Hanım, sorunları yakından bilmekte ve halkın ekonomik güçlüklere rağmen umudunu kaybetmemesi için direnmesinden yanaydı. Fakat kötü politikacıların da halkın umudunu yitirmesinde önemli rol oynadıklarını yazılarında belirtmekteydi;

“Siz… Siz kendince önemli sayılan, sözde halk uğruna, halk için ama özde kendine dönük hesaplara başlarını sokup ta tüm öbür gerçekleri unutanlar… Siz… Siz gerçeği mi arıyorsunuz? Lütfen yüzünüzü halka çevirin, onu gözleyin, ona sorun. O , bilir, görür ve söyler…Ve o demiştir ki:

Son gülen iyi güler!...Bu, elbette böyle olacak. Bizim sözümüz sadece insanlar üstünedir ve onların tüm yaşamlarıyla biçimlenmiştir…”(Söz dergisi, 6 Kasım 1986, Sf. 10)

KTÖS’ün içinden gelmekteydi. Onun mücadelesine şahit olmuştu. Ekonomik sorunları bir sendikacı gözüyle görmekteydi. Bu yüzden de detaylara inmekte sakınca görmezdi.

 

KADINLARIN SORUNLARINA VAKIFTI…

Bir kadındı ve ülkemizdeki kadınların sorunlarına vakıftı.

Kadınların, en az erkekler kadar mücadeleci olduklarını ve gerekirse tek başlarına da ayağa kalkıp dirileceklerini savunuyordu. Bir kadındı ve yazdıklarının çoğunu da yaşamıştı. Sendikada daima “Kadın Hakları Komiteleri” kurulmasından yanaydı ve en başı çekmekteydi.

Neriman Cahit Hocanım, yazdığı kitaplarıyla, şiirleriyle ve eserleriyle de ebediyete kadar yaşayacak.

Ne mutlu bana ki onunla KTÖS’te çalışma deneyimim oldu. Hazırladığı KTÖS Mücadele tarihi yeni nesillere sunulacak en büyük tarih dersi ve mirasıdır. Bunu Hocanım yapmıştı.

Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

ustteki-habere-sayfa-16-resm.jpg


***  NERİMAN CAHİT’TEN BİR ŞİİR…

Çook geç kaldık Kleopatra…

Neriman Cahit

Mesaryamın ekmeğine katık getir Kleopatra,

şarap getir Limasol’un bağlarından

içelim dostluğun ve barışın adına…

bana güneyden bir avuç toprak getir Kleopatra,

yıllardır boş duran saksılarımıza

barış çiçekleri ekelim seninle…

 

Çoook, çok geç kaldık Kleopatra,

oğullarımız bak yeniden silah başında

bir sizden bir bizden derken yıllardır

kimdir gerçekten kaybeden bir düşünelim

politikacıların yerine

artık biz analar konuşalım Kleopatra…

 

gel, Yeşil Hat’a badem ağaçları dikelim

barışı aşılayalım dallarına

her bahar çiçeğe duracak…

ortak dostluk rüzgârları estirelim seninle

çocuklarımızın uçurtmalarını uçuracak…

 

bizde bir türkü var, bilmem bilir misin?

"Beşparmak Dağı sıra

ot sarılmış mısıra…”

gel beraber söyleyelim Kleopatra

sazın  ve buzukinin eşliğinde…

bugüne dek hep biz analar kaybettik

bari çocuklarımız kazansın Kleopatra…

alttaki-habere-sayfa-16-resim.jpg

Bu yazı toplam 783 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar