1. YAZARLAR

  2. Uzm. Nilsu Atıcı

  3. Kadınlarda orgazm ve boşalma
Uzm. Nilsu Atıcı

Uzm. Nilsu Atıcı

YENİDÜZEN PAZAR YAZILARI

Kadınlarda orgazm ve boşalma

A+A-

Modern çağın en çok konuşulan ama en az anlaşılan konularından bir tanesi de kadınlarda orgazm ve boşalmadır. Kadınların cinsel hazzı hala büyük ölçüde yanlış bilgiler, pornografik videolar ve erkek merkezli beklentiler tarafından şekillendirilmektedir.

Kadın orgazmı çok çeşitli fiziksel ve duygusal belirtilerle ortaya çıkan yoğun bir haz durumudur. Pelvik kasların ritmik olarak kasılması, kalp atışlarında hızlanma, vajinal ıslanma ve ardından gelen gevşeme hali olarak tanımlanabilir. Ama unutulmaması gerekir ki orgazm eşittir haz demek değildir. Bir kadın orgazm olmadan da yoğun haz yaşayabilir. Bu nedenle orgazmı bir son hedef ya da başarı olarak görmek cinselliğin bütününü değersizleştirir. Kadın orgazmı çoğunlukla klitoral uyarı ile yaşanır. Amerikan Jinekoloji ve Obsestrik Derneği, Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumlar kadınların yaklaşık %70’inden fazlasının orgazma yalnızca penetrasyonla (birleşmeyle) değil klitoral uyarıyla ulaştığını söylemektedir. Klitoris yalnızca dıştan görünen minik bir çıkıntıdan ibaret değildir. Vajinanın iki yanına doğru uzanan geniş bir sinir yapısına sahiptir. Yani orgazm yalnızca ‘bir şeyin içeri girip çıkmasıyla’ değil, sinir uçlarının, psikolojik faktörlerin ve partnerlerle olan iletişimin etkileşimiyle mümkündür. Kadın orgazmı tek bir biçimde yaşanmaz. Kimi kadın sessiz yaşar, kimi çok sesli. Kimi kısa sürede ulaşır, kimisi zamanla. Yine aynı şekilde fışkırtma (squirting) eşittir orgazm değildir. Kadınlarda orgazmın varlığı ya da kalitesi herhangi bir sıvı boşaltımı ile ölçülmez. Fışkırtma bazı kadınlarda cinsel uyarı sırasında mesane yakınındaki Skene bezlerinin sıvı üretip dışarı atılmasıyla oluşabilir ve herkesin yaşadığı bir durum olmak zorunda olmadığı gibi yaşanmaması da bir eksiklik değildir. Buradaki asıl mesele şudur; fışkırtmak ya da fışkırtmamak bir başarı göstergesi değildir. Kadın boşalmasını erkek boşalmasına benzeyen bir fizyolojiye indirgemek kadınların kendi bedenlerini keşfetmesini engellemektedir. Birçok kadın ‘ben hiç fışkırtmadım, sorun bende mi?’ diye düşünerek yetersizlik hissine kapılıyor. Halbuki kadınların boşalması bazen birkaç damladan ibarettir bazen de yalnızca hissedilen ama görünmeyen bir deneyimdir. Kadınların hazzı da boşalması da birbirinden farklı deneyimlerle yaşanabilir ve bu çeşitlilik bir eksiklik değil biyolojik bir gerçekliktir. İnternetteki ‘kadın boşalması (squirting)’ videolarının çoğu gerçek değildir. Bu videolarda genellikle kadınların yoğun şekilde sıvı ‘fışkırttığı’ sahneler yer alıyor. Ancak yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu miktarda sıvı üretimi fizyolojik olarak nadirdir ve çoğu zaman yapay olarak desteklenmiştir (önceden mesanenin sıvıyla doldurulması veya sahne gereği sıvı eklenmesi gibi). Gerçek hayatta kadınların boşalması şeffaf ve az miktarda bir sıvıyla gerçekleşir. Genellikle de birkaç damla şeklindedir. Bu sıvı hem Skene bezlerinden hem de Bartholin bezlerinden kaynaklanabilir. Ve bu sıvının varlığı ya da yokluğu cinsel hazzın miktarını veya derinliğini belirlemez. Bu nedenle ‘ben videolardaki gibi boşalamıyorum, bende bir sorun mu var?’ diye soran kişilere cevap olarak ‘hayır’ diyebiliriz.

Kadınlarda orgazm ve boşalma tek bir standarda, fışkırtmanın varlığına ya da miktarına, sözde ‘doğru noktaya’ indirgenemez. Cinsellik bedeni, zihni ve ruhu kapsayan bir süreçtir. Kadın boşalması pornografik videolardaki gibi olmayabilir ve bu onu değersiz kılmaz. G noktası diye söylenen alan aslında klitoral alanın parçasıdır ve belirli bir noktadan ibaret değildir. Penetrasyonun (birleşmenin) kendisi orgazm garantisi vermez ve fışkırtmamak bir eksiklik ya da sorun değildir.

Kadın cinselliği öğretilmiş normlara değil, bireysel deneyimlere dayanır. Her beden kendi ritmini ve haz haritasını taşır. Bu çeşitliliği özgürce yaşamak, bireysel hak ve hazları merkeze almak cinsel özgürlüğün temelidir.

Bu yazı toplam 3132 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar