1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. İyilik Senfonisi: Ahmet Akarsu
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

İyilik Senfonisi: Ahmet Akarsu

A+A-

İyi insan” derler ya, her gidenin ardından…
Gerçek değil bu...

Yeryüzünde kötülük olabildiğince çoğalıyor ve ne yazık ki bunun da en önemli nedeni insanın ta kendisi.

Ama “iyi insan” derseniz illaki…
Ahmet Akarsu!
İşte bu yüzden, “hayatın adaleti yok” diyoruz ya…
Öyle olsa, en iyilerini korurdu.

***
Şimdi ne yazabilirim, sevgili Ahmet…
Ne yazsam, ne söylesem bir eksik kalacakz

Hayatın adaletine isyanla başlıyorum yine.
Çünkü iyiler böyle gitmemeli…
Böylesine erken, vedalaşamadan, hesapsızca…

Her gün biraz daha kirlenen, yozlaşan, samimiyetten uzaklaşan bu adada ve dünyada insanların hâlâ tertemiz kalabileceğine dair bir umuttu Ahmet Akarsu.

Masumiyetin kendisiydi adeta.
Hem yetenekti, hem yürek.

Her enstrümanı çalar, her notaya ruhunu katardı.
Laf ola değil bu dediğim…
Yaklaşık on beş müzik aletini hakkıyla çalardı.

Hem de öyle akademik bir eğitimle değil; kendi emeğiyle, kendi merakıyla… Nota okumadan, kulakla öğrenerek…
O anlamda gerçekten özel bir yetenekti.

***

Şimdi hangi anımızı anlatayım?

Festivallerdeki o sevecen gülümsemeni mi, derin saygını mı, içten sevgini mi?

Uluslararası ezgileri yalnız öğrenmekle kalmaz, her dilden şarkılar söyler, herkese dokunurdu...
Hele çocuklara, gençlere…

“Bu Yol Seninle Başlar” klibimizde yine vardı en son, akordeonuyla…

Bir başına orkestraydı..
İşte o yüzden dedim ya ‘İyilik Senfonisi’…
Hem iyilik, hem de senfoni gerçekten.

***

Bir düşkünlüğün de halkların kardeşliğiydi Ahmet Akarsu'nun...
Öyle ideolojik bir bilinç değil, hayatın içinden bir pratik... Ezgiler üzerinden bağ kurardı farklı kültürlerle... Kıbrıs’la sınırlı kalmaz, her coğrafyadan sesler toplardı...

***

Son sohbetimiz eğitim üzerineydi.

Müzik öğretmeni değil, bilgisayar öğretmeniydi Ahmet Akarsu...
“Tam Gün Eğitim” projesine dair dertliydi.

Devlet okullarında o kadar çok sorun var ki yarım gün eğitimi bile düzgün yapmak mümkün değil maalesef. Yedi farklı devlet okulunda çalıştım. Başka okullardaki durumu da biliyorum.

Özel kolejde de çalışmıştım, orada tam gündü.

Önceden gerekli hazırlık, altyapı olmadan tam gün demek, perişanlıktır…

Şimdi okuyorum o mesajlarını yeniden…

“Daha çok yazarım ama…” demiştin.

Ülkedeki kısır döngü nedeniyle hiçbir işe yaramayacağını düşündüğüm şeyler için boşuna vakit kaybetmek istemem. Onun yerine, yeni müzik aletleri çalmayı öğrenmeye, farklı ülkelerden arkadaşlar tanımaya, bilişimdeki yeni teknolojileri ve alternatif öğretim yöntemlerini keşfetmeye ayırmayı tercih ederim vaktimi…

***

Ne güzel bir yürektin sen!
Sensizlik ne zor şimdi…

Şimdi öksüz kaldı onca enstrüman, festival, dostluk, insanlık… İyilik, merhamet ve masumiyet biraz daha eksildi senin vedanla birlikte.

İnanamıyor insan, o güzel gözlerini yumduğuna.
Şimdi ezgiler yürür peşinden, yalnız bırakmaz seni, yıllar yılı biriktirdiğin onca sesler, her kültürden, kardeş tınılar, şimdi göğe yükselir senle...

Bu yazı toplam 1612 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar