1. YAZARLAR

  2. Cenk Paşa

  3. Gidenler, Kalanlar ve Kıbrıs’ımızın Yorgunluğu
Cenk Paşa

Cenk Paşa

Gidenler, Kalanlar ve Kıbrıs’ımızın Yorgunluğu

A+A-

Gece yarısı Larnaka  Havalimanı’na doğru yol alan aile, sessiz bir yolculuk oluyor. Eğitimini yurt dışında devam edecek pırıl pırıl bir evlat, annenin aklında “ acaba geri dönecek mi?” sorusu. Havaalanına varılıyor. Genç kadın annesinin ellerini sıkıca tutmuş, sanki bırakmak istemiyor. O da biliyor geri gelmek istemeyeceğini. Buna rağmen “ dört yıl sonra temelli dönerim” diyor, göz göze gelmeden. Baba sadece başını sallıyor. Gözleri dolu dolu ama ağlamıyor. Belki de çok fazla veda gördü o gözler, artık alıştı. Veda etmek bu toprakların gündelik pratiği oldu.

 

Bu yalnızca bireysel bir göç başlangıç hikayesi değil. Bu bir ülkenin göçle şekillenen yeni toplumsal yapısının hikayesidir. Bir ülke düşünün ki, her yıl en üretken, en eğitimli, en umutlu kuşaklarını kaybediyor. Bu olay yıllardır böyle ve değişmiyor. Değiştirmek için çaba da yok.

 

Bugün 25 yaşındaki bir genç, üniversite diplomasını eline aldığında, hayalindeki işi bulma ümidi ile değil, hangi ülkeye uçak bileti almalıyım diye plan yapıyor. Bu, bireyin tercihi değil, sistemin dayattığı sorunluluk oldu. Çünkü burada kalmak sadece geçim derdiyle değil, adaletsizlikle, kayırmacılıkla, adamcılıkla ve umursamazlıkla mücadele etmek anlamına geliyor.

 

Ve en acısı ne biliyor musunuz? Artık aileler çocuklarına “git” diyor.
Bu memleketten bir şey olmaz artık evladım” cümlesi, bir kuşağın çaresizliğini, diğer kuşağın kaderine dönüştürüyor. Bu yalnızca bir tavsiye değil, yılların hayal kırıklığının dile dökülüşü.

Geçtiğimiz yıl üniversitenin mezuniyet töreni sonrası yanıma gelen öğrenci şöyle demişti.
Hocam, burada hayatta kalamam. Gidip Londrada pizzacıda çalışacağım.

Bu cümlede yalnızca bir meslek değil, bir ülke terk ediliyordu. O genç, elindeki kalemi değil, bu toplumun onu aşağılayan aynasını yere bırakıyordu.

Yurt dışına gidenlerin çoğu, sadece daha çok para kazanmak için değil, burada kendilerine biçilen küçücük alanlardan kurtulmak için gidiyor.
Birileri büyüyemesin diye sürekli daraltılan bir toplum olduk. Gidenleri suçlayamayız. Suç, onları kovar gibi gönderen düzenindir.

Geriye kalanlar... Her vedayla biraz daha yalnızlaşan aileler, boşalan köy evleri, sessizleşen sokaklar… Herkesin hikâyesinde bir eksik kalan var artık. Evlat, kardeş, eş, dost… Ve her eksiliş bir başka yaraya dönüşüyor. Özlem burada sadece duygusal değil, sosyal, ekonomik ve kültürel bir boşluk da yaratıyor.

Bu boşluğu kim dolduruyor? Sorunun cevabı hepimizin gözünün önünde ama kimse yüksek sesle dile getirmiyor. Göç edenlerin yerini, bu ülkeyi tanımayan, bu toplumun değerleriyle büyümemiş, yaşam pratiği farklı, eğitim seviyesi genellikle düşük kitleler dolduruyor. Elbette kimseyi ötekileştirmiyoruz. Ama bu dönüşümün kontrolsüz ve politikasız gerçekleşmesi, sadece sosyal huzuru değil, ortak kimliğimizi de tehdit ediyor.

Kendi çocuklarımızı sistem dışına iterken, başka sistemlerin dışladığı bireyleri ülkeye yığıyoruz. Sonuç mu? Ne kendi kültürünü taşıyabilen, ne de yenisini kurabilen melez, yönsüz bir toplum.

Kıbrıs’ın en büyük sorunu yalnızca beyin göçü değildir. Aynı zamanda değer göçüdür. Bilginin, emeğin, adaletin ve liyakatin terk ettiği bir ülke, kendi kendini tüketmeye mahkûmdur.

Ama hâlâ burada kalanlar var. Direnenler, umudu inatla büyütmeye çalışanlar… Bu yazı onlar içindir. Çünkü bu düzene mahkûm değiliz. Bu ülke, kendi çocuklarını yollamak zorunda olmayan bir yer olabilir.

Ve ben, tam da bu yüzden yola çıktım, yazıyorum, konuşuyorum, anlatıyorum.

Kıbrıs’ta kalmak isteyen gence iş de bulacağız, umut da. Adalet arayana “torpilin yoksa işin zor” demeyeceğiz. Bu düzeni yıkacağız. Ve bu ülkenin çocukları, sabah gözlerini açtığında geleceğini başka bir ülkede değil, burada hayal edecek.

Sadece “gidecek yerin yoksa kal” değil, kalmak bir ayrıcalıktır” diyebileceğimiz bir memleketi birlikte kuracağız.

Göç edenler bir gün dönecek. Ve döndüklerinde bambaşka bir Kıbrıs bulacaklar. Umudu içeride büyütmenin mümkün olduğunu kanıtlayan birleşik bir Kıbrıs.

Bize bu ülkeyi yorgun bıraktılar. Ama biz, bu yorgun ülkeye yeniden hayat vereceğiz.

Daha güzel bir Kıbrıs Mümkün…

Bu yazı toplam 798 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar