1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Devletin itibarı!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Devletin itibarı!

A+A-

Üniversitelerimiz biziler için çok değerli ve önemlidir değil mi?
Kesinlikle öyledir…
Peki, bu üniversitelerin üzerindeki kurum olan YÖDAK önemli mi?
Evet önemlidir…

-*-*-

YÖDAK’ın Başkanı Turgay Avcı ile ilgili bir takım spekülasyonlar ortalıkta dolaşıyor…
Ota moka açıklama yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar için, bu konuda bir araştırma yaptırmak veya yaptırmışsa, sonucunu açıklamak çok mu zordur?

-*-*-

Eğer iddialar doğruysa ve diplomalarla alakalı sıkıntı varsa, “yetersiz diploması” olduğu iddia edilenlerin görevden alınması mümkün değil midir?

-*-*-

Avcı’nın diplomalarında bir sıkıntı olup olmadığının netleşmesi lazım…

-*-*-

Ayrıca, YÖDAK ve YÖK’ün “sahte diploma” verdiğini iddia ettiği online eğitim veren üniversiteyle alakalı da “net” açıklama yapılması lazım…
Bu üniversitede yönetim kurulu üyeliği yaptığı sırada bakan yapılan kişi de bu konuda açıklama yapabilir…

-*-*-

Açıklama yapılmadığı sürece, yıpranan sizce kimin ya da neyin itibarıdır?
Tabii ki egemen eşit devletinizin!
Siz devletinize sahip çıkmak istiyorsanız, bu kiri ya da kirlilik iddiasını temizlemek zorundasınız…


Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür

“Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür”…
Ne demektir?
Ne anlama gelir?
Hemen açıklayalım…
Efendim, “unutkanlık, insanlık halidir…”

-*-*-

Herkesin mutlaka yaşantısında bazı unutkanlık halleri vardır…
Gerçekten bu durum bir insanlık halidir…
Bilmeden yapıldığı zaman, komik durumlar dahi ortaya çıkabilir…
Ama bilerek bazı şeyler unutturulmaya çalışıldığında, ahlaksızlık ortaya çıkar…

-*-*-

Evet, Kıbrıs Türk toplumu ciddi unutkan bir toplumdur…
Ama Kıbrıs Türk toplumu içerisinde bazı kesimler, bazı durumlarda bilerek ve isteyerek bazı şeyleri unutur…

-*-*-

Bazı durumlarda, toplumun kafası da karıştırılır ve unutması sağlanır…
Özellikle “yalan” içeren bazı vaatlerin özellikle unutulması istenir…

-*-*-

Mesela 1983’te “KTFD” kısa adlı devletten vazgeçip, “KKTC” kısa adlı olanına geçtik…
Peki neden?
Eğer “tanınma” hedefseydi, tam 39 yılda neden hiç aklımıza gelmedi?
Eğer “tanınma” hedef değilseydi, o zaman 1983’te KKTC’nin ilanının maksadı, rahmetlik İlter Türkmen’in dediği gibi, rahmetlik Rauf Raif Denktaş’ın KTFD Anayasası’na göre dolacak görev süresini uzatmak mıydı?

-*-*-

Kesinlikle öyleydi!
Unuttuk!

-*-*-

39 yıl geriye gitmeye de gerek yok…
Ersin Tatar’ın da içinde olduğu “Annan Planı’na hayır diyen grubun”, Tayyip Erdoğan’a ana avrat küfrettiğini de unuttuk!
Hatta aynı grubun şu anda Tayyip Erdoğan’a günde beş vakit şükran çekmesini de, olur da Erdoğan seçim kaybederse, beş veya altı dakika içerisinde adını unutacağımızı da unutuyoruz!
UBP, DP ve YDP’de çok büyük bir grup, “Atatürk”ü bile unutmuş durumdadır!
Koltuk, makam, çıkarlar kör olsun değil mi?
Bu ayrı bir mesele, başka gün yazarız…

-*-*-

Haaaa Tayyip Erdoğan’ın, “darbeci – hain” diye suçladığı Fethullah Gülen’e bir zamanlar övgüler sıraladığını da çok erken unuttuk!
Türkiye’nin yeni Lefkoşa Büyükelçisi’nin de bir dönem Tayyip Erdoğan ile kanlı bıçaklı kavgalı olduğu da çok erken unutulanlar arasında ki o bizim işimiz değil!
Belki biz konunun aslını bilmiyor olabiliriz!
Neyse!
Sonuçta yabancı bir ülkenin cumhurbaşkanı ile büyükelçisi arasındaki mesele, karışmamak da lazım değil mi?

-*-*-

Bazen, çok alelade ve ahlaksız yalanlarla, gerçeği unutturmaya da çalışıyoruz…
Hem de yazılı gerçeği…
Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti’nin, aslında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünün garantörü olduğunu unutuyoruz…
Tatar gibi meseleyi bilmeyenler bir yana; yalanlar işine geldiği için bu acı gerçeği unutanlarla doludur ortalık… 

-*-*-

Tatar konuşur, gazeteler başlık atar: Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçmeyeceğiz!
Tatar konuşur, gazeteler başlık atar: KKTC tanınacaktır!

-*-*-

Oysa gerçek apaçıktır!
Yazılıdır!
Ve o yazılı olan gerçeğe ulaşmak, saniyelik bir iştir…
11 Şubat 1959 Zürih – İsviçre’de imzalanan Garanti Anlaşması, beş maddeden oluşur…
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki tarafı, İngiltere, Yunanistan ve Türkiye bu anlaşmayla, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü, güvenliğini ve anayasanın temel maddeleri ile oluşan durumu (state of affairs) tanırlar ve garanti ederler…
Türkiye’nin garanti ettiği, ne Kıbrıs Türk halkıdır ne de Kıbrıs Türk devleti!

-*-*-

Unutuyoruz… 
Unutunca iç siyasette havaya sallamalarla günü idare ediyoruz, “milli dava” diyerek, Mağusa’ya belediye başkanı seçtirmek amacıyla olası rakipleri ölüm tehditleriyle korkutuyoruz ama “devlet” diye övündüğünüz “şey”, bir adım ileri gitmiyor…
Rezil oluyoruz…
“Devlet” dediğiniz şeyin ciddiye alınır hiçbir tarafı olamıyor… 

-*-*-

Sevgili cumhurbaşkanı, hükümet ve diğerleri; sadece “kullanılıyorsunuz”… 
Ve karşılığında da size “makam koltuğu” ile “makam arabası” veriliyor…
Haaa bir de bu işten para kazananlarınız da çok!
O kadar!

-*-*-

Peki toplum mu?
Kıbrıs Türk toplumu mu?
Öyle bir toplum mu vardı?
Hatırlamıyorum!
Pandaları biliyorum, o kadar!

kudus.jpg
Mohammed Kudus… 22 yaşında… Ganalı… Hollanda’da Ajax’ta futbol yaşamını sürdürüyor… Dünya Kupası’nın parlayan yıldızlarından biri… İzlemeye devam edin… Dünya Kupası keyfi ve heyecanı yükseliyor…

Bu yazı toplam 2047 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar