1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Cumhurbaşkanlığı seçiminin değerlendirilmesi ve yansımaları
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Cumhurbaşkanlığı seçiminin değerlendirilmesi ve yansımaları

A+A-

Geçtiğimiz Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, anketlerin ve sokağın nabzına uygun olarak, CTP adayı Tufan Erhürman tarihi bir fark ve yaklaşık yüzde 63 oyla kazanmıştı. Bu oran, Kurucu cumhurbaşkanı Denktaş’ tan sonra alınan en yüksek orandı.

Yeni cumhurbaşkanımıza, toplumun tüm kesimlerinden, parti farkı gözetilmeden, pek çok vatandaşın gönül rahatlığıyle oy verdiğini gördük.

Bugünkü yazımda sizlere, seçimle ilgili değerlendirmelerimi ve seçim sonuçlarının  yansımalarını aktaracağım.

Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre ülke genelinde katılım oranı yüzde 64.87 olarak gerçekleşti. Aslında, geçmiş seçimlere göre düşük bir oran değildir. Hatta bazı seçimlerden de yüksektir.

Seçimde, kimse bu kadar fark olacağını beklemiyordu. Bu başarıda Tufan Erhürman’ın karizmatik kişiliği belirleyiciydi. Ayrıca, CTP'nin disiplinli kadrolarının ve üyelerinin seçim sürecinde yoğun ve inançlı çalışmaları da bu başarıda çok etkili oldu.

Lefkoşa’da Tufan Erhürman yüzde 68.88, Ersin Tatar yüzde 29.83 oy aldı. 2020 seçimlerinin ilk turunda ise, Tatar yüzde 47.9, Erhürman yüzde 38.3 oy almıştı.

Gazimağusa’da Erhürman yüzde 59.47, Tatar yüzde 38.81;Girne’de Erhürman yüzde 63.04, Tatar yüzde 35.86;Güzelyurt’ta ise Erhürman yüzde 62.15, Tatar yüzde 36.18 oy aldı.

Bu sonuçlara göre, üç büyük bölgede de Erhürman’ın oy oranı 2020’ye göre 20 puanın üzerinde artış gösterdi.

Tatar, 2020 seçimlerinde en yüksek desteği İskele’ de almıştı. Tatar bu kez yüzde 47.46’da kaldı, Erhürman ise İskele’ de yüzde 50.80 ile öne geçti.Bu fark, merkez sağ seçmende belirgin bir oy  değişimini gösteriyor.Lefke ilçesinde ise,Erhürman yüzde 62.01, Tatar ise yüzde 36.48 oy aldı.

Beş yıl önceki seçimin kazananı Ersin Tatar, 2025’te tüm ilçelerde oy kaybı yaşadı. Öte yandan, Tufan Erhürman, 2020’de kent merkezlerinde yoğunlaşan desteğini bu kez kırsal bölgelere de taşımayı başardı.

2025 seçimleri, CTP’nin ilk kez tüm ilçelerde oy üstünlüğü sağlaması bakımından da çok önemliydi.

Seçim sonrası, koalisyon ortakları Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Erhan Arıklı ile Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, seçim sonuçlarını değerlendirerek, Başbakan Ünal Üstel ile mutabık kalınacak bir tarihte, erken genel seçim yapılmasına hükümet ortakları olarak destek olma kararı aldıklarını belirttiler.

UBP Milletvekilleri İzlem Gürçağ Altuğra ve Resmiye Canaltay ise, son seçim sonuçlarının parti içinde ciddi bir sorgulama gerektirdiğini belirterek, UBP tabanında kırgınlık ve moral bozukluğu yaşandığını ve  Parti içinde liyakat, adalet ve hukuktan uzak uygulamaların rahatsızlık yarattığını söyleyerek, olağanüstü kurultay yapılması gerektiğini vurguladılar.

Aslında bakacak olursak, geçtiğimiz belediye başkanlığı seçimleri, bir kişilik milletvekilliği ara seçimi ve  cumhurbaşkanlığı seçiminde, UBP halktan güvenoyu alamamıştır.Halk, siyasette değişim, adalet, ciddiyet ve eşitlik istemektedir.

Öte yandan,  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, seçim sonuçları ve KKTC’ nin vilayet olması gerektiği ile ilgili açıklamalarına, hem Türkiye’ deki hemde KKTC’ deki siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri tepki gösterdiler.

MHP liderinin açıklamaları, Kıbrıs Türk halkının iradesine ve seçim sonuçlarına saygısızlık olarak değerlendirildi.

Türkiye hükümeti, tüm Dünyaya KKTC’ yi tanıyın diye çağrıda bulunurken, hükümet ortağının vilayet olmaktan bahsetmesi, Kıbrıs politikasına ve kardeş  iki halk olgusuna da zarar vermektedir. Kıbrıs Türk halkının iradesi değersizleştirilmemelidir.

Üstelik de, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan ve bazı Bakanların KKTC’nin altıncı Cumhurbaşkanı Erhürman’ı tebrik ettiği bir süreçte bunlar yaşandı.

Güçlü bir halk desteğiyle göreve gelen yeni Cumhurbaşkanımıza ve seçim sonuçlarına yönelik bu ifadeler, kendi kaderini tayin etme hakkı olan bir halkın iradesine saygı duyma, siyasi eşitlik ve uluslararası hukuk gerçekleriyle de tezat oluşturmaktadır. Sandıktan çıkan sonucu kabullenmek, demokrasi gereğidir.

Netice itibarıyle, Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasındaki sevgi ve saygıya dayanan kardeşlik ilişkilerinin olumsuz etkilenmemesi için, herkes sağduyulu bir şekilde, demokratik olgunluk  ve sorumluluk içinde  hareket etmelidir.

Kıbrıs Türk halkı, Türkiye ile birlikte, dünya’ya kendini anlatmaya, eşitlik ve  egemenliği ile kendi kendini yönetme istencini vurgulamaya çalışrken ve ambargolara karşı mücadele ederken, bu motivasyonu bozacak davranış ve açıklamalardan kaçınılmalıdır.

Bu yazı toplam 1161 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar