1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Barış ve çözüm adına moraller bozuk ama…
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Barış ve çözüm adına moraller bozuk ama…

A+A-

İlk buluşmaydı!

Kartlar, kağıtlar dağıtıldı!

-*-*-

Hristodulidis’in 8 adet önerisinin tamamına katılıyorum!

Ama “ya hap ya hiç” demesi, pazarlık şansını azaltıyor!

-*-*-

Haaa 8 önerinin tamamı yani yekunu “birlikte bir şartsa,” Tatar’ın “hayır” demesinin mantıksız olduğu inancında değilim!

-*-*-

Diplomaside, Hristodulidis’in de Tatar’ın da tavırları “kabul edilebilir”dir!

-*-*-

Ancak, “barış ve çözüm adına moral bozukluğu” içerdiği bir gerçektir!

-*-*-

Hele hele, Rum tarafının bazı noktalardan geçiş hakkı istemesine, “bizden toprak talep ediyor” demek, deli saçması bile değildir!

-*-*-

Çünkü günün sonunda, “Ada”nın toprak bütünlüğünün egemenliğini tartışmaya girmesek daha mantıklı olmaz mı?

-*-*-

Kaldı ki, “bu yoldan geçelim” denilen Erenköy – Koççina meselesine “asla” diye yanıt vermek açık ve de sarih bir şekilde “düşmanlık” içermektedir ve kimsenin toprak talebi de söz konusu değildir!

-*-*-

Bu arada Hakikat Komisyonu’na sert dille karşı olmak da; yine açık ve de sarih bir şekilde, geçmişin kirinden korkmaktan başka bir şey değildir!

-*-*-

Önümüzde daha yol var!

Bu yolda yürümeyi iki tarafın da kabul etmiş olması; şu anda reddedilenlerin konuşulacağı anlamını taşır…

-*-*-

Bir çok “tecrübeli ve bilgisine güvenilen” kişi, “bu işi Türkiye ile Yunanistan çoktan bitirdi; Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti ile gayrı resmi de olsa teması açıktır, önümüze kesinlikle bir çözüm planı gelecek” dediğini de eklemek lazım!

-*-*-

Hayırlısı…

Beklemedeyiz…


Kahrolsun faşizm!

Dünya’da özellikle son yıllarda göçler nedeniyle “ırkçılık” denen hastalığın arttığı hatta şiddetlendiği gözle görülür bir gerçektir…

-*-*-

Avrupa’da bir çok ülkede “ırkçı” ya da “faşist” tavırlı siyasiler ya da siyasi partiler, oldukça popüler olmaya başladı…

-*-*-

“Cehalet temelli insan düşmanlığı” faşizmin temelidir…

Bu, bizim toplumlarımız için de geçerli olan bir durumdur…

-*-*-

Göçmen sayısındaki artış, yabancı düşmanlığını ve haliyle ırkçı – faşist ideolojileri hep beslemektedir…

-*-*-

Türkiye’de de “yabancı düşmanlığı” genelinde, “Kürt, Suriyeli ve Afgan düşmanlığı” özelinde kendine siyasi gelecek arayan Ümit Özdağ’ın tutuklanması, bu yazıyı yazmamın başlıca sebebi oldu…

-*-*-

Özdağ, henüz genç bir asistanken, üniversitede hocamızdı…

Çok net ve anlaşılır bir Türkçe ile konuşan, son derece de “öğrenci dostu” yaklaşımlarını hatırlıyorum…

Yaklaşık 30 yıl öncesinden söz ediyorum ki o günlerde bana pek de “faşist”miş gibi gelmemişti!

-*-*-

Ancak Zafer Partisi adıyla kurduğu partisi ve bu partinin ideolojik tavırları, Avrupa standartlarında “açık faşist parti” görüntüsünü sergiledi…

-*-*-

Erdoğan’a hakaretten, halkı isyana teşvikten falan ve de filan derken tutuklandı!

-*-*-

Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, adalet gibi “kavramlar” ya da “kültürler”, tüm insanlar içindir… Özdağ’ın tutuklanması, çağdaş demokrasi, modern adalet ve günümüz insan hak ve özgürlükleri adına kesinlikle doğru değildir…

-*-*-

Ancak, Gezi eylemlerinden dolayı hapsedilmelerden alalım, Selahattin Demirtaş’ın mahkum edilmesine kadar ilerleyelim; Türkiye’de bir çok tutuklama ya da mahkumiyet; çağdaş demokrasi, modern adalet ve günümüz insan hak ve özgürlükleri adına başlı başına “yanlış”lardı!

-*-*-

Ümit Özdağ, bu yanlışların hiç birine “dur” demeyen kesimdendi!

-*-*-

Hava döndü, rüzgar ters esmeye başladı ve ucu Özdağ’a da dokundu!

-*-*-

Özdağ, Kıbrıs konusunda da “çözüm yanlısı özgürlükçü” önerileri “kaka” kabul eden kesimin bir elemanıdır…

Ve aynı Özdağ ile KKTC’de çok az sayıda da olsa “kafadaşları”; Kıbrıs’taki çözüm yanlılarına karşı uygulanan baskılara – yıldırma siyasetlerine bunca yıldır hiç karşı çıkmadılar…

-*-*-

Bunu niye mi yazdım?

Kıbrıs’ta da hava döneceğe benziyor…

Rüzgar burada da ters esmeye başladı…

Pek yakında, 2004’te yaşanan günler her an geri gelebilir…

Ve o günlerde Erdoğan’a hakaret hatta küfür eden, Ümit Özdağ’ın KKTC’deki “kafadaşları”nın ne yapacaklarını çok merak ediyorum!

-*-*-

Bu kafadaşlar, yıllardan beridir ben ve benim gibilere hiç yaşam hakkı tanımayanlardır…

Büyük çoğunluğu Ersin Tatar’ın “ahbabı” durumdadır…

Tatar’ın “kendisinden olmayanlara karşı” tavırlarının da onlardan kalır yanı olmadığı gayet nettir…

-*-*-

Olası bir “çözüm planı”na 2004’te olduğu gibi karşı çıkarlar mı çıkmazlar mı bilemem ama Ümit Özdağ’ın yaşadıklarını yaşama ihtimalleri olup olmadığından emin değilim!

-*-*-

Ya da şöyle yazayım; “Özdağ’ın tutuklanması doğru değildir” diyen ben ve benim gibiler; KKTC’deki kafadaşlarının başına gelecekleri konusunda da “doğru değildir”i şimdiden söylemiş olalım!

-*-*-

Aramızdaki fark mı?

Özdağ ve O’nun gibilerle bizim aramızdaki en ciddi farktan söz ediyorum…

Biz insanız!

İnsanları ayırmayız, severiz, sayarız…

Onlar faşisttir!

Kahrolsun faşizm!


erato-kozakou-marcoullis-2011.jpg

Çok ilginç!

Erato Kozakou Marcoullis…

Yaşını yazmak gibi olmasın, Kıbrıslı Rum kadın siyasetçi, bu yıl 75 yaşında…

-*-*-

Limasol 1949 doğumlu…

Atina’da okudu, Helsinki’de doktora yaptı…

Babası ve kocası tıp doktoru…

-*-*-

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin en kıdemli, en tecrübeli diplomatlarından biri…

Hem Dışişleri hem de Çalışma bakanlıkları yaptı…

-*-*-

Çözüm yanlısı…

Çok güzel bir insan…

-*-*-

Geçtiğimiz gün bana “çok ilginç” gelen bir sosyal medya paylaşımı yaptı…

-*-*-

Bu paylaşıma göre, Amerika’nın hem eski hem de yeni Başkanı Donald Trump'ın yemin törenine Kıbrıs'tan tek bir siyasi figür davet edildi…

-*-*-

Bu siyasi figür de Geadis Geadi…

Faşist ELAM’ın Avrupa Parlamentosu Miletvekili…

-*-*-

Marcoullis, “… Trump'ın dünkü törende yaptığı konuşma kendi içinde dehşete neden oluyor! Ancak ELAM Avrupa parlamentosu Milletvekili’ne davetiye hakkındaki bilgiler korkularımızı doğruluyor…” diye yazdı!

-*-*-

Derin düşünmeyi gerektiren bir durum!

Beni de korkutmadı değil!

Bu yazı toplam 1421 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar