1. YAZARLAR

  2. Derya Beyatlı

  3. Akıncı ve Anastasiades
Derya Beyatlı

Derya Beyatlı

Akıncı ve Anastasiades

A+A-

 

İkisini de seviyorum, birini biraz fazla.

Akıncı’yı daha fazla sevmem, Kıbrıslı Türk olmasından değil, topluma daha yakın durmasından. Pek çok değerlerimizin ortak olmasından belki, bir liderden beklediğim tepkileri, yerinde, dozajında vermesinden. Sosyal konulara hassasiyetinden, umutlarımızın yok olduğu bir anda toplumun tüm dertlerini yüklenmesinden. 

İkisine de güveniyorum, Akıncı’ya daha fazla.

Yıllardır taviz vermediği barış söyleminin içtenliğini defa defa kanıtladığından Akıncı’ya güvenim. Siyasi tecrübesinden, bilgisinden, müzakere becerisinden geliyor bu rahatlığım. Toplumu için en iyisini almaya çalışacağını biliyorum, aşırı milliyetçiliğe kaymadan, karşı tarafa vermeyi de unutmadan. Kazan-kazan söyleminin ilk kez pratiğe döküldüğünü görüyorum Akıncı liderliğinde, rakip değil ortağız cümlesini ilk onun ağzından duyuyorum. Dahası birçok Kıbrıslı Rum dostum da güveniyor Akıncı’ya, dengeli bir çözüm için çalıştığına inanıyor. Bence bu çok önemli. 

Anastasiades’in Annan Planı dönemindeki duruşunu, bir partinin EVET kampına sahip çıkması gerekiyordu, fırsatı değerlendirdi şeklinde görmüştüm. AKEL’in bize yaşattığı hayalkırıklığı sonrası pek tutunulacak bir dal gibi gelmemişti doğrusu DISY. Sonraki dönemde tutarlı bir şekilde bulunduğu pozisyonu korudu Anastasiades. Kıbrıslı Türklere karşı dikkatli söylemlerde bulundu. Karşılıklı görüşmelerin koptuğu dönemlerde Kıbrıslı Türkler’e uzandı, güven yaratmaya çalıştı. İçten diyemem belki ama hassas davranışlar sergiledi, beklenmedik jestlerle sevindirdi. Önümüzdeki Pazar günkü seçimler öncesinde hep alışık olduğumuz Kıbrıs Türk tarafını karalama kampanyasına girişmemesi de güvenimi artırıyor.

Kamera karşısına geçiyor iki Lider birlikte, karşı topluma mesajlar veriyorlar, birbirlerinin dillerinde. Kuzeyde, güneyde, Lefkoşa’da Limasol’da bir araya geliyorlar, kucaklaşıyorlar, şakalaşıyorlar. İki Kıbrıslı gibi, iki ortak, iki dost gibi davranıyorlar, saygıyı da elden bırakmıyorlar karşılıklı. Biliyorum gülümsemeleri gerçek, Kıbrıs Sorunu’na çözüm bulma çabaları da öyle.

Bugün 15 Mayıs, bir yıl olmuş müzakereler başlayalı, ortak açıklamalarını okurken gülümsüyorum. Kolay olmadı, olmayacak da diyorlar, ama bu bir yılda kaydedilen esaslı ilerlemeden memnuniyet duyuyorlar. İki Lider’in tam seçimler öncesi böyle bir açıklama yapabilmesini, bu derece işbirliği ve karşılıklı anlayış gösterebilmesini oldukça önemli buluyorum. İşin esas can alıcı noktası burada yatıyor, işbirliğinde, karşılıklı saygıda, ortaklık anlayışında.

İki Lider, Birleşik Kıbrıs hayaline ortak metnin altına imza atmakla değil, eş zamanlı referandumlarda iki EVET’e ulaşmak ile gerçekleşeceğini çok iyi anlıyorlar ve amaçlarını ortak belirliyorlar:

‘Birleşik Kıbrıs’ta herkesin endişe ve haklarını gözeten ‘kazan-kazan’ çerçevesinde bir çözüme ulaşmak’

Bu sorun, nihayet çözülebilecekse eğer, bunu tüm Kıbrıslılar için durumun karmaşıklığını, ciddiyetini ve aciliyetini kavrayan, işbirliği ve karşılıklı saygıya inanan Akıncı ile Anastasiades yapacak, birlikte.

Ortak Vatan, Ortak Gelecek en sonunda, ağzımıza doladığımız bir slogan, yıllardır bıkmadan gördüğümüz güzel bir düş olmaktan çıkacak, gerçekleşecek.

İnanıyorum.

Bu yazı toplam 1965 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar