1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. ACI GERÇEK ..!
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

ACI GERÇEK ..!

A+A-

Değerli dostlar,

Aşağıdaki diyalog şeklinde süren yazıyı sosyal medyada okuduktan sonra mutlaka makaleme almak ve sizlerle de paylaşmak istedim...  Bizzat kendim de bu anlayışın(!)  (halkın öfkesine oynamak!) hareket noktaları olduğunu düşündüğümden; diyalogu yapanlarla da iletişim kurup diyaloga bugünkü yazımda verme konusunda onların referansını da aldım...ancak, bu diyalogu yürütenlerin yalnızca adlarının baş harflerini vereceğim ( gereğinde isimleri bende saklıdır):

BİR SÖYLEŞİ

"S. K. : "Bu toplum adam olmaz" serzenişi...

Çocuktum, babam "Bu toplum adam olmaz" diye konuşurdu.
46 yaşıma geldim, ben de arkadaşlarımı aynı şeyleri söylerken buluyorum.
Düşünce dünyamızı güncel ve siyasal olandan, birbirimizle böyle yumurta tokuşturmaktan bir türlü kurtaramadık.
Nereye dönüşecektik de bir türlü dönüşemedik? "Adam " olamadık?
İngiliz toplumuna?

C. D. : Adam olmayı beceremeyince kendini adam ve kendi dışındaki herkesi de "adam olamayacak toplum" diye niteleyenlerin hezeyanıdır bu, başka da bir şey değildir.  1973 Cumhurbaşkanlık Muavinliği seçimleri süresince bu toplum adam olmaz demeyip canla başla çalışanlar, bu gün bu toplum adam olmaz bahanesini öne sürebiliyorlarsa, bu sadece kendilerinin adam olmaya niyetleri olmadığını saklamak içindir ve kaybedilen her seçimden sonra da kaybedenlerin ve taraftarlarının toplum satıldı manevrası da sadece manevradır ki asıl geçerli manevra ORJİNALİ VARKEN VE UCUZKEN KİMSE TAKLİDİ SATIN ALMAZ, taklide oy vermez diyecektim.

S. K. : Arkadaş bana "365 gün CTP'ye söversin ama ; yarın gidip yine oy vereceksin" diyor... böyle adam olamazmışım diyor... Kendi düşünce dünyasını güncel siyasal yorumcu pozisyonundan kurtaramadı diye, benim CTP'nin düşünsel evrimi için ortaya koymaya çalıştığım mücadeleyi böyle görüyor. Üstelik "İngiliz olsa sandığı boykot ederdi" diyor.
Yani adam olamadık çünkü ; İngiliz toplumuna dönüşemedik...

C. D. : Her kimse o arkadaşın goyver kuyruğunu gitsin; işte tam da kendisini İngiliz zannedip İngiliz’i de adam zannedip yan gelip yatan bir düşünce tembeli ile karşı karşıyayız ki bunlar İngiliz’dir Türklüklerinden utanmayı Avrupalı olmak zannediyorlar sanki, örneğin Blair, Le Pen, Milanın başkanı da Avrupalıydı...


S. K. : Bir yere kadar haklıdırlar...demokrasiler tepki rejimleridir. İngiltere'de Fransa'da , Yunanistan'da olduğu gibi... Ama böyle adamsın/adam değilsin diyerek yumurta tokuşturmak üzerinden devrimcilik çığırtkanlığı yapmak tamam değil ; dökün toplumu meydanlara bakalım seçim sistemi değişir mi, değişmez mi...


C. D. : Dalın kitaplara okuyun öğrenin ve dökülün sokaklara, siz hak yolunda sokağa çıkarsanız halkı da yanınızda bulursunuz derdim ben.


S. K. : Öyledir yahu! Sen halkın problemle muhatap olmasını mı istiyorsun? O zaman dök meydanlara ve uzlaştır... Ha!  Yok sen bunu yapmayacaksın ama; halkın öfkesini de CTP'ye yönelteceksin, biz de seni seyredeceğiz...sistemin kendisi problem üretiyor yalnız; CTP değil. Asıl siz adamsanız dökün halkı meydanlara.


C. D. : Eğer yukarıdaki cümlenin muhatabı bensem emin olun ki benim halka öncülük etmek gibi bir derdim yok. Halk gerçekten sıkılıyorsa patlayacaktır amma darılmaca yok benim gözlemim şudur ki halk bu bozuk düzenden bir hayli memnun çünkü hak peşinde değil çıkar...


S. K.  : Örgütlerdir tabii...

S.  K.  : Toparlanıyoruz hareketi de buna dahildir... Her türlü görsel ve işitsel araçları kullandılar... "Devrim için toparlanıyoruz" sloganlarıyla her kesime ateş açtılar. Şimdi işte size fırsat dök kardeşim "toparladığın" insanları meydana ve yeni seçim sistemiyle uzlaştır... Ama yok! şimdi halkın öfkesini yönetmeye soyundular. Neden biliyor musun? Çünkü halkı meydanlara dökme maharetine sahip değildirler, zayıftırlar...zayıf.


C. D. : Sokaklar sokak çocuklarınındır "


NETİCE...

Yukarıdaki diyaloga benzer öyle çok diyalog ve çoklu yazışmalar yaşanıyor ki sosyal medyada takip etmek dahi oldukça zor... Ancak yine de bunun farkındalığında olmak ve doğru analizler yapmak gerektiğine inanıyorum...

SÖZÜN ÖZÜ:

Bu diyalog ve benzerlerini yapan arkadaşlar haksız mı ?

Bu tür sözde halkın öfkesini yöneltmeye soyunan eğilimler, sistemin temellerinin iyileştirilmesi noktasını ve kaynağını değiştirme imkânına sahip mi ?

Değildir...!

Fakat ne yazıktır ki, bazıları bu öfkeyi özellikle de " Kelime Türetme Oyunları" üreterek, CTP'ye yöneltmeye soyunmuşlardır !..

Acı gerçek budur.
Ve bu demokratik bir tepki değildir..!

Esas olan, halkın karşısına alternatif önerilerle çıkmak ve örgütsel mücadeleyi toplumsal çıkarlar için birlik, mücadele ve dayanışma içerisinde yükseltmektir...

Bu yazı toplam 1980 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar