1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ‘Otoriter rejim’ modası mı?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

‘Otoriter rejim’ modası mı?

A+A-

Avrupa’nın göbeğinde enteresan bir tartışma başladı.
Tartışmanın merkezinde ‘liberal demokrasi’ kavramı var.
Öne sürülen en ilginç sav özetle şöyle:
“Ekonomik anlamda çok da iyi durumda olmayan ülkelerde liberal demokrasiyle bir yere varmak mümkün değil. Bu yüzden ‘otoriter’ idareye yönelmek gereklidir.”
Bu cümleler ‘üçüncü dünya’ya ait ülkelerden birinde söylenmiş olsaydı hiç de şaşırtıcı olmazdı. Aksine, gelişmemiş ülkelerde demokrasinin düzeyinin yüksek olmasını beklemek hayal görmekle eş anlamlı sayılabilinir.
Zaten bu yazının yazılmasının nedeni de, yukarıda özetlenen görüşlerin bir ‘üçüncü dünya’ ülkesinde değil, bir ‘Avrupa’ ülkesinde dillendirilmiş olması!..
**
Eylül ayında Macaristan’da yerel seçimler var ve bu seçimlere giderken iktidardaki sağ görüşlü Fidesz Partisi’nin lideri, Başbakan Viktor Orban açık açık ‘otoriter rejim’den söz ediyor!
Dünyada ‘demokrasilerin modasının geçtiğini’ dillendirmekten çekinmeyen Orban, “Özgürlükler temelinde yapılanan rejimlerin artık küresel rekabete dayanamadığını” söylüyor ve tezini kanıtlamak için ‘dünyanın yeni yıldızları’ diye nitelediği kimi ülkeleri örnek gösteriyor.
Ve Macar Başbakan’ın ‘yeni yıldız’ diye saydığı ülkeler arasında Türkiye de var!
Orban ‘başarılı model’ diye sıraladığı ‘Çin, Hindistan Rusya ve özellikle de Türkiye’nin liberal demokrasiyi uygulamadığını, hatta çoğu kez bu rejimlerin demokrasi olarak bile tanımlanamayacağını, ancak sonuçta bu ülkelerin dünyaya kendi iradelerini kabul ettirerek ekonomik olarak da geliştiklerini’ söylüyor.
2004’ten bu yana AB üyesi olan Macaristan’ın Başbakanı’na göre ‘liberal demokrasilerde güçlü hep zayıfların üstesinden geliyor’, bu yüzden de son 20 yıl içinde küresel anlamda pozisyon kaybeden Macaristan güçlenmesinin yolu ‘güçlü bir devlet’ yapısından geçiyor.
Ve aynı Orban ‘sosyal devlet modeli’nin de artık geride kaldığını düşünüyor. Düşünmekle kalmıyor, zaten Macaristan’da Orban hükümetinin uygulamaya soktuğu ‘kamu maaşı’ adı altında güçsüz insanlara çöp toplama ve benzeri işler karşılığında düşük ücretler veriliyor. Bir başka deyişle ‘işsizlik ödeneği’ ve ‘sosyal yardım’ uygulaması Macaristan’da uygulamadan kaldırıldı.
**
Macaristan’da 2010’dan bu yana Viktor Orban hükümeti görev yapıyor. Sol muhalefet Orban’ın bu görüşlerine karşı çıkıyor ve Eylül’deki seçimlerde ittifak arayışlarını sürdürüyor.
Eski Doğu Avrupa ülkesi Macaristan’ın Başbakanı’nın ağzından çıkan ve aslında muhaliflerine göre ‘çoktan uygulamaya soktuğu’ otoriter yönetim anlayışı bir ‘moda’ya dönüşür mü?
Başka ‘Batılı’ ülkeler de Orban’ın peşinden gidip ‘liberal olmayan demokrasi’ talep eder mi?
Bunlar son derece kritik sorular...
Her ne kadar AB üyeliğinin şartları arasında iyi işleyen bir liberal demokrasi ve liberal ekonomi varsa ve Batılı ülkelerde halkların kolay kolay demokrasiden uzaklaşmayacağı tahmin edilse de, birçok nedenden dolayı bu düşüncenin Avrupa’da yayılma potansiyeli olduğunu görmezden gelemeyiz.
Başta işsizlik, yabancı göçmen trafiği ve ekonomik sorunların büyümesi olmak üzere kitlelerin ‘radikal’ uçlara kayma ihtimali son derece yüksek...
Yakın geçmişte Avusturya’da hızla yükselen Jörk Heider’in ırkçı partisini akılda tutmakta fayda var.
Bugünün dünyası o günün dünyası değil belki, ama Hitler de, Musollini de, Salazar da Avrupalıydı!..
Giderek her bakımdan ‘otoriter bir Sünni Devleti’ne evrilen Türkiye’yi ‘yıldız’ sayan ve uygulanan rejimi örnek gösteren Orban’ın Eylül’de alacağı seçim sonucunu çok merak ediyorum.
Umalım ki kazanmasın!

Bu yazı toplam 1703 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar