1. YAZARLAR

  2. Dr. Berkan Tokar

  3. KKTC Kalkınma Bankası ve 2018 Krizi
Dr. Berkan Tokar

Dr. Berkan Tokar

EKONOMİ YAZILARI

KKTC Kalkınma Bankası ve 2018 Krizi

A+A-

Kalkınma Bankasını icraatlarını daha iyi anlayabilmek ve değerlendirebilmek için Kalkınma Bankacılığı konseptini ve var olma sebebini öncelikle bir irdelemekte fayda var diye düşünüyorum. Her ülkenin temel hedefinde toplumunun refahını ve yaşam kalitesini artırmak vardır. Bu hedeflere ulaşma kalkınma hamleleriyle mümkündür. Ülkelerin kalkınma hedeflerine ulaşabilmesinde mali olanaklar, en önemli unsurların başında gelir. Dolayısıyla Bir ülkenin kalkınma çabalarına o ülkedeki finans piyasalarında bulunan ticari bankalar, yatırım bankaları ve diğer finans kuruluşları kendi misyon ve hedefleri çerçevesinde katılır ve katkı koyar. Ancak gerek ticari bankalar, gerekse yatırım bankalarının ana hedeflerinde kar etmek olduğundan, bu katkılar bir ülkenin kalkınma çabalarını verimli ve etkin olarak sürdürmesi için yeterli değildir. Anlaşıldığı üzere her bankacılık alanında farklı misyon ve hedefler bulunduğundan hükümetler, ülkenin kalkınmasını etkin bir şekilde yönetebilmesi adına tam da kalkınma misyonun ile çalışacak bir finans kuruluşuna ihtiyaç duyarlar.     

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde karşılaşılan firmaların sermaye yetersizlikleri, gerek firmalar için, gerekse ekonominin geneli için ciddi riskler oluşturmakta ve kalkınma çabalarına olumsuz olarak yansımaktadır. Dolayısıyla Kalkınma Bankaları küçük ölçekli veya yeni kurulan firmaların sermeye yetersizliğinden kaynaklanan risklerini firmayla paylaşarak yapacakları girişimlere yardımcı olur. Ayni zamanda kalkınma bankacılığı kurumsal yapıları güçlü olan firmaların yeni yatırımlarına destek olmak ve ülkenin endüstriel gelişime omuz vermek için faaliyet gösteren bir bankacılık alanıdır. Bu nedenledir ki kalkınma bankaları gelişmekte olan ülkelerde çok daha fazla ihtiyaç duyulan bir ekonomik yapılanmadır.

Gelişmekte olan ülkemiz özelinde de var olan, ekonomik kalkınmanın önünde risk oluşturan yapısal problemler aslında diğer ülkelerle pek bir farklılık içermemektedir. Dolayısıyla 1993 yılında kurulan, 25 yılı aşkın bir süredir faaliyette bulunan KKTC Kalkınma Bankası o dönemde bu ülkenin kalkınması adına önemli bir kurumsal yapılanma hamlesi olduğunu altını öncelikle çizmemiz  gerekir. Herkesce malumdur ki, KKTC Kalkınma Bankası sıklıkla eleştiri iddialarıyla gündeme gelmektedir. Tabiki bu eleştirilerin muatablarınca cevaplanması önemlidir ancak ben bu iddilardan çok 2018 ylı krizinde Bankanın gösterdiği refleksleri ve benim de KKTC Kalkınam Bankası Yönetim Kurulunda bir yıl boyunca bulunduğum sırada yapmış olduğumuz ekonomik hamleleri ve bu hamlelerin sonuçlardan bahsetmek istiyorum.

 Kalkınma Bankası Yönetim Kuruluna atanmamızın Hemen ardından 2018 yılı ekonomik krizi gelmişti.  O dönem, İçinden geçmekte olduğumuz krizin niteliği bizlere alım gücünün düşmesinden dolayı toplam talebin düşeceğini gösteriyordu. Ancak kriz bu kadarla kalmayıp firmaların tahsilatlarında gecikmeler yaşanmasını, dolayısıyla firmaların kendi ödemelerinde de gecikmeler oluşmasını beraberinde getirecekti. Tüm bu olumsuzlukların neticesinde de kredi geri dönüşlerinde aksaklıklar yaşanması ve bankalara kredi borçlarını ödeyemeyen firmaların oluşması müdehale edilmediği takdirde kaçınılmaz bir sondu. Tabi ki bu kriz sarmalının zamanında müdahale edilmemesi beraberinde geri dönmeyen kredilerden dolayı bankaların sıkıntıya girmesini ve finans piyasalarını sarsma endişesini hissetirecek olması da inanın hiç kimsenin yaşamak istemeyeceği bir durumdu.

Hal böyle iken Yönetim kurulumuz kendi değerlendirmesini yapmasının ardından Kalkınma Bankasının klasik kredi paketleriyle yukarıda belirttiğim kriz sarmalına müdahale edebilmesinin mümkün olamaycağı kanaatini oluşturdu. Krizin nelere yol açacağını bizlerce kestirilebiliyor olmakla birlikte, boyutlarının ne derece olduğunu saptamak kolay değildi. Gerek Sanayi Odasıyla, gerekse Ticaret Odasıyla defaten yapılan toplantılarda firmaların yaşadığı sıkıntıların boyutları ve krizin önüne geçilmesine deva olacak hareket şeklinin ne olması gerektiği konusu tartışıldı ve düşünüldü. Tüm bu hazırlıkların ardından Acil İşletme Kredisi Paketi Yöntim Kurulumuz tarafından geliştirildi ve firmalara sunuldu.

Tabi ki Kalkınma Bankasının müracaatlara cevap verme prosedürleri zaman alan süreçler olduğu bilincinde idik.  Ancak bahse konu paketin firmalara sunumu ve etkin olabilmesi için isminden de anlaşılacağı gibi hızlı davranılması çok önemliydi. Alışılmışın dışında yöntemler gerek banka yönetimi gerekse personeli üzerinde belli baskılar yaratmış olsada KKTC Kalkınma Bankası ailesinin gayretleriyle Bankanın rutin hizmetlerinin yanısıra bahse konu kredi paketini başarıyla uygulanmıştır. KKTC Kalkınma Bankası Yönetim Kurulunun geliştirdiği ve firmalara sunduğu Acil İşletme Kredisi paketinden 33 firma yaklaşık 27.5 milyonluk bir tutardan faydalandırılmış ve kriz dönemini daha rahat atlatılması sağlanmıştır.  

Sonuç olarak biz ekonomistler çoğunlukla KKTC ekonomisinin yapısı ve bu yapı içerisinde kullandığı para birimini TL olması gereği para politikası aracından faydalanma imkanın sınırlı olduğu saptamasını yaparız. Bu saptamada bir yanlışlık yoktur, ancak yukarıda bahsettiğim örnekte KKTC Kalkınma Bankası mikro düzeyde para arzı yaratarak o dönemi sermaye yapısından dolayı krizi atlatmakta zorlanacak firmalara güç katmış ve o dönemi toplam talebi daraltmadan, işsizlik yaratmadan, banka borçlarında donuğa düşülmeden atlatlmasını sağlamıştır. Dahada önemlisi finans piyasalarının donuk kredi riskini azaltmış ve firmaların hayatta kalmasını sağlayan bir uygulama olmuştur. 

Bu yazı toplam 2316 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar